2013 YILI MİLLİ EĞİTİMİ ÜZERİNE

Geride bırakmaya az bir süre kalınan 2013 yılı milli eğitimine dair 2023 vizyonu ışığında çıkarımlarımızı analizler üzerinden ele alacağız.

2013 YILI MİLLİ EĞİTİMİ ÜZERİNE
2013 yılının sonlarında bulunduğumuz şu günlerde, geride bırakmaya az bir süre kalınan 2013 yılı milli eğitimine dair 2023 vizyonu ışığında çıkarımlarımızı analizler üzerinden ele alacağız. 2013 yılında milli eğitim camiasında gündem yaratan olaylar üzerinden, mevzuyu işlemek ve analiz etmek yerinde olacaktır diye düşünüyorum. Bu hadiseleri ve mevzuları, kronolojik bir sıra içerisinde başlıklar halinde ele alarak, çizilen 2023 vizyonunun rotasındaki kaymaları da gözler önüne sermek istiyoruz.
 
1- 4+4+4’ün 2023 Vizyonuna Hattı Müdafaası.
 
2- Yönetici Atamalarına Koyulan Çomak ‘MÜLAKAT’
 
3- Yapılan Toplu Sözleşmeler ile Dağın Fare Doğurduğu idrak edildi.ÖABT Sınavları Labirent Gibi
 
4- Dershane Evrimi, Çevrim Çıkmazında
 
1- 4+4+4’ün 2023 Vizyonuna Hattı Müdafaası.
 
Milli Eğitimde imal edilen bir sistemin rayına oturmayışı, her ortamda herkesçe dile getirilmektedir. Bilinmelidir ki, imalatın ardından sahaya sürülen her eğitim sisiteminin gelişimi için belli süre beklemek ve sistemin eğitim paydaşları aracı kılınarak kollektif bir şuurda rayına oturtulup, geliştirilmeye çalışılıp çalışılmadığını da sıkı denetimler ile takip ve kontrol etmek gerekir. Fakat bekleme süresi sınır aşımından sonra MEB’in imal edip sahaya sürdüğü her sistemin, çizilen rotada rayların yerli yerince kollektif bir bilinç ile döşenmemesinden dolayı rayından çıktığını bariz bir şekilde görebilmekteyiz. Sistemsizlik üzerine kurulan her sisitemin de, sistemsizlik rayında kıvranıp çığrından çıkması da kaçınılmazdır zaten.
 
6287 sayılı kanun ile zorunlu 12 yıl eğitime geçiş ve okulların ilkokul-ortaokul-ortaöğretim diye kademelendirilmesi gibi yenilikler getirilmiştir. Ama nerden bakarsanız bakın, bu yenilikler bakanlığın bazı zamanlarda elini kolunu bağlamıştır bazı zamanlarda adımların yanlış atılmasına yol vermiştir bazı zamanlarda ise okullardaki kurulu düzenlerin bozulmasında etken rol oynamıştır. Derin analizler ışığında değil de, büsbütün üstünkörü siyasi analiz taslakları ve tasarıları ile getirilen bu yenilikler, 2023 vizyonunun önüne set çekmiş ve bariyerler kurmuştur. Düşe kalka giden ve rayında gitmeyen bu sisitemin 2023 vizyonu esasında değerlendirildiğinde, ışık vermediği aşikardır. Bu sisitemin, öğretmenleri mağdur ederek açtığı derin yaraları, olumsuz çağrışımları ve izleri silmekte 2013 yılının sonunda ayan beyan ortadadır. Hala bu sistemin açtığı gediklerin kapatılması için uğraşverilmesi bile sistemin derinsizliği ve tepeden inmeci bir yaklaşımla yapıldığı düşüncesinde kalmamızın nedenidir. Sistem değişikliğine dair kanun maddelerinin görüşüldüğü zamanlarda, eğitim sendikalarının jokoben diyerek altını doldurmasını talep ettiği bu sisitemi MEB gözden geçirmeyerek, sistemin açtığı gedikler (HEM YÖNETİCİ HEM ÖĞRETMEN FAZLALIKLARI VS...) bağlamında başka başka mevzuları gözden geçirmek zorunda kalmıştır. Bu bakımdan, Sayın Emre KONGAR deyimi ile getirilen her türlü yeniliğin ‘altı doldurulmalıdır.’ kaidesine de uyulmadığı gün gibi ortadadır. Unutulmamalıdır ve bilinmelidir ki, altı dolu olmayan ve jakoben bir yaklaşımla getirilen her
türlü yeniliğin uygulama sahasına çıktığında altını doldurmaya çalışmak zorunda kalırız. Tıpkı bugünlerde bu sistemin altını doldurmaya çalıştığımız gibi...
 
2- Yönetici Atamalarına Koyulan Çomak ‘MÜLAKAT’
Yönetici atamalarında mülakat aşamasının getirilmesi, camianın tepkilerine yol açmıştır. Eğitim sendikalarından, mülakata restin açıklaması şöyle yapılmıştır: ‘Mülakat kurullarındaki yöneticileri önce adil, tarafsız ve mülakata uygun özelliklere sahip hale getirin, ondan sonra bunu gündem yapalım.’ Evet, bilinmelidir ki bir yere referanslar aracı kılarak gelen birinin tarafsızlığı, adaleti ve hakkaniyeti şüphe götürür. Şüphe atmosferinden çıkan her sınava dayalı yönetici atama inhasının su götürür yeri olmaz. Nitekim, uygulama sahasında mülakat aşaması yeniliği camiadan kırmızı kart yemiştir.
 
3- Yapılan Toplu Sözleşmeler ile Dağın Fare Doğurduğu idrak edildi.
Anayasa referandumunda, ‘EVET’in memur açısından gerekçesi idi TOPLU SÖZLEŞME HAKKI. Ama son iki yıldır yapılan toplu sözleşmeler, özellikle 2013 yazındaki, memurun beklentisini karşılayamadı. Yetkili sendikanın masa başında pasifize edilerek nakavt edilişi, camia tarafından esefle karşılandı. Gelinen noktada, çoğu öğretmen, toplu sözleşmenin toplu görüşmeden farksız olduğunu düşünmektedir. Eğitim camiası, toplu sözleşme ile yetkili sendikanın masa başında elinin daha da güçlendiğini değil, aksine masa başındaki al gülüm ver gülüm kurgulanmış oyununu gördüğünü konuşuyor. Böylelikle, eğitim camiasındaki her birey ise ‘EVET’in ‘HEBA’ya dönüştüğüne şahitlik ediyor.
 
4- ÖABT Sınavları Labirent Gibi
Alan sınavı da, atanamayan öğretmenlere deva olmadı. Alanlar bazında yapılan sınavlardaki çifte standartlar ve alan sınavları ile ilgili yarım milyarlık (Eski para tutarını belirtir tabir) masraflar, ilgili kesimin en ala memnuniyetsizliği olmuştur. Eğitim sendikalarının, alan sınavları ile ilgili sıkıntı ve sorunlara eğilmeme eğilimi, fütursuzluğu ise bu sorunların ve sıkıntıların çözümsüzlük esaretinde kalmasına neden olmuştur. Alan sınavları, ‘bizim oğlan bina okur döner döner yine okur’ hikayesini adeta sahnelemiştir. Alan sınavının oluşturduğu labirent içinden ise öğretmen adaylarının, döne döne okuyarak nasıl çıktığı yaşanmış olaylar ışığında şöyledir: YA DİRİ YA ÖLÜ...
 
5- Dershane Evrimi, Çevrim Çıkmazında
Yılın son aylarında en çok konuştuğumuz hatta bazı kanalların temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp sunduğu ve üzerine bolca kutsallık kattığı dershanelerin dönüştürülerek kapatılma mevzusu, her ne kadar bizleri ileriye dönük iyi şeyler olabilir ümitvar düşüncesine sevk edip heyacanlandırsa da, atılan 2 yıllık geri adım ile rotanın istikameti görülmüş ve hayal kırıklığına uğramışızdır. O dönemlerde geliştirilen sistem dershaneyi doğuruyor ve gereklidir söylemine karşılık dershaneler yaşadığı müddetçe sistem ne yöne kayarsa kaysın ona göre dershanelerin evrileceğini söylemiştik. SİSTEMİN ŞU ŞARTLARDA VE ORTAMDA DERSHANELERİ ALT ETMESİNİN ZOR OLDUĞUNU VE DERSHANELERİN EĞİTİM YUVALARI OLMADIĞINDAN HAREKETLE TASFİYESİ İLE MEB’İN ROTA İSTİKAMETİNDE DOĞRU BİR ADIM ATACAĞINI SÖYLEMİŞTİK. Ama güç yetirip, dershane kodamanları alt edilemedi. İmkan, fırsat, taviz ve tolerans tanınarak da bunların toleresi mümkün değil. Gelinen noktada ise toleranstan tolerenin değil törpünün çıktığının şahidi olduk bu süreçte. Çocuklarımızı hissi, velilerimizi maddi olarak sömüren DERSHANE kurumlarını artık istemiyor ve onlara karşı tolerans göstermiyoruz. Bu süreçte, bizim gibi düşünenlere verilen hisse: ‘SUS VE BEKLE’ olmuştur.
 
Sonuç olarak, 2014 yılında 2023 vizyonunu gerçekten konuşabilmek ve bu esasta rota çizmek için kollektif şuur ile paydaşlar dikkate alınarak ve zikzak çizmeyerek hareket edilmelidir kanısındayım. 2023 vizyonu ve çizgisi hazırlanan stratejik planlar ile okullara indirgenmelidir ve prensipli, sıkı denetimli bir şekilde yürütülmelidir. UNUTULMAMALIDIR Kİ, ROTASI BELLİ OLMAYAN RÜZGARA HİÇBİR RÜZGAR YARDIM ETMEZ.
 
Yahya ASLAN
Güncelleme Tarihi: 20 Aralık 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER