GÜLE GÜLE TURGUT ÖZAKMAN

GÜLE GÜLE TURGUT ÖZAKMAN
 
Bundan yıllar yıllar önce henüz 10 yaşındayken Isparta’ da 29 Ekim günü, sene zannediyorum 1995’ ti, meşhûr Kültür Sineması’ nda Kurtuluş isimli bir film ücretsiz gösterilecekti. Afişler ve duyurular Isparta’ nın her yerine asılmıştı. O dönemde bırakın sinemaya gitmeyi evde televizyon izlemek bile lükstü. 1995’ in fakir Isparta’ sında ücretsiz sinema, bulunmaz nimetti. Filmi izlemek için izbe ve varoş mahallemizden Kültür Sineması’ na tam 10 kilometre yolu yürüdüm. Tabi bir de dönüşü var, etti mi 20 kilometre! Hiç önemli değildi. Afişleri süsleyen kara kalpaklı, bıyıklı, sarışın, yakışıklı adamın Mustafa Kemal olduğundan şüphe yoktu. Mustafa Kemal için 20 kilometre yürümüşüz, çok mu!
 
Sinemada yerlerimizi aldık. Türk’ ün destan devri büyük perdeye aksetmeye başladı. Yalan Rüzgârı, Bizimkiler gibi ucuz Brezilya, Amerikan ve Türk pembe diziler artığı Türkiye’ sinde epik film Kurtuluş’ u tüylerimiz diken diken izledik. Kâh ağladık kâh marşlara eşlik ettik. Daha sonra defalarca izleyeceğim mükemmel bir filmdi. En sonda oyuncu kadrosu içinde yazar olarak Turgut Özakman’ ın adı geçiyordu. Senarist Turgut Özakman’ dı. Bu harika filmi Turgut Özakman yazmıştı, bu ismi hiç unutmadım. İşte Turgut Özakman’ la tanışmam böyle olmuştu.
 
Aradan 10 sene geçtikten sonra 2005’ te satış rekorları kıran, baskı üstüne baskı ve sükse yapan Şu Çılgın Türkler kitabının tan vaktinde taarruz geçen Türk birliğini temsil eden kapak fotoğrafının üstünde yer alan Turgut Özakman adını hemen tanıdım. Kitabı alıp bir çırpıda okudum, yine aynı ruh haline yaşadım. 10 yaşımdan ilkgençlik çağlarıma kadar Atatürk sevgimden hiçbir şey eksilmediğini aksine Atatürk sevgimin katlanarak arttığını fark ettim. Tabi arkasından peş peşe çıkan Diriliş: Çanakkale 1915, Cumhuriyet: Türk Mucizesi 1 ve 2 Türklüğümüzü perçinleyen kitaplardı.
 
Atatürk ve Atatürkçülüğe dair, Cumhuriyet adına ve Kurtuluş Destanı üzerine yazdıklarının doğruluğundan bir an olsun şüphe etmedim. Çünkü mükemmel bir tarihçi olmak; Atatürk’ ü yazmaya yeterli değildir. Atatürk’ ü yazabilmek, her şeyden önce Atatürkçü olmayı gerektirir. İşte Turgut Özakman da böyle yaptı. Tarihçi miydi, değildi! Edebiyatçı mıydı, değildi! Yazar mıydı, çizer miydi, değildi, hiçbiri değildi! O her şeyden önce gerçek bir Atatürkçüydü! Turgut Özakman’ ın Atatürk sevgisi enginlere sığmayan su götürmez bir gerçektir.
 
Atatürk değerlerinin örselendiği, Atatürkçü düşüncenin eğitim sistemimizden elini ayağını yavaş yavaş çektirildiği, Atatürk sözlerinin kaidelerden/duvarlardan; Atatürk büstlerinin/heykellerinin yayalaştırma gibi saçma bahanelerle il/ilçe merkezlerinden kaldırıldığı, Atatürk milliyetçiğinin yerine emperyalizmin emrettiği müslüman kardeşçiliğin oynandığı XXI. asrın modern ve paket paket demokrasiye gark olmuş mükemmel ülkesi Türkiye’ mize Cumhuriyet’ in kıymetini ve Atatürk’ ü Turgut Özakman öğretti. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
 
Turgut Özakman’ ı selamlıyorum, ışıklar içinde uyu Çılgın Türk…
 
 
Yücel ÖNDER
Güncelleme Tarihi: 30 Eylül 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER