YENİ PARTİ KURMA İDDİALARI YALAN...

Son dönemde Milliyetçi Hareket Partisi içinde yaşanan gelişmeler ile ilgili MHP Genel Başkan adaylarından Meral Akşener çarpıcı açıklamalarda bulunarak Ülkücü harekete önemli mesajlar gönderdi. Habererk sitesinden Dr. Levent Eraslan’ın Meral Akşener ile yaptığı söyleşi:

YENİ PARTİ KURMA İDDİALARI YALAN...

Öncelikle hanımefendi her zamankinden çok zinde ve moralli, Türkiye’nin dört bir tarafından, hatta yurtdışından gelen misafirleri ile saatlerce görüşmeler yapmakta. Yorulmak zaten lügatında yok, çok önemli hukukçulardan oluşan ekibi ile sürekli temas halinde. Çalışma ofisindekilerin de mücadeleye dönük motivasyonları üst düzeyde.

 

Bir başka deyişle Genel Merkez'in işi çok zor, çünkü Akşener sahaya yeni çıkıyor…

 

Efendim öncelikle bu yoğun görüşmeleriniz arasında bizleri kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Kadir geceniz mübarek olsun.

 

Teşekkür ederim. Bende tüm Türk-İslam aleminin Kadir gecesini kutluyorum. İnşallah bu gecede edilen dualar ile ülkemiz huzura ve mutluluğa kavuşur.

 

Sayın Akşener neredeyse 8 aydır bir mücadele yürütüyorsunuz. Bu süreci bizlere özetler misiniz?

 

Öncelikle bu süreci ben tek başıma yürütmüyorum. Çok değerli ülküdaşlarım, onların sevgili aileleri ve bizleri gönülden destekleyen bir ailemiz bulunmaktadır. Biz bir aileyiz o sıcaklık ile birlikte çalışıyoruz. MHP ülkemizdeki diğer tüm partilerden farklıdır. Çünkü tarihi boyunca bedel ödemiştir. Bu yüzden diğer partiler gibi çeşitli ortaklıklar üzerinde değil, şehit ve gazilerinin emaneti üzerine kurulmuştur.

 

 Milliyetçi Hareket Partisi 7 Haziran seçimlerinde göreli bir başarı, 1 Kasım seçimlerinde ise tüm ülkücülerin yüreğini yakan bir şekilde üzücü bir sonuçla %50 oranında milletvekilini kaybetmiş, partimiz Gazi mecliste sonuncu parti olmuştur. Bu şartlar içerisinde diğer hiçbir siyasi harekette olmayan bir özveri ile 1980 öncesi ve sonrası Canını Cebinde Taşıyan ülkücü hareketin mümtaz üyelerinin moralleri bozulmuş, köylerinde, kasabalarında, gittikleri yerlerde başları öne eğdirilmiştir. Ülkücü bürokrat, ülkücü akademisyen, ülkücü öğretmen, ülkücü memur, ülkücü doktor ve mühendisler AKP’liler tarafından ezilmiş ve hor görülmüştür. Ülkücü hareketin özgüveni düşürülmüş ve yalnız bırakılmıştır. Bu panoramada ömrünü bu harekete feda eden bir gelenekten gelen biri olarak genel başkanlığa adaylığımı koydum. Bu adaylık başkalarının bize tevdi ettiği, görev verdiği bir adaylık değil, ülkücü tabanın ve delegasyonun isteği ile gerçekleşmiştir. Hepsinden Allah Razı olsun bu kutlu göreve bizi layık gördüler. Daha sonra Genel Merkezimizin tarafımıza desteklerinden ötürü görevden aldığı illere ziyaretlerimiz oldu. Bu süreçte 37 il ve onlarca ilçe ziyaretlerimizde gördük ki, Ülkücülerin iktidara ihtiyacı var. Bakınız biz bu ülkeyi layığı ile yönetecek kadrolara sahibiz. Her alanda kendini yetiştirmiş çok sayıda ülküdaşımız var. Şunu da belirtmeliyim ki, bizim istediğimiz demokrasi talebi halkımızda karşılık bulmuştur. Karşılık görmediği tek yer ne yazık ki, Genel merkez ve onunla birlikte hareket eden mihvallerdir. Daha sonrası malum hukuk mücadelesi bugün yayımladığımız basın bildirisinde bunları özetledik.

 

Efendim tam da burada size şunu sormak istiyorum genel başkanlık görevine gelmemeniz için adeta hukuk alt üst ediliyor. Bu konuda fikrinizi alabilir miyim?

 

Hukuk evrensel normlara dayalı olarak devlet adı verilen erkin genel toplumsal düzeni sağlamak için yine toplum adına oluşturduğu kurallar bütünüdür. Ancak bu süreçte gördük ki hukuk birilerinin çok rahat emri altına girmekte ve istenilen sonuçlara imza atabilmektedir. Kongre sürecinde gitmediğimiz mahkeme türü kalmadı. Bu süreç Hukuk fakültelerinde sınav sorusu olmalıdır. Bu yapılanlar aslında bizlerden çok toplum nezdinde hukuka olan inancı yaralamaktadır. Nasıl “Berlin’de hâkimler var” sözü evrensel bir değer olduysa “Türkiye’de de hâkimler yok” sözü git gide yaygınlık kazanmaktadır. Getirin sandığı önümüze hepimiz çıkalım delegenin kantarına her şey ortaya çıksın.

 

Efendim diğer adaylar ile görüşüyor musunuz? Bu konuda bizlere neler söylersiniz?

 

MHP genel başkanlığına aday olan her arkadaşım çok değerli şahsiyetlerdir. Yıllarca partimize emek vermiş ülkücülerdir. Her birinin ayrı ve önemli meziyetleri bulunmaktadır. Benim onlarla onların benimle görüşmeme gibi lüksü olamaz. Ortak bir gaye için yola çıktık ve buna göre hareket edeceğiz. Cumartesi diğer adaylarla bir araya gelip yeni rotamızı belirleyeceğiz. İşbirliği kapasitelerini geliştirici bir toplantı olacaktır. Benim sürecin ilk başından beri dikkat ettiğim husus budur. Bunu çarpıtanlar da oldu. Ama ben hiçbir zaman bu çizgimin dışına çıkmadım. Örneğin ben ve arkadaşlarım hiçbir zaman tarafıma imza veren delege sayısını beyan etmedik, çağrı heyetinin eşit temsilcilerden oluşmasını sağladık ve benzeri birçok konuda bu hassasiyetimi korudum ve koruyacağım.

 

"YENİ PARTİ KURMA İDDİALARI ASİMETRİK BİR YALANDIR"

 

Geçen hafta mahkemelerden gelen olumsuz kararların ardından bir anda sizin yeni bir parti kuracağınıza dönük hatta isimleriyle çeşitli haberler yapıldı. Bu konuda ne dersiniz?

 

Bakınız bizler Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti ile yetişmiş kişileriz. Bizim düşünce yapımız, gönüllerimiz hep bu şiar ile dolu olmuştur. Bizim tüm mücadelemiz, kavgamız, iddiamız MHP’yi iktidar yapmaktır. Bunun için yollara düştük. Bu bağlamda bizim yeni bir parti kuracağımız, tavşan, fare, geyik partilere geçeceğimiz gibi iddialar sadece tezvirattır. Ülkücü milliyetçi hareket kendi partisinde önce iktidar, daha sonra da ülkede iktidar olacaktır. Böylelikle gönüldaşlarımıza da sizin aracılığınız ile seslenmek istiyorum; “Yeni parti kurma iddiaları asimetrik bir yalandır. Sosyal medyada ve malum havuzcu medyada yer alan bir uydurmadır. Biz hiçbir yere gitmiyoruz, insan evini terk eder mi?” Lütfen sevgili ülküdaşlarım sizler de böylesi bir yalanı ve dolanı dikkate almayın. Sorulara cevap bile vermeyin. MHP genel merkezi yıkılsa en son ben ve arkadaşlarım o binayı terk ederiz.

 

 

 

"GEREKİRSE DELEGASYONDAN TEKRAR İMZA TALEP EDECEĞİZ"

 

Peki, bu süreçte anlaşılıyor ki mücadele devam edecek?

 

Benim gençliğimde bir sloganımız vardı. Onu hatırlattınız: "Mücadelemiz Turan’a kadar." Elbette devam edeceğiz. Yılmadan ve usanmadan. Öncelikle bilinmesi gereken bütün mücadelemiz hukuki zeminde gerçekleşecektir. Tüm hukuki yolları kullanacağız. Ciddi bir ekibimiz var onlar bu süreç ile ilgili çalışıyorlar. Hukuk yolundan çıkmayacağız ve buna göre stratejilerimizi belirleyeceğiz. Diğer aday arkadaşlarımızla birlikte görüşüp gerekirse sayın delegasyondan tekrar imza talep edeceğiz. Özetle bizden kurtulmak öyle kolay değil.

 

12 GÜNLÜK SESSİZLİĞİN SEBEBİ: GÖZLEM SÜRECİ

 

12 gündür açıklama yapmadınız kamuoyu özellikle ülkücüler bunu çok merak ediyorlar efendim.

 

Ben hayatımın hiçbir evresinde fevri çıkışlar ve değerlendirmeler yapmadım. Bin düşünüp bir söyledim. Şimdi bir bakar mısınız benim mücadele ettiklerime, aynı anda altı odak ile mücadele ediyorum. Bu odakların her biri de deve dişi gibi. Bu yüzden bir gözlem, bir izleme sürecine girdim. Bu arada hukuki metinlerin oluşturulması ve gerekli organizasyonların oluşumu için bir süreç gerekiyordu. 

 

Arkadaşlarımız ile çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir. İlerleyen günlerde genişletilmiş istişare toplantılarımız yapılacaktır.

 

Efendim biraz da ekibinizden bahseder misiniz?

 

Öncelikle benim yanımda olan ülkücüler diğer ülkücüler gibi benim, bozkurtlarım, gönüldaşlarım ve yol arkadaşlarımdır. Seçim kampanyasının başlangıcından beri yanımda olan, evlerine harcayacakları paraları yol parasına veren, ucuz otellerde yatan, bir simit ile öğün geçiren, bayrak paralarını imece ile toplayan can kardeşlerim onlar benim. Bir de utanmadan şu bankada milyon dolarlar var, şu grup destekliyor, şu lobi şirketi stratejisini çiziyor diyorlar. Mübarek gece sadece onlara el insaf diyorum. Biraz edep biraz hayâ diyorum. Bizim tek kaynağımız gönüllerdir. Bizim az önce de belirttiğim zamanı gelince vitrine çıkaracağımız çok değerli arkadaşlarımız var. Ve onlar şu an ne yapıyor biliyor musunuz? Kurguladıkları, geliştirdikleri projeler üzerinde çalışıyorlar. Buradan tüm ülkeye seslenmek istiyorum. Siz bizim sadece MHP genel başkanlığına mı aday olduğumuzu sanıyorsunuz? Biz bu güzel ve fakat üzgün, mutsuz bırakılmış ülkemizin yönetimine talibiz ve bunu gerçekleştireceğiz.

 

"BİZLER YOL ARKADAŞLARINA 'BANA MI SORDUNUZ' DİYEN BİR AHLAKTA DEĞİLİZ"

 

Musavat Dervişoğlu beyefendi ile ilgili son günlerde bazı spekülasyonlar yapılmakta bu konuda ne dersiniz?

 

Sayın Dervişoğlu bizim kampanyamızın bu aşamaya gelmesinde çok önemli katkıları olan değerli bir arkadaşımızdır ve çalışmalarına aralıksız devam etmektedir. Bugün de bir toplantı yaptık kendisi ile. Bakın bizler bazıları gibi "Vefa"yı bir semt adı olarak bilenlerden değiliz ya da yol arkadaşlarına 'Bana mı sordunuz' diyen bir ahlakta da değiliz. Biz arkadaşlarımızı öyle kolay yedirmeyiz…

 

"SARAY'IN DESTEKLERİYLE O MAKAMDA OTURMAYI KENDİNE YEDİRENLERİN KARNI AĞRISIN"

 

Efendim son olarak neler dersiniz?

 

Öncelikle iki mesajım olacak. Birincisi ülkücü kardeşlerime, demokratik taleplerimiz mutlaka yerine getirilecek ve bu kongre toplanacaktır. Buna bir kere inanın. Yılgınlık ve bozgunluk, sessizlik yok. Çiğ yemedik ki karnımız ağrısın. Akla gelmeyen hukuk oyunları ile Saray'ın şuyun buyun destekleri ile o makamda oturmayı kendine yedirenlerin karnı ağrısın. Dik ve mağrur olun. Sizler ülke tarihinde bir ilke imza attınız, atacaksınız. Bunların yapacakları oyunların hepsini biliyorum, hepsini bozacağım. Paralel, maralel demediklerini bırakmadılar, benim böylesi bir yapıyla en küçük bir ilişkimin olmadığını en iyi Sayın Bahçeli bilir. Bakın ben de onların yakasını bırakmayacağım. Ben Rumeli kızıyım öyle şenlik dağıldı herkes evine havası yok. Geçen siz yazdınız grup toplantılarında sayın Genel Başkan 13 ana başlıkta 70 alt başlıkta bize küfür ediyor küfür, hakaretin bini bir para bu kadar kin ve nefretin nedeni nedir? Hukukçular biraz da bu sözleri incelesinler. Arkadaşlarımız emin ve rahat olsunlar. Bu ülkede bir ülkücünün tırnağına zarar gelse gök kubbeyi başlarına yıkarım…

 

Son söz de sevgili vatandaşlarımıza, ülkemiz ne yazık ki küresel tüm istatistiklerde en alt sıralarda yer almakta, insani gelişmişlik, eğitim düzeyi, ekonomik gelişmişlik, sağlık hizmetlerinden etkin yararlanma gibi skalalarda hak etmediği yerlerdedir. Buna karşılık terör ve yolsuzluklarda ise üst sıralarda yer almaktadır. Her gün ama her gün şehitlerimiz gelmekte, yetimlerin gözleri yaşla dolmaktadır. İktidar ise tüm bu yaşananlardan habersiz, konfetilerle köprü açmakta, 42 vatandaşın ölümünden bir gün sonra köprü bayramı ile illüzyon yapmaktadır. Bu gerçekleri Türk milletinin feraseti ile göreceğini biliyorum, onlara inanıyorum. Çaresiz olmadıklarını, onlarla dertlenen bir kadronun olduğunu bilmelerini istiyorum. Herkesin mübarek Ramazan Bayramını da kutluyorum.

 

Teşekkür ederiz efendim.

 

KAYNAK: HABERERK.COM

Güncelleme Tarihi: 02 Temmuz 2016, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER