ÖĞRETMENLER ARASINDA ÜCRET UÇURUMU VAR !

Milli Eğitim Bakanlığının en az gündeme getirilen ancak en çok konuşulması gereken mevzularından biri de insan kaynaklan ile ilgili politikalarıdır

ÖĞRETMENLER ARASINDA ÜCRET UÇURUMU VAR !
Milli Eğitim Bakanlığının en az gündeme getirilen ancak en çok konuşulması gereken mevzularından biri de insan kaynaklan ile ilgili politikalarıdır.Kurumların başarısı, devamlılığı, kendini çağın gerekleri ve toplumun ihtiyaçlarına göre konumlandırması açısından, insan kaynaklarının yönetilmesi kadar insan kaynağının seçimi, yetiştirilmesi ve gerekli başarıyı gösteremeyenlerin elenmesi de hayati önem taşımaktadır.
Bakanlığımızın insan kaynaklan ile ilgili politikalarını çeşitli başlıklar halinde irdeleyelim.
Yönetici seçimi yetiştirilmesi ve elemine edilmesi politikası;
MEB'in sistemleştirilmiş ve oturmuş bir “yönetici seçimi” politikası olmadığından, ani uygulamaları ile çalışanlarının tepkisini çekmektedir. Sık sık il ve ilçe milli eğitim müdürlerinin görevden alınması, yeterliliği ve tecrübesi ile ilgili hiçbir kıstas olmayan kişilerin kritik görevlere getirilmesi, şube müdürlerinin seçiminde uygulanan yöntem, okul müdürlerinin görevden alınmaları tam oturmamış rotasyon politikası kamuoyunun duyduğu ve ne olduğunu tam olarak anlamadığı değişikliklerdir.
Merkez ve taşra teşkilatında tecrübe ve birikim sahibi birçok yöneticinin ani kararlarla atıl durumuna getirilip ‘bankamatik memuru" haline getirilmesi vergilerimizin okul, yol, köprü, istihdam yaratacak işler olarak dönmesini engellediği ve karar vericileri tüyü bitmemiş yetimin vebali altına soktuğu bir gerçektir.
Bakanlık, eğitim yöneticilerini önce yetiştirip sonra mı atayacağı yoksa önce atayıp sonra mı yetiştireceği; bu kişilerin başarı durumları ile ilgili standartlar ve kariyer basamakları oluşturma: başarısız yöneticileri ne kadar süre görevde tutulacağı ve daha birçok konuda politikalar geliştirip karar vermesi gerekmektedir.
Denetim politikası müfettişlerin seçimi yetiştirilmesi ve elemine edilmesi;
Yönetimin bir alt basamağı olarak denetim hem denetlenenler hem de denettirenler açısından inanılmaz bir “geri bildirim" kaynağıdır. Normal zamanlarda yokmuş gibi duran problemlerin tespiti, yöneticiler açısından denetleneceğini bilmenin getireceği kontrollülük geleceğe dair strateji belirleme alanlarında sağlayacağı avantajlar, denetimin önemini daha da arttırmaktadır. Bu sebeple denetimin ile ilgili politikaların tespiti son derece önemlidir.
652 sayılı KHK ile 8 yıl öğretmenlikten sonra 35 yaş şartı getirilerek öğretmenlerin maarif müfettişi olması adeta engellenmiştir. En çok empati isteyen iş, hukuk, kamu yönetimi, işletme, maliye vb. alanından mezun olan yeni yetmelere bırakılmaktadır.
Müfettişlerin seçimi ve seçildikten sonra yetiştirilmesi ve göreve atanma sınavı süresince her bir aşamada "Eleme politikası" olmalıdır. Eleme sistemi olmayan bir kurum çürük elmalarla, sağlam elmaları aynı sepete kovmuş demektir. Maliye Bakanlığında Vergi müfettişliği sınavını geçemeyenleri elendiğini ve memur olarak atandığını duyduk da Milli Eğitim Bakanlığının müfettişliğe atama sınavda elenenleri bu güne kadar duymadık. Ya Milli Eğitim Bakanlığının eleme politikası yok, aynı sorulan tekrar tekrar soruyor ya da maarif müfettişleri sınava çok iyi hazırlanıyorlar.
Bir kurumun çalışanlarının sayısının ihtiyacından fazla olması, kurumlan başarısızlığa ve verimsizliğe sürüklediği gibi ihtiyacın çok altında çalıştırmanın da verimsizliğe ve çalışanlar açısından ise haksızlığa sebep olacağı açıktır. Hali hazırda 2800 maarif müfettişi rehberlik, denetim, inceleme, soruşturma. kurum açma-kapama vb. hizmetleri resmi ve özel öğretim kurumları ayırt etmeksizin yapmaktadır. Müfettişlerin ihtiyacı karşılama oranı % 64’tür. Birçok ilde ihtiyacın çok altında müfettiş görev yapmaktadır ve görev yükleri son derece ağırdır. Hatta içi denetim, rehberlik, inceleme, soruşturma ile geçen zamanlan mesai bitimleri ve hafta sonları rapor yazımı ile geçmektedir.
Öğretmen seçimi yetiştirilmesi ve elemine edilmesi politikası:
KPSS ile öğretmen seçmenin tartışılması gereken birçok boyutu olduğu bir gerçektir, öğretmenler, daha düne kadar, alanı ile ilgili sorulara muhatap olmadan öğretmen oluyorlardı. Sınavlarda doğru yanıtları bulup işaretlemek, öğretmen olmak için belki de en az gerekli olan beceridir. Öğretmenlik her şeyden önce iletişim, yaratıcılık, problem çözme yeteneği, uyum, sabır, ekip ile iş yapma gibi becerileri isler. Tabi bunun sınavla belirlenmesinin mümkün olmadığı da açıktır.
Atanan öğretmenlerin sahip olması gereken beceriler ile ilgili ölçütlerin bir an önce belirlenip yetiştirme basamaklarında gerekli başarıyı gösteremeyenlerin şanslarını başka bir alanda denemek üzere yollarını açmak hem öğrenciler hem de o kişi açısından son derece önemlidir.
Milli Eğitim Bakanlığının kariyer politikası;
Her çalışanın mesleği ile ilgili alanda yükselmesi ve bu yükselme ile ilgili önünün açık olduğunu bilmesi, yaptığı işin kalitesini artıracağı gibi kişinin kendini göstermesini sağlayacaktır. Bir kurumun çalışanları liyakat, uzmanlık, tecrübe, gerçekleştirdiği proje ve çalışmalar vb. özellikleri değil de siyasetçi, sendikacı desteği ile atanıyorsa bu kurumların geleceğinden endişe duymamız için yeterli olmalıdır.
Bakanlığın, diğer bakanlıklarda çalışan müfettişlere verdiği başmüfettişlik unvanının maarif müfettişlerine verilmemesi ve bir kariyer sınıflandırmasının olmaması da çalışanlarına verdiği önemi gösteren en bariz örneklerdendir.
Ücret politikası;
Öğretmenliğin kutsallığından dem vuranlar, öğretmenin toplum içindeki yerinin en belirleyici unsuru olan "maaş konusuna gelince" susmakta veya bütçe imkânlarına atıf yapmaktadırlar. 250 bin öğrenciye eğitim desteği verecek kaynağı bulanlar Öğretmen ve öğretmen kökenli yöneticilere gelince bulamamaktadırlar.
Öğretmenlerin ek derslerinden kaynaklı kendi aralarında maaş uçurumları vardır.
Öğretmenlerin maaşı eğitim ve yaptıkları işin güçlüğü ile orantılı olmadığı gibi, il milli eğitim müdürü hariç il/ilçe yöneticilerinin ceplerine giren para çoğu okul müdür ve müdür yardımcısından daha azdır.
MEB maarif müfettişlerinin durumu da diğerlerinden farklı değildir. Kendi kurumlarındaki il ve ilçe yöneticilerinin altında maaş aldıkları gibi (Bakanlık müfettişliğinden gelenler istisna) müfettiş camiası içinde en düşük maaş alan müfettişleridir.
İstihdam politikası;
Bakanlığın böyle bir politikası var mı yok mu bilmiyorum. Bilen varsa anlatsın.
 
Musrafa Aygün
eğitimmevzuat.com




Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2014, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
derece/kademe maaşı çok etkilemeli
derece/kademe maaşı çok etkilemeli - 10 yıl Önce

özel okullara teşvik için BÜTÇE bulanlar öğretmenlere 3 kuruş zamma BÜTÇE yok derler...30-40 önce bir doktora vb. seviyede ki memurlara çok yakın olan öğretmen maaşları bugün kamuda 4 yıllık üniversite memurları arasında en dipte kalmıştır...acilen öğretmen maaşları en az 300 TL artırılmalıdır...ayrıca derece kademeye göre maaşlar arasında ki fark artırılmalıdır...1 yıllık öğretmenle- 15,20 yıllık bir öğretmenin maaşı arasında ciddi fark olmalıdır...derece/kademe maaaşa ciddi katkı yaparsa öğretmenler seneler geçsede mesleğine daha çok bağlanacak, işini her sene daha da azimle yapacak ayrıca yeni öğretmenlerde mesleğini severek yapacak çünkü her derece/kademede maaşının ciddi oranda artacağını bilmek tüm öğrtmenlerin performansını artıracaktır..

SIRADAKİ HABER