2010 TEMMUZ ATAMASI HALA MAĞDUR

MEB in 2010 yılı Temmuz atamasında mağdur ettiği adaylar hala mağdur

2010 TEMMUZ ATAMASI HALA MAĞDUR
Sözleşmeli Öğretmenliğe Atandığı Halde Başlamayanlara Tercih Ekranları Açılmalıdır.
 
Milli Eğitim Bakanlığı, 09.07.2010 tarihinde 2009 KPSS puanıyla Sözleşmeli Öğretmen görevlendirmesi yaptı. Görevlendirilen öğretmenlerin göreve başlama tarihi, 2010 Temmuz Sözleşmeli Atama Kılavuzunda Ağustos 2010 kadrolu atamasında atanacaklarla birlikte Eylül ayı olarak belirtildi. 2010 Temmuz ayında yapılan KPSS sınavında Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen taban puan üzerinde puan alanlara, kadrolu Ağustos atamasına başvuru yapma hakkı da tanındı. Fakat 2010-KPSS’deki kopya iddiaları nedeni ile Ankara Savcılığının soruşturma açması, ardından ÖSYM’nin KPSS Eğitim Bilimleri Sınavını iptal etmesi nedeni ile Bakanlık 31 Ağustos 2010 tarihinde yapacağı atamaları durdurdu.
 
Milli Eğitim Bakanlığı, kadrolu atamaların durdurulması nedeni ile 9 Temmuz 2010’da görevlendirilmesi yapılan Sözleşmeli Öğretmenlerin 1 Eylül 2010 itibarıyla görevlerine başlayabileceklerine dair bir duyuru yayımladı. Ancak birçok kişi önündeki kadrolu atamayı düşünerek ve kişisel durumları (mesela kadrolu devlet memuru olarak herhangi bir kurumda görev yapan biri, sözleşmeli görevine başlamak için istifa etmek durumundaydı ve istifa ettiği takdirde iptal edilen atamanın yerine yapılacak atamaya 6 aylık bekleme süresi nedeniyle başvuramayacaktı) ve kadrolu atama hakkının olduğunu bilmesi nedeniyle 9 Temmuz 2010 sözleşmeli öğretmen atama kılavuzunun, “9.2. Göreve Başlamayanlar Hakkında Yapılacak İşlemler” başlığı altındaki maddeye ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 B maddesine dayanarak görevine başlamadı.
 
“Sözleşmeli öğretmen olarak görevlendirilmesi yapılanlardan başvurusunda belirtilen adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca tebligat yapıldığı hâlde yasal süre içinde (askerlik görevini yapanlar hariç) göreve başlamayanların görevlendirme işlemi, 657 sayılı Kanunun 62 ve 63’üncü maddeleri gereğince iptal edilecektir. Bu durumda olanların, görevlendirildikleri tarihten itibaren 1 yıl dolmadan YENİDEN SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK için başvuruları kabul edilmeyecektir.” (9 TEMMUZ SÖZLEŞMELİ GÖREVLENDİRME KILAVUZU)
 
Tekrar edilen 2010 KPSS sınavına giren ve Temmuz ayı kılavuzunda da belirtildiği gibi 2010 Kasım Kadrolu Öğretmenlik Atamalarına başvuru yapabilmesi gereken öğretmen adaylarına sözleşmeli görevlerine başlamadıkları gerekçesiyle 1 yıl başvuramama ceza verildi. Bakanlık sözleşmeli atandığı halde görevine başlamayanların kadrolu alımlara başvuramayacağını, sözleşmeli görevine başlamayan bir adayın hem sözleşmeli atamalara hem de kadrolu atamalara başvuramayacağı şeklinde hukuki hiçbir dayanağı olmayan bir kural tesis ederek “teknolojik engel”i işleme koydu. Bu öğretmen adaylarına 2010 Kasım Kadrolu İlk Atama Başvuru Ekranı açılmayarak, kopya ve iptalin faturası en ağır bir şekilde ödetildi.
 
Milli Eğitim Bakanlığı, yaptığı çeşitli açıklamalarda, hiç kimseyi mağdur etmeyeceğini defalarca vurgulamasına rağmen sınav ve atamaların iptali sürecini göz ardı etmiş; Anayasayı, kendi yayınladığı kılavuzu ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununu çiğneyerek, maddi ve manevi olarak yıkıma uğrayan öğretmen adaylarına bir ceza daha kesmişti.
 
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun 4. maddesinin (B) bendinde; (Ek paragraf: 4/4/2007-5620/4 md.) “Sözleşmeli personel seçiminde uygulanacak sınav ile istisnaları, bunlara ödenebilecek ücretlerin üst sınırları ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler, pozisyon unvan ve nitelikleri, sözleşme fesih halleri, pozisyonların iptali, istihdamına dair hususlar ile sözleşme esas ve usulleri Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. (Ek cümle: 25/6/2009-5917/47 md.) Bu şekilde istihdam edilenler, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmelerinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içerisinde Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen istisnalar hariç sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların SÖZLEŞMELİ personel pozisyonlarında istihdam edilemezler” hükmü yer almaktadır.
 
Meclis Genel Kurulunun 25 Haziran 2009 tarihli birleşiminde, torba kanun tasarısı üzerinde yapılan görüşmelerde, bu maddeyle ilgili önemli bir hüküm kabul edilmiştir. Bu hüküm 1/1/2010 da yürürlüğe girmiştir. Buna göre 4/B li hizmet sözleşmesini fesih edince 1 yıl boyunca yeniden 4/B li olamayacaktır. 4/B istihdamı 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine dayanılarak yapılmaktadır. Görüldüğü üzere göreve başlamama halinde uygulanacak olan ceza sadece sözleşmeli öğretmenlik için geçerlidir, kadrolu öğretmenliğe başvurma hakkına engel bir durum bulunmamaktadır. İlgili yasa hükmünün aynı görev ve sorumlulukları üstlenenler arasında farklılığı vurguladığı açıktır. Bundan dolayıdır ki Bakanlık atama kılavuzlarında sözleşmeliler için "görevlendirme"; kadrolular için ise "atanma" ibaresini kullanmaktadır.
 
Söz konusu işlem ile yürütme organı olan MEB, gerek kendi mevzuatları ve yayımladığı kılavuzlarına gerekse Anayasal ilkelere aykırı bir düzenleme gerçekleştirmiştir. Söz konusu işlem, aynı zamanda Kanun ve Yönetmeliklere aykırı bir düzenleme olması itibariyle, normlar hiyerarşisine de aykırı bir işlemdir.
 
Atama işleminde memur ya da diğer kamu görevlilerinin rolü, karşılıklı hak ve yükümlülüklerin yetki ve sorumlulukların kural işlemlerle önceden saptandığı, var olan ve doğmuş bir statüye intisap etmekten ibarettir. Örneğin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, memur olmak isteyen birey ya da bireyler, bu yasadaki memurluğa giriş koşullarının ya da öteki kuralların dışında, kendileri için farklı uygulamalar yapılmasını ileri süremezler.
 
Sözleşmeli görevlendirmemize esas olan kılavuzun 9.2 maddesi açıkça göz ardı edilerek hatalı bir şekilde “başvuru/tercih ekranına erişmemizin engellenmesine” ilişkin idarenin tesis ettiği işlemde hukuka ve Bakanlığın 9 Temmuz Sözleşmeli Öğretmen Görevlendirme Kılavuzuna uyarlılık bulunmamaktaydı.
 
Bundan dolayı mağdur olan öğretmen adayları Ankara İdare Mahkemesine yürütmeyi durdurma talepli dava açtılar. Bu davaların 5 tanesinde 2011 Haziran Atama Kılavuzu yayınlanmadan önce ara karar çıktı ve mahkeme öğretmenleri haklı bularak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Tüm davalar devam etmekle birlikte yürütmeyi durdurma kararı çıkanlar MEB tarafından görev yerlerine atandılar. Meb’in Bölge İdare mahkemesine yaptığı itiraz da reddedilmiştir.
 
Buna rağmen;
 
1-2011 Haziran Kadrolu Atamada Tercih ekranı açılmamıştır.
 
2- 2010 Haziran atamasının mağdur olanlara yönelik olduğu sıkça vurgulanmasına rağmen sınav ve atama iptali olmadığında kadrolu atamaya başvurabilen adaylar, 2011 Haziran atamasında atananların 1 Eylül’de göreve başlayacak olunmasına rağmen 9 Temmuzdan önce tercih ekranlarını açmamıştır. 6 Temmuz da atama yine bir atama daha yapılacak ve yine başvurumuzu almayacaktır.
 
3-MEB başvuru ekranlarını açmayarak herkes dava açsın, kazananı tek tek atarız şeklinde bir yaklaşım benimseyerek kişileri ve mahkemeleri zor durumda bırakmaktadır
 
Danıştay Birinci Dairesi 24/09/1997 tarih ve 1997/115 sayılı kararı ile Dava Konusu İşleme Benzer ve Dava Konusu Yapılmamış Olan İşlemler Yönünden de Emsal Alınmasına hükmetmiştir. Mahkemelerin kararları yargı organlarını ve idareyi bağlayan kararlardır. İdare, benzeri olaylarda bu kararlar yönünde işlem tesisine zorunlu bulunmaktadır. Bu nedenle, idari yargı yerince verilen bir kararın, dava konusu işleme benzer ve dava konusu yapılmamış olan işlemler yönünden de emsal alınmasında hukuksal bir engel bulunmamaktadır. Anayasanın 10. maddesinde yer alan “eşitlik” ilkesi de gözetilerek yaşanan mağduriyetler ve kişiler arasındaki farklı uygulamalara son verilmesi ve emsal kararları göz önüne alarak idari tasarrufta bulunması gerekli görülmektedir. Yargı kararları yerleşik hale gelmiş ise artık idareler açısından bu kararlar emsal alınmayı gerektiren kararlardır. İdarenin, benzeri olaylarda yerleşik hale gelmiş yargı kararları doğrultusunda hareket etmesi, hukuka bağlı ve saygılı olmasının bir gereği olduğu gibi, lüzumsuz davaların açılmasını önlemesi bakımından ve dava ekonomisi açısından da uyulması gereken bir kuraldır.
 
Bu itibarla; Danıştay İkinci Dairesinin 22/03/2011 tarih ve 2010/7242 sayılı yürütmeyi durdurma kararının emsal alınması, Ankara İkinci İdare Mahkemesinin 03/03/2011 tarih ve 2010/2779 sayılı yürütme durdurma kararının emsal alınmasını ve sözleşmeli görevine başlamadığı için kadrolu alımlara başvurusu engellenen adayların tercih ekranlarının açılmasını istiyoruz

Mağdur Öğretmenler Platformu


 
Güncelleme Tarihi: 23 Haziran 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER