Bakan Avcı, medya temsilcileri ve muhabirlerle biraraya geldiği basın
toplantısındaki konuşmasının ardından soruları yanıtladı.
Başbakan Erdoğan'ın "Bir hata yaptık, geleneklere bağlı bir nesil
yetiştiremedik" şeklindeki ifadeleriyle Gezi Parkı eylemlerine katılan gençlere
dair değerlendirmesinin sorulması üzerine Avcı, farklı illerde, farklı gruplar
tarafından pek çok eylem gerçekleştirildiğini, bunları tek bir başlık altında
toplayıp genel bir değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını söyledi.
Yetiştirilen gençlikle ilgili idealin yakalandığı ve çocuklara
gönülden geçen bütün becerileri kazandırıldığının söylenemeyeceğini dile getiren
Avcı, durumun böyle olması halinde zaten Fatih Projesi ve öğretmen stratejisi
belgesinin hazırlanmasına gerek olmacağını söyledi.
"Daha iyi ne yapabiliriz diye baktıklarını" anlatan Avcı, "Evet daha
iyisini yapabiliriz. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim buna gücümüz yeter,
Türkiye olarak bizim buna gücümüz yeter. Daha iyisini yapmak için çocuklarımızı
daha iyi koşullarda eğitimek için onları dünyadaki akranlarıyla daha kolay
yarışabilecek bilgi ve becerilerle donatabilmek için daha yapmamız gereken çok
şey var. Sadece bu söylediklerimle de bu işler olmaz. Dolayısıyla biz eğitimin
hem niceliğini, yani sayısal alt yapısal sorunlarını hem de niteliğini yani
içeriğini, muhtevasını, değerler eğitimini öne çıkaracak çalışmalar
içerisindeyiz" diye konuştu.
"Daha geleneklere bağlı bir gençlik mi yetiştireceksiniz" sorusu
üzerine Avcı, bu soruların nereye varmak istediğini anlayacak kadar eğitimin ve
siyasetin içinde olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Buradan çok farklı polemik cümleleri çıkar. Söylediğimiz şu: Biz
eğitimizde gerek bilgi gerek beceri gerekse değerler eğitimi konusunda
gönlümüzdeki yerde olmadığımızı biliyoruz. Türkiye olarak biliyoruz. Hiçbirimiz
kendi mesleki eğitimimiz de dahil olmak üzere 'dünyanın en iyisini yaptık'
diyecek durumda değiliz 'Bundan daha iyisi olamaz' diyecek durumda değiliz. Onun
için eğitimimizi gerek bilgi gerek beceri gerekse değerler eğitimi konusunda daha
ileriye götürmek için pek çok projemizi yürürlüğe koyuyoruz"
Bir medya temsilcisinin Twitter'dan, dershanelere kayıt yaptırılıp
yaptırılmayacağına ilişkin soru geldiğini ve "Bir SBS vardı, şimdi 5 SBS mi
olacak" şeklinde twit aldığını söylemesi üzerine Bakan Avcı, "SBS'yi kaldırdınız
ama sene içindeki sınavları merkezileştirerek yeni SBS'cikler icat ettiniz'
eleştirisini bekliyorduk zaten. Ama bu doğru bir eleştiri olmaz. Sene içerisinde
zaten çocuklarımız, bu derslerden sınavlara giriyorlar. Dolayısıyla zaten
girdikleri bu sınavların daha düzenli bir biçimde yapılması, alacakları notların
daha objektif değerlendirmeye elverişli olmasını sağlayacağız. Dershaneler
konusunda da velilerimiz çok acele etmesin. Mevcut kayıt konusunda çok acele
etmesinler. Mevcut mevzuat çercevesinde söyleyebileceklerim şimdilik bu. (Mevcut
kayıt yaptıranlar) Onlar için yapabileceğimiz bir şey yok şu anda" şeklinde
konuştu.
Okul müdür ve yardımcılarının atamasına ilişkin bir soru üzerine de
Avcı, taşra yöneticilerini ile okul yöneticileri atanması ve rotasyonu
konusundaki yönetmeliklerin internet üzerinden paydaşların görüşlerine açıldığını
anımsattı.
Öneri ve eleştiriler doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yaptıklarına
işaret eden Avcı, yönetmeliğin son şeklini en kısa zamanda yayınlayacaklarını
kaydetti.
Yönetici atamalarında mülakattan vazgecilip vazgeçilmeyeceğine dair
soru üzerine de Avcı, mülakattan vazgeçilmeyeceğini, sadece bilgi ölçer bir sınav
sonucuna göre yönetici atamanın doğru olmadığının görüldüğünü söyledi.
-Serbest kıyafet yönetmeliği değişecek-
Avcı, okullardaki serbest kıyafet uygulamasına ilişkin soru üzerine,
özellikle kız çocuğu annelerinden gelen talepler doğrultusunda bu konuda daha
önce de açıklamalar yaptığını ifade etti.
Kamuoyu yoklamaları ve öğrenci, öğretmen ve velilerle yapılan
görüşmelerde, serbest kıyafet uygulamasının olumlu karşılandığını ancak bununla
birlikte bu seçim yelpazesinin içerisine formanın da dahil edilmesine dair bir
talep olduğunu belirten Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü.
"Yani velilerimiz, öğretmenlerimiz diyorlar ki Tamam serbest kıyafet
olsun. Ne demek serbest kıyafet? Velilerin, öğrencilerin hangi kıyafet
seçeceklerine kendilerinin karar vermesi. Bu seçim seçenekleri içerisinde forma
da olsun diyen geniş bir kitle de var. Formayı da seçebilelim. Yani biz veliler
olarak çocuklarımızın forma giymesini de seçebilelim. Nitekim yürürlükteki
yönetmeliğe göre özel okullarda velilerin yüzde 60'ı ne derse o oluyor. Yani
veliler, okul aile birlikleri toplanıyor ve veliler önümüzdeki ders yılında
çocuklarımız okula formayla gelsin dedikleri zaman bu uygulanıyor.
Bizim öğretmenlerle, velilerle ve öğrencilerle yaptığımız
görüşmeler, temaslar, kamuoyu yoklamalarında görülüyor ki, özel okullara tanınmış
olan bu tercih hakkı resmi devlet okullarına da tanınsın gibi bir talep var.
Şimdi biz bu talebi de dikkate alarak yönetmeliği değiştiriyoruz ve ister özel
ister resmi olsun bütün okullarımızda okul aile birliklerini yani velilerimizin
yüzde 51'inin tercihi doğrultusunda okullar kıyafet seçebilsinler. Bunu serbest
kıyafetten bir geri adım olarak görmüyoruz, öyle de yorumlanması gerekir. Bu
velilerin aynı zamanda eğitim sürecine demorkatik katılımları anlamıda da
geliyor. Velilerin sadece çocuklanın formaları konusunda değil okulların diğer
sorunları konusunda da daha aktif katılımların teşvik edecek bir düzenleme
olacağını ümit ediyoruz. Kısaca velilerimizin uzun bir zamandan beri bizden talep
ettikleri forma seçme serbestisini böylece gerçekleştirmiş oluyoruz. Önümüzdeki
günlerde bu yönetmelik değişikliği yayınlanacak. Şimdiden onu söyleyebilirim.
Velilerimiz, okul aile birliklerimiz okul okul bu değerlendirmeleri yapacaklar.
Böylece, velilerimiz büyük bir kısmının 'Çocuklarımız marka bağımlısı
oluyorlar, bu şekilde' eleştirilerine de bir nebze dengeleyebileceğimizi,
karşılayacağımızı ümit ediyorum."
Güncelleme Tarihi: 03 Temmuz 2013, 00:00