BİRLİK OLURSAK GÜÇ, AYRI OLURSAK HİÇ'İZ

Bir Türkmenistan atasözü:”Yola çıkıyorsan yoldaşını hazırla “der. Yola çıkmak sıladan ayrılmak anlamına geldiği kadar, bir işe niyetlenme ve gerçekleştirme için harekete geçme anlamı da taşır.

BİRLİK OLURSAK GÜÇ, AYRI OLURSAK HİÇ'İZ

UEYDER işte yıllarca emeği görünmeyen, önemsenmeyen, hakları günden güne eritilen Milli Eğitim Bakanlığı yöneticilerinin bir yola çıkış hikâyesidir. Bu yola çıkan kervanın ilk yolcularından olmayı çok arzu ederdim. Ama geç kalmış da saymıyorum kendimi.

Ülkenin bayrağının dalgalandığı her yerde bir okul varsa, o okulun bağlı olduğu bir de MEB taşra teşkilatı vardır. Bu teşkilatta merkezde hizmet eden ne kadar muteber ise elbette taşrada çalışanlarda o kadar muteberdir. Ama ne yazık ki son yıllarda taşrada çalışanlar görmezden gelinmeye başlanmıştı. Aslında herkes de durumun olanca açıklığıyla farkında idi. Taşrada olup bitenlerle ilgili herkes (kendince söyleniyor) ama söylentilerini sadece iç âleminde kendisi ve belki birkaç oda arkadaşı duyuyordu.

Yıllarca bu “söylenmeyi””söyleme”haline getirme cesareti gösterilemedi. Belki münferit karşılaşmalarda ilgili ve yetkililerin dikkatleri belirli noktalara çekildi ama bu cılız sesleri duyan olmadı, münferit olduğu için de duyanlar da kulak ardına attılar.

Sesleri duyurmanın çağdaş toplumlarda bir yolu vardı. Bir ve beraber olmak. Ortak dertleri, sorunları, soruları, cevapları, anlam ve anlamaları olan kişilerin bir araya gelerek teşkilatlanması, seslerini daha gür çıkarması, soru ve sorunlarını yüksek perdeden ifade etmesi gerekiyordu.

Türkiye’de 90’lı yılların sonlarına doğru sendikal hareketlilik ile birlikte aslında tüm öğretmenler gibi MEB merkez ve taşra teşkilatında çalışanlar da sendikalara üye olmuşlardı. Ancak ortada hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçek var dı ki, sendikalar zamanla “Öğretmen sendikası “ haline dönmüş, başka yerlerden gelen sesler zamanla duyulmaz olmuştu. Bunu onlarca kez yazdım ve iddiamda ısrarcıyım. İşte bir kesime karşı yürütülen bu körlük ve sağırlık böyle bir teşkilatlanma zorunluluğunu ortaya çıkarmış ve iyi de olmuştur.

Bu gün itibarıyla verilen 652 sayılı KHK ile ek ödeme verilmesinde, 666 sayılı KHK ile bu ek ödemelerin 2012 ocak ayından itibaren eşitlenmesinde derneğimizin büyük katkısı vardır. Derneğimiz aracılığıyla, yayında olan web sitesiyle yıllardır SÖYLENEMEYEN konular, adeta bir çığlık gibi ilgili ve yetkililere ulaştırılmıştır. Buna vesile olanlara tüm üyeler gibi müteşekkiriz.

Kazanımlarımız birlikteliğin gücüdür. Çünkü okumuş her insan iyi bilir ki,birlik olursak güç, ayrılırsak hiç’iz.782 ye ulaşan üye sayımız, geleceğin daha da güçlü bir derneği olacağımızın en açık göstergesidir.

Derneğimizin il temsilcisi arkadaşlarımıza düşen görev, illerinde derneğimizi üye olabilecek tek bir yönetici kalmadan tamamını üye yapmak, derneğimizi ve faaliyetlerini en iyi şekilde tanıtmaktır.

Eğitimli insan, ülkelerin ve örgütlerin en önemli, en değerli varlığıdır. Bu varlık UEYDER’de en üst noktadadır. Biz kendimizi tanırsak, bir ve beraber olursak çözemeyeceğimiz sorun yoktur.

“İnsan, kuyusu kurumadan suyu özlemez.”Hayat kaynağımız su… Bir kez daha suyumuzun kurutulmasına, izin vermeyelim. Milli Eğitim Bakanlığındaki tüm yönetici dostlara sesleniyorum.

UEYDER’e üye olun ve güç verin, güçlü olun.

SEN YOKSAN, BİZ BİR EKSİĞİZ!

 

EMİN KÜÇÜK

UEYDER Tokat İl Temsilcisi 



 

Güncelleme Tarihi: 10 Kasım 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER