12 Eylül darbesinden önce İzmir'de üniversite öğrencisi olan Cafer Oral, mezun olduğunda evde kalan arkadaşlarının yararlanması için ders kitaplarını bırakır. Bu olay, onun hayatının dönüm noktalarından biri olur. Darbeden sonra Oral'ın üniversitede kaldığı ev de basılır. Ülkücü gençlerin kaldığı evde arama yapan polis, ders kitaplarının üstünde ismi yazan Oral'ı, örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle aramaya başlar. Bir şeyden habersiz, Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesinde öğretmenlik yapan Oral, 21 Ocak 1981 tarihinde sınıfa giren polisler tarafından gözaltına alınarak İzmir'e götürülür.
Dönemin şartları gereği neden gözaltına alındığı bile açıklanmayan Oral'a, üç ay boyunca İzmir ve çevresindeki bombalama, adam öldürme, adam kaçırma gibi 24 faili meçhul suçu üstlenmesi için maddi ve psikolojik işkenceler yapılır. Sonunda da zorla yazdırılan ifade imzalatılır. Gözaltı süresinde elektrik verilme gibi ağır işkence gören Oral, o günleri şöyle anlatıyor: "Küçük bir koğuşta 45-50 kişi kalıyorduk. Yatmayı bırak, oturacak yer bile yoktu. Kendi aramızda A ve B grupları kurduk, sırayla oturuyorduk. Oturmanın ne büyük nimet olduğunu orada anladım. Sıra sana gelince hemen uyumaya başlıyorsun. Yaklaşık üç ay banyo yapamamaktan saç ve sakallarımız uzamış, bitlenmiş, adeta insanlıktan çıkmıştık. Falaka filan işkence değil, normal bir haldi. Zaten beş altı vuruştan sonra acı duymuyorsun." Gözaltına alınınca bazı gazeteler, 'Ege canavarı yakalandı' şeklinde duyurmuş. Cafer Oral, basında çıkan haberlerin ardından hiçbir olaya karışmadığını, itham edildiği suçların işlendiği yerlerden bazılarına hiç gitmediğine babasını bile inandıramamış. Polis sorgusunun ardından savcı kendisine inanmasına rağmen isnat edilen suçların ağırlığı dolayısıyla serbest bırakılmamış. Mamak Cezaevi'ne konulmuş. Orada da akıl almaz işkencelere maruz kalan Oral, merhum BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve sonradan ANAP Grup başkan vekili olacak 21. Dönem Denizli Milletvekili Beyhan Aslan'la hapis arkadaşlığı yapmış. 19 Ağustos 1985 tarihinde serbest bırakılmış.
Kara listeden, referandumla çıktım
Oral, daha sonra görev yaptığı okullarda da adi bir terör suçlusu gibi devamlı takip edilmiş: "Mahkeme suçsuz olduğuma dair karar verdi ancak takip hiç bitmedi. Kayıtlar silinmediği için akrabalarım bir yerde memur olacağı veya bir iş yapacağı zaman hep bu olaylar karşıma çıktı. Ben suçsuz yere 5 yıl hapis yattığım gibi yakınlarım da benim yüzümden hep zarar gördü. Bu kayıtlar, 12 Eylül 2010'daki halk oylamasından sonra ancak silindi." Haksız yere cezaevine girmesinden dolayı maddi ve manevi çok sıkıntı çektiğini vurgulayan Oral, "Hapisten sonra en azından maaşlarımı alabilmek için dilekçe yazdım ancak cevap bile verilmedi." diyor. Referandumdan sonra birçok kişi haklarına kavuştu. Ben de bu kadar zaman sonra tekrar Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurarak, hapiste kaldığım yıllarımın ücretini istiyorum." şeklinde konuşuyor.
Güncelleme Tarihi: 04 Ocak 2012, 00:00
