DEĞİŞİKLİK VAR, DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK !

DEĞİŞİKLİK VAR, DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK !Eğitim Yöneticisi Mehmet Ali Kılıç “4+4+4=13 etmeli idi. Ben mi yanılıyorum yoksa bu işte bir gariplik mi var?” dedi.Mehmet Ali Kılıç yaşanan değişiklikle ilgili şunları anlattı “Okul öncesi nereye gitti. Hemen her ilköğretim okulunun bünyesinde anasınıfları var. Bu sınıflar 48-60 ay arası çocuklarla mı dolacak? Yoksa yıllardan beri öğretmenlerin kendi çocukları için istediği kreşler kuruluyor da bizim mi haberimiz yok? Aksi takdirde bunca masraf yaparak özene bezene kurduğumuz ilköğretim okullarının bünyesindeki anasınıfları kapanacak mı? Kapanırsa onca okul öncesi öğretmenlerinin durumu ne olacak? Bir yetkili çıksın da Allah rızası için bu konuda bir şeyler söylesin.12 yıllık kesintili zorunlu eğitim yasası TBMM’den kavga, gürültü içerisinde çıktı. Başta biz eğitimciler olmak üzere yasanın içeriğinden, ne getirip götürdüğünden pekde haberimiz olmadı. Çünkü alelacele, yangından mal kaçırırcasına oluverdi. Hadi hayırlısı, zaman her şeyin ilacıdır. Ama, şunu unutmamak lazım. Bu geçiş dönemlerine denk gelen nesiller telef ediliyor.Bunun en canlı örneği bizim kuşaktır.Deneme tahtası gibi her şey bizim üzerimizde denendi. 12 yıllık kesintili zorunlu eğitimin öne çıkan yönlerinden birisi, bence en önemlisi İmam Hatiplerin orta bölümünün açılmasıdır. Çünkü 1997’de İmam Hatipler kapatıldı. Kesintisiz eğitime geçildi. Peki din istismarı önlenebildi mi? Dinin genç nesillere merdiven altında anlatılmasının önüne geçilebildi mi? Hayır. O zaman Türkiye’de doğru din algısının yerleşmesini sağlamak lazım. Bunun için de çocuklarımıza dinini doğru anlatmak gerekir. Böylece bidat ve hurafelerden arınmış oluruz. Kur’an-ı Kerim dersi zorunlu değil, isteğe bağlı. Bunda laikliğe aykırı bir durum yok. . Ancak, şu soruları da sormadan edemiyorum. Ortaokullarda seçmeli dersleri veliler mi seçecek yoksa öğretmenler kurulunda mı seçilecek? Kur’an-ı Kerim, Alevilik, Zerdüştlük, Hıristiyanlık, Yahudilik …vb. Velilerin seçmesi en uygun olanı bence.Seçilen bu dersleri Kur’an-ı Kerim ve Siyer derslerini Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri verebilirler.Diğer seçmeli din derslerini kimler verecek? Papazlar, Hahamlar, Dedeler iş başına… Aynı sınıftaki öğrencilerin o ders saatinde farklı sınıflarda farklı din dersi alması bir handikap olmaz mı? Toplumdaki ayrışmayı nasıl engelleyeceksiniz? Çünkü dünya tarihine baktığımızda din olgusu neler yaptırmış insanlara düşünmek dahi istemiyorum. Diğer bir yönü 5. Sınıflar meselesi. Zaman içerisinde uygulanabilir mi? Çok güzel uygulanır. Ya şimdi? Bence imkânsız gibi. Çünkü altyapımız, fiziki mekânlarımız yeterli değil. Öğretmen konusunda sıkıntılar yaşanacağı gün gibi ortada. Ama biz mahiriz bu işlerde. Eğitim çalışanları, okul idareleri kendi içerisinde her türlü zorluğa göğüs gererek sorunları çözer, öğrencisini, velisini mağdur etmez. Efendilerini de ziyadesi ile memnun ederler. Ne de olsa ücretli köleyiz ya. Bunca zahmet, bunca olumsuzluk yaşayan eğitim yöneticileri ve öğretmenlere her yıl 24 Kasım Öğretmenler Gününde 1 maaş ikramiye konuşulur, Milli Eğitim Şuralarında kararlaştırılır, ne hikmetse hiç kimse bu kararı görmez. Ama diğer maddeler anında yıldırım hızı ile uygulamaya konur. Asker bir milletiz. Emir eriyiz. Efendilerimiz emreder biz yaparız. Yapmazsak döverler. Pardon eğitimde şiddete hayır.Canım sopa ile değil,ceza verirler.Evet işin sırrı tam da bu noktada gizli.Biz eğitim çalışanları böyle uysal koyun olmaya devam ettikçe,hak hukukumuzu aramadıkça,olup biteni sorgulamadıkça daha çok deneme tahtası oluruz.Müfredatımızın özünde,amaçlarında;soran-sorgulayan bireyler yetiştirmek diye bir amaç var.Peki sormayan- sorgulamayan bir öğretmen öğrencisine bunu nasıl öğretecek? Yani himmet edecek himmete muhtaç. UYAN ÖĞRETMENİM. UYAN GELECEĞİNE SAHİP ÇIK. Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2012, 00:00