Ek Ödemelere İptal Davası Açıldı

Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esaslarda belirlenen, eğitim müfettişmlerine ilişkin ek ödeme oranının iptali için dava açtı.

Ek Ödemelere İptal Davası Açıldı

Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esaslarda belirlenen, eğitim müfettişmlerine ilişkin ek ödeme oranının iptali için dava açtık. Dava kapsamında, eğitim müfettişi unvanının  "il eğitim denetmeni"  olarak değiştirilmesinin iptali için Anayasa Mahkemesine müracatta bulunulmasını talep ettik.  666 Sayılı KHK'nın öngördüğü ek ödeme oranlarının iptali için de girişimlerimiz devam etmektedir.

                                                       Yürütmeyi Durdurma taleplidir

DANIŞTAYA SUNULMAK ÜZERE

İSTANBUL İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

 


DAVACI       : Doğan CEYLAN   TC: ................. İl Eğitim Denetmeni (Müfettişler Derneği Başkanı) Milli Eğitim Müdürlüğü C   Blok Hobyar Mah. No:70 Sirkeci İstanbul

DAVALILAR: Milli Eğitim Bakanlığı / ANKARA

DAVANIN KONUSU: 652 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 42. Maddesine dayanılarak çıkarılan Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esasların IV, V ve VI sayılı çizelgelerinde yer alan il eğitim denetmen ve denetmen yardımcılarına ilişkin ek ödeme oranlarının iptali istemidir.

TEBELLÜĞ TARİHİ:  28/10/2011

DURUM VE HUKUKİ GEREKÇE: Halen İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nde il eğitim denetmeni olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda Müfettişler Derneği Yönetim Kurulu Başkanıyım. 

14.10.20011 tarihli 28054 sayılı resmi Gazetede yayımlanan652 Sayılı, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle, eğitim müfettişlerinin yetkileri ve görevlerinin önemi artırılmıştır. Daha önce görev alanında olmayan ortaöğretim kurumları ile  il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri dahil olmak üzere Bakanlığın taşra teşkilatına bağlı olan kurumların tamamının denetimi eğitim müfettişlerine verilmiştir.  Yine aynı kararname ile eğitim müfettişi unvanı “il eğitim denetmeni” olarak değiştirilmiştir. 

Kararnamenin 42 inci maddesinin 4 üncü fıkrasıyla; öğretmen kadrolarında bulunan ve fiilen öğretmenlik yapmayan Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı personeline ödenen ekdersler iptal edilmiş, bu kapsamda il eğitim denetmenlerinin (eğitim müfettişlerinin)  haftada 20 saat olarak aldıkları ek ders de iptal edilmiştir. 

Ek dersi kesilen personele bunun yerine ek ödeme getirilerek, aynı maddenin 3 üncü bendiyle “Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında fiilen çalışan personele en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) % 200’ünü geçmemek üzere her ay ek ödeme yapılabilir. Bakanlık merkez teşkilatı ile il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinde görevlendirilen ve ek ders ücreti almayan öğretmenler de bu ek ödemeden yararlanır. Ek ödemenin oranı ile usûl ve esasları; görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, personelin sınıfı, kadro veya görev unvanı, derecesi, atanma usûlü ile emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personele malî haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dâhil almakta  oldukları toplam  ödeme  tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakan tarafından belirlenir.” hükmü getirilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığınca 28.10 2011 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esaslar yayımlanmıştır. Bu esasların IV, V ve VI sayılı çizelgelerinde il eğitim denetmen ve denetmen yardımcılarına rehberlik ve denetiminden sorumlu oldukları personelden çok daha düşük şekilde % 105 ile % 140 arasında ek ödeme yapılması uygun görülmüştür.

Bu değişiklikten kısa süre sonra 02.11.2011 tarihli Resmi Gazetede Eşit, işe eşit ücret felsefesini hayata geçirmek için düzenlendiği belirtilen 666 Sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde  Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun  Hükmünde Kararname yayımlanmıştır. Bu kararnamenin I Sayılı  Ek ödeme Oranları Cetvelinde,  Kadro unvanına göre“Bakanlık, müsteşarlık, başkanlık, bağımsız genel müdürlük taşra teşkilatları ile yükseköğretim kurumlarında ve mahalli idarelerde özel yarışma sınavı sonucunda mesleğe uzman ve denetmen yardımcısı olarak alınıp belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda uzman ve denetmen unvanlı kadrolara (mevzuatı uyarınca sözkonusu kadrolara atananlar dahil) atananlar ile belediye iktisat müfettişlerinden; derecelerine göre % 125 ile % 140 oranında ek ödeme verilmesi düzenlenmiştir.

 


652 Sayılı KHK’nın 42’ nci maddesine göre ek ödeme belirlenirken dikkate alınması gereken hususlar incelendiğinde;

1.    İş hacmi: Görev alanına ortaöğretim kurumları, il ve ilçe milli eğitim müdürlüğünün rehberlik ve denetimleri de eklendiği için eğitim denetmenlerinin iş hacmi fazlalaşmıştır. Yardımcı hizmetlisinden ilçe milli eğitim müdürüne kadar 700.000 civarındaki Milli Eğitim Bakanlığı taşra personelinin yanı sıra, Özel öğretim kurumları, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an kursları, belediye, dernek ve kamu kurumlarınca açılan kurslar, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı kreşlerle birlikte bir milyona yakın personelin rehberlik ve denetimini yapmaktadırlar. Ayrıca inceleme, soruşturma ve araştırma görevlerini de yürütmektedirler. Bakanlık teşkilatı içinde iş hacmi en fazla olan kişiler il eğitim denetmenleridir. Ek ödeme çizelgesi incelendiğinde ek ödemeye esas alınması gereken kriterlerden iş hacmi kriterine hiç uyulmadığı  görülmektedir.

2.    Görevin önemi: Rehberlik, denetim araştırma, inceleme-soruşturma görevlerini yürüten eğitim denetmenlerinin, görevlerinin önemi tereddüt götürmez bir gerçektir. Bir müfettişe/denetmene denetlediği veya soruşturmasını yapmakla yetkili kılındığı personelden daha düşük ek ödeme verilmesi düşünülemez. Ek ödeme çizelgesinde görevin önemi kriterine uyulmadığı görülmektedir.

Ayrıca il eğitim denetmenleri kariyer mesleklerin yer aldığı  657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36. maddesinde yer almaktadır. İlçe milli eğitim müdürlüğü, şube müdürlüğü ise kariyer meslek sınıfında değildir. Aynı kanununun Ek (I) sayılı cetveli “I-Genel İdare Hizmetleri Sınıfı” kamu çalışanları için bir hiyerarşi sıralaması niteliği taşımaktadır. Burada il eğitim denetmenleri  3600 ek gösterge ile çalışırken il milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürleri 3000 ek gösterge ile çalışmaktadırlar ve daha alt statüdedirler.  Aynı hizmet sınıfında yer alan ve hem kariyer meslek olup hem de  statüsü yüksek olan il eğitim denetmen ve denetmen yardımcılarına daha düşük oranda ek ödeme yapılması, hukuki değildir.

3.    Görevin güçlüğü: Eğitim denetmenlerinin görevleri icabı, yaz-kış demeden ülkenin en ücra köylerine kadar sürekli yolculuk yaptıkları, her yıl birkaç meslektaşın trafik kazalarında hayatını kaybettiği, birçoğunun yaralandığı bu nedenle iş riskinin yüksek olduğu, zaman zaman doğa olayları nedeniyle mahsur kaldıkları, zaman zaman turneye çıkarak  ailelerinden ayrı kaldıkları, iş yükü nedeniyle hiçbir devlet görevlisinin çekmediği zahmete katlandıkları aşikardır. Ek ödeme çizelgesinde görevin güçlüğü kriterine hiç uyulmadığı açıktır.

Ayrıca, iş güçlüğü zammı ve temininde güçlük zammına ilişkin 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında il eğitim denetmenlerinin iş güçlüğü ve temininde güçlük zammı 2025 tir. Aynı kararda il milli eğitim müdür yardımcılarının  iş güçlüğü ve temininde güçlük zammı toplam 1200;  şube müdürlerinin 1100 dür. Devlet, il eğitim denetmenlerinin iş güçlüğünü kabul etmişken ve ek ödemede bunun dikkate alınması gerekirken iş güçlüğü zammı ve temininde güçlük zammı daha yüksek olan il eğitim denetmenlerine,  il milli eğitim müdür yardımcısı ve şube müdürlerinden  daha düşük oranlarda ek ödeme yapılması,  belirlenen kritere uyulmadığını göstermektedir.

4.    Görev yerinin özelliği: Görev yeri olarak daha zor çalışma koşulları bulunan büyükşehir statüsünde olmayan özellikle doğu/güneydoğudaki illerde görev yapan eğitim denetmen ve denetmen yardımcılarına daha az ek ödeme verilerek, bu kritere de hiç uyulmadığı görülmektedir.

5.    Atanma usulü: Gerek ilköğretim müfettişliği unvanı döneminde gerekse eğitim müfettişliği unvanı döneminde yıllardan beridir atanma usulü aynıdır. En az 4 yıllık eğitim veren bir fakülte mezunu olup yarışma sınavıyla öğretmen olarak atananlardan 8 yıl hizmeti bulunanlar eğitim müfettiş yardımcılığı  seçme sınavına katılıp, sınavı kazananlar 3 yıl yardımcılık süresi sonrasında yeniden girdikleri yeterlik sınavında başarılı olmaları halinde Eğitim Müfettişliği kadrolarına atanmışlardır. 652 Sayılı KHK ile il eğitim denetmenlerinin de bu usulle atanmaları öngörülmektedir. Bu atama usulü dikkate alındığında, eğitim denetmenlerine hak ettikleri ek ödeme oranın verilmediği, aynı usulle atanan  milli eğitim denetçilerine % 190 ek ödeme verilirken eğitim müfettişlerine en iyi haliyle % 140 ek ödeme verildiği görülmektedir.  Ek ödeme belirlenirken  atanma usulü kriterinin göz ardı edildiği açıktır.

6.    Kadro unvanı: Eğitim müfettişlerinin unvanları her ne kadar “denetmen” olarak değiştirilse de 657 sayılı kanunda I Sayılı cetvelde yerleri değiştirilmemiştir. Hala müfettişlerle aynı maddede yer almaktadırlar ve aynı konumdadırlar. Yani denetmenlerden daha üst düzey bir görevdedirler. Ek ödeme belirlenirken il eğitim denetmenlerinin yasada yer aldığı konum dikkate alınmalı, onların müfettiş olduğu, kısacası bunun bir adlandırma hatası olduğu gözden kaçırılmamalı ve ek ödemeleri müfettiş veya denetçilere göre belirlenmeliyken bunun yapılmadığı görülmektedir (Eğitim müfettişlerinin unvanı “il eğitim denetmeni” olarak değiştirilmişse de atanma usulü diğer müfettişlerle aynı olan ve diğer müfettişler gibi 3600 ek göstergeyle çalışan eğitim müfettişine 2200 ek göstergeyle çalışan “denetmen” unvanı verilmesinin  anayasaya aykırılığı tartışma götürmez bir gerçektir.)

7.    Emsali veya  benzeri görev ve unvanlarda bulunan personelin aldıkları toplam ödeme tutarı: Eğitim müfettişlerinin emsali olan görevler, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunun Eki (I) sayılı cetvelin “I-Genel İdare Hizmetleri Sınıfı” bölümünün (g) bendine sayılmaktadır. Buradaki bütün müfettişlere makam ve görev tazminatı ödendiği halde eğitim müfettişlerine ödenmediği için zaten eğitim müfettişlerinin emsal görev yapanlardan maaşları daha azdır (konu yargıdadır).  Bu ek ödemeyle durumun dikkate alınarak eğitim müfettişlerinin maaşlarının emsal görevler yürütenlerle eşit düzeye çıkarılması gerekirken bunun hiç dikkate alınmadığı görülmektedir. Ayrıca ek ödeme çizelgesinde il eğitim denetmenleriyle benzer görev yapan milli eğitim denetçilerine % 190 oranında ek ödeme verilirken  il eğitim denetmenlerine iyi haliyle % 140 ek ödeme verilmesi   de bu kritere uyulmadığını göstrmektedir.

Bunların yanı sıra;

Yukarıda gerekçeleri açıklandığı gibi 652 Sayılı, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı bir şekilde düzenlenen dava konusu işlem olan Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esasların Taşra Teşkilatı Personeline yönelik  IV, V ve VI sayılı çizelgeleri, aynı zamanda  Anayasa’nın 10 ve 55. Maddelerine de aykırıdır.

Anayasamızın 55. maddesi “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” hükmünü içermektedir.  Yukarıdaki kriterlerde izah edildiği üzere il eğitim denetmenlerine atanma şekilleri, statüleri, iş güçlükleri, işlerinin önemi, iş hacmi, görev, yetki ve sorumluluklarına  uygun  ücret verilmemesi Anayasanın belirtilen hükmüne aykırıdır.

Anayasa’nın 10. maddesinde, “Herkes,  dil,   ırk,  renk,  cinsiyet,  siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.  Hiçbir kişiye,  aileye,  zümreye veya  sınıfa   imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar ” hükmünü amirdir. Bu maddedeki  eşitlik ilkesi, birbiriyle aynı durumda olanlara aynı kuralların uygulanmasını sağlamakta ve ayrıcalıklı kişi veya toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için ayrı düzenleme eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur. Anayasa’nın amaçladığı eşitlik, eylemli değil hukuksal eşitliktir.  İl eğitim denetmenleri aynı usulle atanmaktadırlar, görev, yetki ve sorumlulukları da aynıdır. Bu nedenle il eğitim denetmenleri için ödenmesi uygun görülen ek ödeme oranlarının bulundukları ile veya derecelerine göre farklılık göstermesi Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. İl milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürleri ek ödemede derece kademe farkına bakılmaksızın eşit işe eşit ücret ilkesiyle aynı ödemeyi alacakken, il eğitim denetmenlerine derecelerine göre farklı ödeme konulması, aynı işi yapan denetmenlere farklı ücret ödenmesi tutarsız bir uygulamadır ve Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır.

Bunun yanında yine 652 Sayılı KHK’ nin ek ödemeleri düzenleyen  42. maddesinin  4. bendiyle  Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı personeline, fiilen yapılmayan ders karşılığı ek ders ücreti iptal edilmiştir.Bunun yerine ek ödeme getirilmiştir. Ek ders ödemeleri görev yapılan il veya il eğitim denetmeni-denetmen yardımcısı ayrımı gözetmeksizin herkese eşit olarak ödenirken, ek ödeme görev yapılan ile, kadro derecesine, denetmen veya denetmen yardımcısı olma durumuna göre farklılık göstermektedir.  Eşitlği bozan ve çalışma barışını zedeleyecek olan bu uygulama da Anayasa’ya aykırıdır.

Sonuç olarak, il eğitim denetmenlerine verilen ek ödeme oranlarının 652 Sayılı KHK’nin 42’nci maddesinin  3 üncü bendinde belirtilen kriterlere ve Anayasanın 55 ve 10 uncu maddelerine  aykırı olduğu son derece açıktır ve iptali gerektir.

Diğer yandan;

652 Sayılı KHK’de ek ödeme oranları belirlenirken dikkate alınacak kriterlerden birisinin kadro veya görev unvanı olduğu hükmü yer almaktadır. İl eğitim denetmenlerine ek ödeme oranının düşük verilmesinin nedenlerinden en önemlisi daha önce “müfettiş” olan unvanlarının 652 sayılı KHK ile “denetmen” olarak değiştirilmesidir. Dava konusu işlemde önemli bir etken olduğundan “eğitim müfettişi” unvanının  “il eğitim denetmeni” olarak değiştirilmesinin Anayasaya aykırı olması nedeniyle, Yüce mahkemece ilgili KHK maddesinin Anayasa Mahkemesine götürülmesi dava konusu işlem açısından önemlidir.

Şöyle ki:

1.   Müfettişlerle denetmenlerin kanunda statüleri farklıdır. 657 Sayılı Yasanın I Sayılı ek gösterge cetvelinde müfettişler genel idare hizmetleri sınıfının (g)bendinde yer almaktadırlar. Başbakanlık, Bakanlık, Müsteşarlık, Diyanet İşleri Başkanlığı, Bağımsız Genel Müdürlük , Büyük Şehir Belediyesiyle Büyük Şehir Belediye sınırları içindeki ilçe Belediyeleri Müfettişleri, Vergi Müfettişleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş ve İş Güvenliği Müfettişleri Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişleri, NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı Müfettişleri ile Eğitim Müfettişleri bu bendde yer almaktadırlar.

  Denetmenler ise (Muhasebe Denetmeni, Milli Emlak Denetmeni, Gümrük ve Ticaret denetmenleri, Ürün Denetmenleri) bir alt bend olan (h) bendinde  yer alırlar. Yani müfettişlerden daha alt statüdedirler.

652 sayılı KHK ile eğitim müfettişlerinin unvanları bir alt kademedeki ve statüdeki unvan olan “denetmen” olarak değiştirilmiştir. Şu anda müfettişlerin yer aldığı (g) bendinde bütün ünvanlar müfettiş ve denetçi olup bu bendde denetmenler olmadığı için eğitim müfettişlerine “denetmen” unvanı verilmesi yanlıştır. Bu bir tenzil-i rütbedir. Bütün hakimler içerisinden bir grup hakimin unvanını yazı işleri müdürü, mühendislerin kadro unvanını tekniker ya da doktorların unvanını sağlık memuru olarak değiştirmek ne kadar hukuki ise bu da ancak o kadar hukuki olabilir.

2. Müfettişlerle denetmenlerin atanma şekli farklıdır. Eğitim Müfettişleri yıllardan beridir 4 yıllık bir fakülte bitirip en az 8 yıl mesleki görev yaptıktan sonra kanunların öngördüğü usule göre seçilerek atanmışlardır. Denetmenlerin atanma koşullarında ise 8 yıl çalışma şartı yoktur. Direkt sınava girerek mesleğe atanırlar. Bu atama şekliyle müfettişlerden farklıdırlar.

Eğitim Müfettişlerinin atanma şekillerine ilişkin yasal düzenlemeler:

a. Eğitim müfettişleri, 657 Sayılı yasada I Sayılı Cetvelin Genel İdare Hizmetleri sınıfının  (g) bendinde yer alırlar. Bu bende atanma koşulları “En az üç yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda (veya yüksek öğrenimli olup,özel kanunların öngördüğü şartları taşıyanlardan en az sekiz yıl mesleki görev yaptıktan sonra yine bu kanunların öngördüğü usule göre seçilerek) atanan” şeklindedir.

b. Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 53’üncü maddesine göre “İl millî eğitim müdürlükleri bünyesinde eğitim müfettişleri başkanlığı oluşturulur. Eğitim müfettiş yardımcıları, en az dört yıllık yüksek öğrenimli ve öğretmenlikte sekiz yıl ve daha fazla hizmeti olan öğretmenler arasından yarışma sınavı ile mesleğe alınırlar. Bu görevde üç yıllık yetişme dönemini takiben yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar eğitim müfettişi kadrolarına atanırlar.” Yıllardır uygulama bu şekilde yapılmıştır.

c. Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’u yürürlükten kaldıran 652 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 41. Maddesinde bu atanma şekli yine aynı kalmıştır. Maddenin hükmü “ İl eğitim denetmen yardımcıları, en az dört yıllık yüksek öğrenimi ve öğretmenlikte sekiz yıl ve daha fazla hizmeti bulunan öğretmenler arasından yarışma sınavı ile mesleğe alınırlar. Bu görevde üç yıllık yetişme dönemini takiben yapılacak yeterlik sınavında başarılı olanlar il eğitim denetmeni kadrolarına atanır” şeklindedir.

 


Denetmenlerin atanma koşullarına ilişkin yasal düzenlemeler:

a. Denetmenler, 657 Sayılı yasada I Sayılı Cetvelin (h) bendinde yer alırlar. Bu bende denetmenliğe atanma koşulları “En az 3 yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda atanan” şeklinde tanımlanmaktadır.

b. 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnanenin ek ödeme oranlarının yer aldığı I Sayılı  Cetvelin (j) bendinde kadro unvanı denetmen olanlar; “Bakanlık, müsteşarlık, başkanlık, bağımsız genel müdürlük taşra teşkilatları ile yükseköğretim kurumlarında ve mahalli idarelerde özel yarışma sınavı sonucunda mesleğe uzman ve denetmen yardımcısı olarak alınıp belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonunda uzman ve denetmen unvanlı kadrolara (mevzuatı uyarınca sözkonusu kadrolara atananlar dahil) atananlar” şeklinde tanımlanmaktadır.

Görüldüğü üzere denetmenlerin atanma şekli yasalarla tarif edilmiş olup müfettişler gibi 8 yıl görev şartının olmadığı açıktır. Eğitim müfettişleri, yıllardan beridir atanma şekliyle müfettişler gibi atanmışlardır ve bundan sonrada aynı şekilde atanacaklardır. Bu nedenle eğitim müfettişlerine, atanma koşulları farklı olan “denetmen” unvanı verilmesi hukuka aykırıdır.

 


3. Eğitim Müfettişlerinin ek göstergeleri 3600 iken, denetmenlerin ek göstergeleri 2200 dür. 657 Sayılı Yasaya göre bulundukları konum itibarıyla eğitim müfettişleri diğer müfettişler gibi 3600 ek gösterge ile çalışmaktadırlar. Oysa denetmen unvanlı çalışanların ek göstergeleri 2200’dür. 3600 ek göstergeyle çalışmakta olan eğitim müfettişlerine ek göstergesi 2200 olan “denetmen”  unvanının verilmesi yanlıştır.

4. Müfettişlerle denetmenlerin yetki farkı vardır.652 Sayılı KHK’nın 41’inci maddesinin 3’üncü bendinegöre “İl eğitim denetmenleri ve denetmen yardımcıları, ildeki her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumları ile il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin rehberlik, işbaşında yetiştirme, denetim, değerlendirme, inceleme, araştırma ve soruşturma hizmetlerini yürütür.” Görüldüğü üzere il eğitim denetmenleri statü olarak il müdürüne bağlı olarak çalışmakta ve milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürlerini denetlemekle yetkilidirler. Statülerine ilişkin sıralama yine aynı KHK’nın 37’inci maddesinin 7’nci bendince açıkça görülmekte, il eğitim denetmenleri, il milli eğitim müdüründen sonra ikinci sırada yer almaktadırlar ve il milli eğitim müdür yardımcısı, ilçe milli eğitim müdürü, il/ilçe milli eğitim şube müdüründen üst statüdedirler. Zaten bunların denetimini yaptıkları için bu durumdan doğal bir şey olamaz. Oysa diğer denetmen unvanlı çalışanlar taşra teşkilatındaki il ve ilçe müdürlüklerine denetleme yetkisine sahip değildirler. Eğitim müfettişlerine “denetmen” unvanı verildiğinden diğer denetmenlerle aynı kefeye konulmakta, bunun sonucunda da unvan itibarıyla denetlemekle yetkili kılındığı milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürlerinin altındaymış gibi görünmektedirler. Ek ödeme oranları belirlenirken eğitim müfettişlerine “denetmen” unvanı verilmesinin yanlış olduğunun en bariz örneği yaşanmıştır.  666 Sayılı KHK’nın I Sayılı Ek Ödeme Çizelgesinin f bendinde İl Milli Eğitim müdür yardımcılarına % 180, aynı çizelgenin g bendinde şube müdürlerine % 170 oranında ek ödeme verilirken denetmenlere (j bendi) % 140 oranında ek ödeme verilmiştir. Eşit işe eşit ücret amacıyla çıkarılan bu KHK’nın denetmenleri ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürlerinin altında gördüğü açıktır.  Bu durum, il milli eğitim müdür yardımcılarını, ilçe milli eğitim müdürlerini ve şube müdürlerini denetlemekle yetkili olan eğitim müfettişlerine “denetmen” unvanı verilmesinin hukuken sakat bir işlem olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.

5. Denetmenliklerin çoğu kontrol memurluğundan dönüştürülmüştür. Muhasebe kontrol memurları 1994 yılında muhasebe denetmeni yapılmışlardır. Milli emlak kontrol memurları 1994 yılında milli emlak denetmeni yapılmışlardır. Sosyal güvenlik kontrol memurları 2011 yılında Sosyal güvenlik denetmeni yapılmışlardır. Vergi kontrol memurları 1994  yılında vergi denetmeni yapılmışlardır. Hatta ürün denetmenlerinin bir kısmı kökende pamuk eksperidir. Bunlar, 1983 yılında ihracat kontrol memuru yapılmışlar, 1994 yılında dış ticarette standardizasyon denetmeni yapılmışlar, 2011 yılında ise ürün denetmeni yapılmışlardır. Oysa eğitim müfettişliği (önceki adıyla ilköğretim müfettişliği) eğitim fakültesini bitirerek öğretmen olmuş kişilerin yeniden üniversite sınavıyla eğitim yönetimi ve denetimi bölümlerini kazanıp 4 yıllık müfettişlik eğitimi aldıktan sonra yine seçme sınavıyla atandıkları bir meslektir. Örnek verirsek, Benimde girmiş olduğum, 1996 yılındaki ilköğretim müfettiş yardımcılığı sınavına girmek için Eğitim Fakültelerinin “Eğitim yöneticiliği ve Deneticiliği” bölümlerinden mezun olma şartı vardı. Uludağ üniversitesi Sınıf öğretmenliği bölümünü bitirmiştim ve öğretmenlik yapıyordum. 1992 yılında İnönü Üniversitesi Eğitim yöneticiliği ve Deneticiliği bölümü kazanarak 1996 yılında mezun oldum. 1996 yılındaki bu sınava müracaat edip, sınavı kazanarak ilköğretim müfettiş yardımcısı olarak atandım. Daha sonra müfettiş unvanını aldım. Müfettiş unvanımın denetmen olarak değiştirilmesi ve kontrol memurlarıyla aynı kefeye konulmam, kazanılmış hakkımın elimden alınmasıdır ve hukuk devleti tanımına aykırı bir icraattır.

 6. Denetmenlikle eğitim müfettişliği görevi farklıdır. Denetmenler,  bir alana ilişkin kontrol görevini yerine getirmektedirler. Yukarıda belirttiğimiz üze zaten temelde kontrol memurudurlar. Oysa eğitim müfettişlerinin görevleri kontrol etmek değildir. Eğitim müfettişlerinin görev alanlarında rehberlik ve işbaşında yetiştirme, teftiş, inceleme, soruşturma ve araştırma görevleri yer almaktadır.   Üniversite mezunu yüzbinlerce yönetici ve öğretmenin rehberlik ve teftişini yapan eğitim müfettişliğine, ihraç edilecek yumurtanın kalite kontrolünü yapan bir meslekle aynı unvanın verilmesi büyük hatadır. Eğitim müfettişlerine denetmen unvanı verilerek denetmenlerle eşit iş yapıyor sayılması hukuka aykırıdır. Yapılan işin farklı olduğu benzer iş olmadığı açıktır.

Sonuç olarak eğitim müfettişlerine  daha alt kademede yer alan “denetmen” unvanının verilmesi hukuki açıdan kabul edilemez bir hatadır.  Bu isim hatası nedeniyle eğitim müfettişleri hak kaybına uğramaya devam etmektedir.

Son olarak 666 Sayılı KHK ile denetmen unvanlı bütün çalışanlara aynı oranda ek ödeme yapılması öngörülmektedir. 652 sayılı KHK’ da eğitim müfettişlerine “denetmen” unvanı verilerek yapılan hukuksuzluk yeni hukuksuzluklar doğurmakta, eğitim müfettişlerine diğer müfettişler gibi değil daha alt statüde olan denetmenlerle benzer haklar verilmeye kalkılmaktadır.

Bu nedenle 652 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin eğitim müfettişlerine “il eğitim denetmeni” unvanının verilmesini öngören 44’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasının a, b, c bendlerinin, Geçici 3’üncü Maddesinin 5, 6, 7’nci  fıkralarının  Anayasaya aykırılığı gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesinemüracaatta bulunulmasını talep ediyoruz.

 SONUÇ VE TALEP:

1.    Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Yapılacak Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esasların IV, V ve VI sayılı çizelgelerinde yer alan il eğitim denetmen ve denetmen yardımcılarına ilişkin ek ödeme oranlarının yürütmesinin durdurulmasına ve iptaline,

2.    652 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’yle eğitim müfettişlerinin “müfettiş” unvanının alınarak yerine atanma şekilleri, statüleri, ek göstergeleri, yetki ve sorumlulukları daha alt düzeyde bir meslek olan “denetmen” unvanının verilmesinin açıkça Anayasaya aykırı olduğu, bu nedenle Söz konusu kararnamenin 44’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasının a, b, c bendlerinin, Geçici 3’üncü Maddesinin 5, 6, 7’nci  fıkralarının  Anayasaya aykırılığı gerekçesiyle Anayasanın 152. Maddesi uyarınca iptali için Anayasa Mahkemesinemüracaatta bulunulmasına,

Yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine, karar verilmesini arz ve talep ederim.                           

                                                                                                    

                                                                                                            10.11.2011

 


                                                                                                           Doğan CEYLAN

                                                                                                                Davacı

Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2011, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
mhanefi
mhanefi - 12 yıl Önce

Müfettişler Derneği Başkanını kutluyorum.Teşekkürler

SHuseyin KORKMAZ
SHuseyin KORKMAZ - 12 yıl Önce

Okul ve kurum yöneticilerine hiç bir şey yok.Ama sayın Doğan ve sesi çok çıkanlar hep bize hep bize diyorlar.Okul Müdürleri ekdersleri kesilmesin diye ize bile ayrılamıyorlar.Ve en az diğer yöneticiler kadar ve hatta daha fazla giderleri oluyor.Ama bunları kime anlatacaksın...

Muharrem ALNIAK
Muharrem ALNIAK - 12 yıl Önce

Sayın İlköğretim Müfettişleri! Sizler, önce mesleğe öğretmen unvanıyla başladınız, MEB'in çıkarttığı yönetmelik hükünleri ve belirli hizmet süresine bağlı ve hiçde hukuki olmayan siyasi listelerden İlköğretim Müfettişi oldunuz. 1. derecye indiğinizde ekgöstergeniz öğretmen kökenli olmanızdan dolayı 3000 idi, ne yapıp yaptınız dernek kurdunuz, meslekten üst makamlara gelenlerden yararlandınız ve sonuç olarak hiç hakkınız olmayan 3600 ekgöstergeyi kaptınız o da olmadı unvanınız İlköğretim Müfettişi iken Eğitim Müfettişi oldu. Buraya kadar herşey lehinize iken işler kebaptı, şimdi roller değişince ve Bakanlıktaki birçok unvanın altına inince kabrisyapmaya başladınız ama nafile. Kanunla verilen hak ancak kanunla geri alınır. Eşitsizlikten yani TC Anayasamızın 10.maddesinden bahsediyorsunuz bu madde Kanun önünde eşitliktir, sizlerin iddiası ise eylemli eşitliğe girer. Sözkonusu Bakanlıkta bir çok haksızlıklar var, örneğin; Şube Müdürü olmuş bir öğretmen kendini Başbakan gibi görüyor ama icraatına baktığınızda ise imza atacağı evrakı bilmiyor. Önce Bakanlık ve taşradaki yönetim kademeleri yeniden gözden geçirilmeli ve sizler gibi öğretmen kökenlilere sadece GİHS Eğitim Hizmetleri Şube Müdürlüğü verilmeli, diğer idari görevler ise o işi ypabilecek düzeyde eğitim almış personelden seçilmelidir.Ama sizlere yine de kızmamak lazım nede olsa hakınızı arıyorsunuz, kolay gelsin bakalım.

Mustafa DEĞER
Mustafa DEĞER - 12 yıl Önce

Sayın Editör Beyefendi! Yorumumu neden yayınlamıyorsun, tabiki MEB'de nasıl ayrımcılık yapıldığını açıkça yazdığım içindir kuşkusuz.Sizin gibi sadece kendini düşünen eğitim çalışanlarından bir nane lmaz.

hüseyin
hüseyin - 12 yıl Önce

666 khk dereceye göre verilmesi yanlış degilmi memulararsısdaki fark açıldı bu nasıl eşit işe eşit ücret bu dava açıldımı

İsmail Çelebi
İsmail Çelebi - 12 yıl Önce

Tebrik ederim Doğan bey. Ne bir eksik ne bir fazla. Eminim yargı sadece teyidi yapacaktır.

SIRADAKİ HABER