Açılışa, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Gökay YILDIZ, Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Merdan TUFAN, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer BALIBEY, Personel Genel Müdürü Necmettin YALÇIN, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa SAFRAN ve Bakanlığımız üst düzey yöneticileri, üniversitelerin akademik ve idari personeli ile çok sayıda davetli ve öğrenci katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Akademik Oda Orkestrası tarafından sunulan müzik dinletisi ile devam etti. Açılış konuşmalarını yapan Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer BALIBEY şöyle konuştu: "Milli Eğitim Bakanlığı'nın Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü olarak asıl görevimizin, Milli Eğitim Bakanlığındaki öğretmen yetiştirme sistemine katkılarımız nasıl olur, bakanlık olarak bu çalışmayı yaparken üniversitelerde neler yapabiliriz? Bunları düşünüyorduk. Bu konuda üniversitelerimiz neler düşünüyor bunları göreceğiz. Bu sempozyum yıllardır ihmal edilen bir çalışmaydı. Bu konuda Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında bir koordinasyon kuruldu. Herkes birbiriyle yakın iletişim içerisinde. Belirli aralıklarla toplanıyoruz ve Türk Milli Öğretmen Komitesinde bir yol haritası belirledik."
Rektör Prof. Gökay YILDIZ konuşmasında, "Eğitim Fakültemiz üniversitemizin en köklü ve iddialı fakültesidir. Burdur Eğitim Fakültesi, yetiştirdiği öğretmen adaylarının niteliği ve özellikle 1999 ve 2000 yıllarında Millî Eğitim Bakanlığı ve Dünya Bankası işbirliği ile düzenlediği tüm ilköğretim müfettişlerini kapsayan hizmet içi eğitim seminerleriyle adından sıkça söz ettirmiştir. Fakültemizin eylül ayında Eğitim Bilimleri Kurultayı gibi önemli bir organizasyona ev sahipliği yapacak olması da bizi şimdiden heyecanlandırmakta ve gururlandırmaktadır." dedi.
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Sayın Merdan TUFAN da konuşmalarında, eğitim sisteminin üç temel ögesinin bulunduğunu bunların; öğretmen, öğrenci ve program olduğunu ve hiçbir sistemin o sistemi işletecek insan unsurunun kalitesinden daha üst düzeyde bir kalite ortaya koyamayacağını, programın eğitimin anayasası olduğunu ifade etti.
Merdan TUFAN, sözlerine öğretim programlarıyla ilgili birtakım sorular sorarak şöyle devam etti: "Öğretim programlarında sırasıyla şu sorulara cevap aramamız gerekiyor: Niçin öğreteceğiz? Ki bu sorunun cevabı bizim "amacımızı" ortaya koyacaktır; amacımızı ne ile hangi muhteva ile gerçekleştireceğiz, yani neyi öğreteceğiz? Bu sorunun yanıtı da "içeriği" belirlememiz demektir. Amacımızı gerçekleştirmek için belirlediğimiz içeriği nasıl vereceğiz? Bu soruya verilecek cevap "öğretim yöntem ve teknikleri"dir. Son olarak da öğretip-öğretemediğimizi nereden anlayacağız? Bu soru da bizi öğretim programlarının "ölçme ve değerlendirme" boyutuna götürecektir."
Program geliştirme modeli üzerinde de duran Merdan TUFAN, program yenileme çalışmalarının temel dinamiklerini yedi gruba ayırarak bunların sırasıyla bilgi anlayışındaki değişmeler, okulun rolündeki değişmeler, öğretmenin rolündeki değişmeler, öğrenci profilindeki değişmeler, velinin önceliklerindeki değişmeler, öğretim stratejilerindeki değişmeler ve son olarak da ölçme-değerlendirme yöntemlerindeki değişmeler yani sonuç odaklı ölçme yerine sürece dayalı ölçme-değerlendirme olduğunu ifade etti.
Merdan TUFAN, programların başarılı bir şekilde uygulanmasının ancak eğitim yöneticilerinin ve öğretmenlerin okul ve sınıf içerisinde uyguladıkları stratejiler ile bu stratejilerin uygulanmasında gösterdikleri çabanın katsayısıyla mümkün olacağını belirterek öğretmenler ile idarecilerin, öğrenci başarısını etkileyen okul değişkenlerinin en önemli iki ögesi olduğunu, bu yüzden öğretmen kalitesinin artırılmasının en önemli unsurlarından biri olan öğretmenlerin yaratıcı ve özgün çalışmalarına fırsat tanınmasının eğitimde kaliteyi artıracağına dikkatleri çekti. Eğitim yöneticilerinin, okul/sınıf içerisinde öğretmenlerin farklı uygulamalarına imkân vermelerinin, öğrencilerin başarılı performans göstermelerinde büyük kazanımlar elde edilmesini sağlayacaktır, diyerek konuşmasını tamamladı.
2 gün süren sempozyumda farklı konu ve konuşmacılar tarafından öğretmen yetiştirme ve öğretim programlarına yönelik bildiriler sunuldu
Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2011, 00:00
