18-20 Kasım 2011 tarihleri arasında, 83 eğitim fakültesinden 100 üzerinde katılımcı belirli konularda karar aldı. Bu kararlardan birisi de, özür grubu tayinlerinin her yarı yıl sonunda olmak üzere, yılda iki kez yapılmasına dair grup kararıydı. Ancak, Bakan Dinçer 100'ü aşkın katıımcının tespitini bir yana koymakta ve kendi doğrusunu en önemli doğru olarak hala ifade etmeye devam etmektedir. Eğer doğruyu kendisi biliyor idiyse, neden 100'ü aşkın kişi davet edilip, görüşlerine başvuruldu?
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, dün yaptığı konuşmada yine Şubat dönemindeki atamalarla ilgili konuştu. MEB'in sitesinde yer alan açıklama şu şekilde:
''Bugün topu topu özürlü ataması yapamadığımız öğretmen sayısı 300 kişi. 700 bin kişilik bir aile içerisinde 300 kişinin meselesini Türkiye toplumunda eğitimin sorunu gibi ortaya çıkartıp koyuyorsanız o zaman yanlış bir yerden tutuyorsunuz demektir. Halbuki şu anda binlerce öğretmenimiz destan yazıyorsa, konuşmalıyız. ... Bir sınıftan öğretmenin eksilmesi durumunda o sınıftaki öğrencilerin durumunu ne zaman konuşacağız? Eğer öğretmenlerimiz tam eğitim esnasında başka yere nakil talep ediyorsa onun yüz üstü bırakıp gittiği çocukları ne zaman konuşacağız? Bu ülkede, 40 ilde çocukların her yıl bir öğretmen değiştirdiği gibi bir sorunla karşı karşıyaysak o çocukların sorunlarını ne zaman konuşacağız?''.... ''Çocuğunuzun öğretmeninin her yıl değişmesini ister miydiniz?'' sorusunu salondaki öğretmenlere yönelten Bakan Dinçer, bu soruya bugüne kadar ''Evet isterim'' diyenin çıkmadığını söyledi. Öğretmenin herkesten daha bilgili olması gerektiğini de vurgulayan Bakan Dinçer, öğretmenin yaptığı işe sevgi katması gerektiğinin altını çizdi.
Sayın Bakan aylar sonra yine aynı konuya değinmiştir. Bu konudaki argümanları da hiç değişmemiştir. Ancak daha 5 gün önce 100'lerce katılımcıyı toplayan kendisi idi.
Sayın Bakan, eğer sadece kendi doğrularına göre Bakanlığı yönetecek ise boş yere yüzlerce bilim ve düşünce adamını toplmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, bir an önce tekçi yaklaşımdan vazgeçmesi ve sayısı 300 değil 1 olsa dahi, sorunu sorun olarak görüp, kimsenin hakkını yememesi gerekmektedir.
"Gün farkıyla 2011 yılı yaz tatilinde özür grubundan nakil olamayanlar, 2012 yılı yarı yıl tatili sırasında, özür grubundan tayin olmayı düşünüyordu. Gelen yorumlardan, bir çok öğretmenin, umudunu buna bağladığı görülmektedir. Ancak, MEB geçici madde koymaksızın, yarıl yıl tatilindeki özür grubu nakillerini kaldırmış gibi görünmektedir. Gibi diyoruz, zira bu konudaki esas düzenleme yönetmelikle yapılacaktır. Yönetmeliğe bir geçici madde konularak, 2012 yılı yarıl yıl döneminde özür grubu tayini yapılması mümkündür."
Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2011, 00:00
Tabii ailesi dağılan ve eşinden ayrı bırakılan kendisi olmayınca bakan herşeyi söyleyebilir:((