Vatandaşı üzerseniz ben de sizi üzerim

Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen İl Milli Eğitim Müdürleri Yeni Eğitim-Öğretim Yılına Hazırlık toplantısına katıldı.

Vatandaşı üzerseniz ben de sizi üzerim

Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ömer Dinçer, eğitimdeki sorunların çözümü için yöneticilerin değişime açık olması gerektiğini belirterek, ''Vatandaşlar kendilerine kötü muamele edildiği için şikayet mektubu yazıyorsa haksız bile olsa onu haklı kabul ediyoruz. Net bir mesaj vermek istiyorum, vatandaşı üzerseniz ben de sizi üzerim'' dedi.
     Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen İl Milli Eğitim Müdürleri Yeni Eğitim-Öğretim Yılına Hazırlık toplantısına katıldı.
     İl müdürlerine seslenen Dinçer, eğitim sisteminin ciddi sorunları bulunduğunu belirterek, fiziki şartlardan öğretmene, çocukların yetiştirilmesinden maddi sorunlara kadar pek çok alanda sorundan bahsetmenin mümkün olduğunu kaydetti.
     Bakanlığında vatandaş odaklı yönetim tarzı yürüteceklerini belirten Dinçer, ''Her şeyden önce vatandaşın ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan, içinde bulunduğumuz mahallin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan ve nihayet ülkemizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan bir hizmet anlayışıyla çalışma yürüteceğiz'' dedi.
     MEB personelinin herkese eşit ve adil davranmayı temel prensip kabul ettiğini ifade eden Dinçer, il müdürlerine şöyle seslendi:
     ''Hiç kimsenin etnik yapısına, hiç kimsenin dini inancına, mezhebine, ideolojisine bakmayacağız. Bize getirilen çocuğun bu dünyada kendini ayakta tutacak bilgilerle donatılması bizim amacımız olacak. Herhangi bir ayrım bu bakanlığın telaffuz edebileceği bir kavram olarak ortaya çıkmamalı.
     Vatandaşa en yakın yerde hizmeti sunmalıyız. Vatandaşın veya diğer kurumların taleplerine hayır diyeceksek, olumsuz olarak görüyorsak bunu şifahen söylemenizi istemiyoruz sizden. Herhangi talep yazılı olarak ve gerekçesiyle birlikte belirtilmelidir. Teşkilatımızın bütün kademelerinden insanlar kendilerine itiraz veya bir talep geldiğinde eğer olumsuz olarak görüyorlarsa yazılı olarak vermesini istiyorum. Ben göreceğim, sizin neye niçin karar verdiğinizi bilmek istiyorum.
     Vatandaşların şikayetlerini ciddiye alın. Her şikayeti kendimizi geliştirmek için bir vesile olarak görelim. Bana bakanlığımın herhangi bir kişi ve birimiyle ilgili bir şikayet ulaşmışsa çok ciddiye alıyor ve inceliyorum.
     Vatandaşlar kendilerine kötü muamele edildiği için şikayet mektubu yazıyorsa haksız bile olsa onu haklı kabul ediyoruz. Net bir mesaj vermek istiyorum. Vatandaşı üzerseniz ben de sizi üzerim, bunu çok net bir şekilde söylüyorum.''
     Eğitimde çok hedefleri bulunduğunu kaydeden Dinçer, ''Okul öncesinde, ilköğretimde yüzde 100 okullaşma oranına ulaşmak istiyoruz. Ortaöğretimde yüzde 90'nın, mesleki öğretimde en kötü yüzde 50'lerin üzerine çıkmak istiyoruz'' şeklinde konuştu.
     Dinçer ''Bundan sonraki dönemde il yönetiminin performans ölçüleri olacaktır. Önümüzdeki yıldan itibaren bütün illerde il yöneticileri, ilçe yöneticileri, okul yöneticileri için performans ölçüleri koyan uygulamayı başlatmak istiyorum. Bu sizin tabiri caizse imtihan sorularınız olacak'' dedi.
    
     -''Benim güvenimi sarsmayın''
    
     Eğitimde fiziki sorunların ortadan kaldırılması için bütün alternatifleri deneyeceklerini anlatan Dinçer, dersliklerin etkin kullanımı için yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
     Dinçer, şöyle devam etti:
     ''Okul binaları okul müdürlerinin ve okul yöneticilerinin mülkiyeti değildir. Okul binaları öğrencilerimizin, ailelerin, öğretmenlerin ve okulun bulunduğu mahallin ortak malıdır. Ben okulun fiziki şartların, sahip olduğu teknolojik imkanların sıkı sıkıya sadece okul müdürlerinin ve öğretmenlerin denetiminde kullanılan malzemeler ve mekanlar olarak düşünülmesini kabullenmekte zorlanıyorum.
     Hafta sonları okullar açık olsun, bilgisayarlar açık olsun, öğrenciler ödevlerini orada yapsınlar. İnterneti orada kullansınlar, bir tane öğretmenleri nöbetçi koyun ek ders ücreti vermiyor muyuz. Okul yöneticileri bilgisayar odalarını hep açık tutsunlar.
     Okullarımızı bir kültür merkezi olarak düşünmeliyiz. Her şehre kültür merkezi yapmak yerine, okulları kültür ve sosyal merkez olarak kullanabiliriz. Okulları sıkı sıkıya kapatmanın bilgisayarların üzerine toz bezi koymanın hiçbir manası yoktur.
     Fiziki mekanlarımızın en güzel yerlerini kendinize ayırmayın. Okulda en iyi ve en temiz yer derslikler olmalı, öğretmenlerin odası olmalı. Müdür, öğretmene ve çocuklara hizmet için müdürdür. Kim hangi kadroyu işgal ediyorsa hakkını vermelidir. Kimseyi ideolojik sebeplerle veya mahkeme kararıyla geldiği için dışarda tutmak gibi bir lüksümüz olamaz.''
     İllerde tüm yöneticilerin, alt kadrolardakilerle haftada ya da ayda bir toplantı yapması gerektiğini anlatan Dinçer, ''Eğer bütün sorunları bakan çözecek diye bekliyorsanız, benim öyle bir kabiliyetim yok, arkadaşlar yanlış bakan seçtiniz. Ben sizlere güvenip geldim buraya onun için siz benim güvenimi sarsmayın lütfen'' dedi.
     Okul bahçelerini otopark olarak kiraya verenlere seslenen Bakan Dinçer, ''O bahçe okula gelir sağlasın diye değil çocuklara hayat kazandırsın diye tanzim ediliyor. Okul bahçeleri çocuklarımızın oyun alanlarıdır, öğretmenlerimizin çocuklarımızla ders dışında ilişki kurma alanlarımızdır. O yüzden okul bahçelerimizi düşünürken bir köşesine ağaç dikin, yeşillik oluşturun'' dedi.

 

Güncelleme Tarihi: 06 Eylül 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER