Enflasyona mahkûm borçlu hayat

Ekonomi yönetimi iç talebi baskılamayı hedefliyor ancak atılan adımlar amacına ulaşamıyor. Halkın harcamaları ise temel ihtiyaçlara gidiyor.

Enflasyona mahkûm borçlu hayat

Ekonomi yönetimi, seçim sonrası uygulamaya konulan sıkı para politikası ile iç talebi baskılamayı amaçlıyor. Ancak bu yöntem yüksek enflasyon karşısında alım gücü gerileyen toplumun geniş kesimlerinin borçlanmasını engellemiyor. 

Hayat pahalılığı karşısında düşük kalan ücretler, toplum kesimlerini geçinmek için borçlanmaya itiyor. Seçim sonrası uygulanan faiz artışları ise bu borçlanmanın maliyetini artırıyor ancak borçlanma eğilimi devam ediyor. Hem ihtiyaç kredileri hem de kredi kartı kullanımındaki artış borçlanmanın giderek arttığını gösteriyor. 

DAHA DA YÜKSELECEK 

Eylül ayında yüzde 61,5 ile yılın zirvesine çıkan enflasyonun daha da yükseleceğine yönelik beklentilerin artması geçim şartlarının giderek zorlaşacağına işaret ediyor. Enflasyonun tek hane seviyesine düşmesinin ise ancak 2026’yı bulacağı tahmin ediliyor. Yüksek enflasyonla yaşamaya mahkûm edilen halk için borçlanarak geçinmek bir alışkan haline geliyor. Seçim sonrası uygulanan politikalarla da bir yandan faizler artarken diğer yandan da borçlar katlanıyor. 

Bankaların ihtiyaç kredilerine uyguladıkları faiz oranı, 29 Eylül haftasında bir önceki haftaya göre 14 baz puan artışla yüzde 59,07 olarak gerçekleşti. Söz konusu haftada bankalara olan ihtiyaç kredisi borcu 7,4 milyar liralık bir artışla 914,6 milyar liraya ulaştı. 

HAYATİ ÖNEMDE 

Özellikle dolaylı vergilerdeki artış, gelir vergisinde bu aylarda giderek yükselen oranlar ücretli çalışanların gelirlerini daha da aşınmasına yol açıyor. 

Türk-İş’in eylül ayı hesaplamasına göre açlık sınırı 13 bin 334 liraya, yoksulluk sınırı ise 43 bin 433 liraya ulaştı. Gıda enflasyonu yüzde 75,14 ile Avrupa’nın en yüksek seviyesinde bulunuyor. En yüksek gıda enflasyonu sıralamasında Türkiye’nin ardından yüzde 17,9 ile Macaristan geliyor. Yüksek enflasyonda en yakın ülke ile aradaki fark 57 puanın üzerinde yer alıyor. 

Ücretli çalışanların yarısından fazlasının asgari ücret ve civarında bir ücretle çalıştığı göz önüne alındığında ihtiyaç kredileri ve kredi kartları hayati öneme ulaşıyor. 

Bankalararası Kart Merkezi’nin ağustos ayına ilişkin verilerine göre kredi kartlarıyla yapılan alışverişin 109,7 milyarlık tutarı market harcamalarına, 45,2 milyarlık tutarı çeşitli gıda harcamalarına, 20,3 milyar lirası eğitim harcamalarına, 21,5 milyar lirası ise sağlık harcamalarına gitti. 

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, iç talep ile ilgili açıklamasında "İç talepteki aşırılık birçok kanalda enflasyonu artırmaktadır. Dolayısıyla iç talepteki dengesizliğin giderilmesi dezenflasyon süreci için bir önkoşuldur” ifadelerini kullandı. Veriler Erkan’ın iç talep olarak ifade ettiği harcamaların büyük bölümünün temel tüketim harcamaları olduğunu ortaya koyuyor. 

Erkan ayrıca 2023 yılının ilk 6 ayında bireysel krediler, kredi kartlarında yüzde 70'i, taşıt kredilerinde ise yüzde 68'i aşan oranlarda yükseldiğini açıkladı. 

BirGün Gazetesi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER