Kuru uçuran belirsizlik

27 ay sonraki ilk faiz artışının beklentilerin altında kalması döviz yangınını büyüttü. TL'yi dibe vurduran gelişmede üç başlık öne çıktı: Enflasyon da mevduat faizi de yüzde 40 olmasına rağmen piyasa gerçeklerine uyulmadı. Faiz kararı turnusol kağıdı gibi görüldüğünden rasyonaliteye dönüşün kağıt üstünde kalacağı algısı zemin buldu. Oluşan belirsizlik tablosu 'siyasi etki sürüyor' kaygısını artırdı.

Kuru uçuran belirsizlik

Seçimin ardından ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikler ve 'rasyonaliteye dönüş' mesajlarının ardından Merkez Bankası, 27 ay sonra ilk kez faiz artışına gitti. Ancak yüzde 40'ın işaret edildiği süreçte yüzde 15'lik artış beklentileri karşılamadı. Karar metninde verilen mesajlar piyasaların ikna edilmesinde yeterli olmadı. Kararın ardından döviz rekor kırarken Hazine Bakanı Şimşek "Kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedefliyoruz" dedi.

‘RASYONALİTEYE DÖNÜŞ’TE SORU İŞARETLERİNE YENİLERİ EKLENİYOR

MB Başkanı Hafize Gaye Erkan da bankacılarla toplantı sonrası “Kolları sıvadık, fiyat istikrarını sağlayarak enflasyonla mücadele edeceğiz” dedi. Uzmanlar ise döviz artışının, rasyonalite söylemlerinin yeterli karşılık bulmamasından ve belirsizliğin sürmesinden kaynaklandığını belirtti. ‘Nas bitti ama rasyonel zemine henüz dönemedik. Beklentiler karşılanmadı’ yorumları yapıldı. Ekonomi yönetiminin süreci somut adımlarla desteklemesi gerektiği belirtildi.

Türkiye’de seçim öncesinde ısınan ekonomiyi soğutmak için yeni kabine kurulur kurulmaz, hamleler başladı. Hazine Bakanlığı koltuğuna oturtulan Mehmet Şimşek ile birlikte Merkez Bankası Başkanı olan Hafize Gaye Erkan ilk para politikası kurulu toplantısında faiz artışına gitti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kabullendik’ çıkışı sonrasında piyasalarda güçlü bir faiz artışı beklentisi oluştu. Fakat 27 ay sonra yapılan ve enflasyon altında kalan faiz artışı sonrasında dövizdeki yangın büyüdü.

Önceki gün 8,5 seviyesinde olan faizi yüzde 15 seviyesine yükselten Merkez Bankası’nın mesajları da dikkat çekti. Enflasyonda yüzde 5 hedefini yineleyen Merkez, faiz artışının da kademeli olacağının mesajını verdi. Özellikle karar öncesinde Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in “rasyonel zemin” açıklaması 650 baz puan sonrasında irrasyonelliği işaret etti. Bunun üzerine piyasalar yeniden yangın yerine döndü. Enflasyon ve mevduat faizlerinin yüzde 40 seviyesinde olmasına rağmen piyasa gerçeklerine uyulmadı.

Rasyonelliğe dönüşün zemin üzerinde kaldığı tartışılırken, piyasalar da ikna edilemedi. Uzmanlar tam ikna olan piyasaların bu hamleyle ekonomide siyasi belirsizlik havasının devam ettiğini paylaştı. Piyasalar, önceki gün yaşanan hareketli seans sonrası haftanın son işlem gününe de hızlı başladı. Döviz kurları ve gram altın tarafında yeni rekorlar geldi. Borsa İstanbul ise primli bir seyir sürerken, bankacılık endeksindeki yükseldi. Dolar, dün başlayan hızlı yükselişini sürdürerek, 25.80 lirayı gördü. Euro da 28.12 TL ile yeni zirvesine ulaştı. Böylece iki tarafta da rekorlar serisi geldi. Bist 100 endeksi de 5.500 puanın üzerinde işlem gördü.

Ekonomistler ise döviz artışının, rasyonalite söylemlerinin yeterli karşılık bulmamasından ve belirsizliğin sürmesinden kaynaklandığını belirtti. Merkez Bankası’nın karar metninde kullanılan ifadelerin önümüzdeki dönem için kararlı bir tutumu yansıtmadığı da dile getirildi. ‘Nas bitti ama rasyonel zemine henüz dönemedik. Beklentiler karşılanmadı’ yorumları yapıldı. Ekonomi yönetiminin karar sonrası verdiği mesajların da somut adımlarla desteklenmesi gerektiği belirtildi.

‘HANİ SORUN YOKTU ŞİMDİ NASIL AÇIKLANACAK?’

Ekonomistler de gelinen durumu yorumladı. Ekonomist Uğur Gürses “Seçim sonuçlanana kadar ekonomide bir sorun yokmuş gibi rezervleri tüketerek döviz kurunu tutanlar, son 1 ayda yüzde 30’luk kur artışını nasıl açıklıyor? Şimdi yeniden bir dalga halinde gelecek fiyat artışlarını ve yükselen enflasyonu nasıl açıklayacaklar?” dedi. Ekonomist Yalçın Karatepe de “Bankaları sevindiren, sizi üzecek bir karar: Dünkü faiz artışının kredi kartı ve KMH borcu olanlara bir an önce uygulanması için düzenleme yapmışlar. Temmuzdan itibaren yüksek faiz ödeyeceksiniz” ifadelerini kullandı.

‘NORMALLEŞMEYE ÇALIŞMANIN BEDELİ ENFLASYON OLACAK’

Ekonomist İris Cibre “Mehmet Şimşek serbest kur rejimine geri döneceğiz açıklaması yapmıştı Sözünü tuttuğu görülüyor. Şahsi fikrim mi? Bu işin ortası var: Ya sabit kur rejimi ya da arzın merkezine inen TL değil. Faizi yavaş artıracağım deyip kuru alıştığı ilaçtan bir günde azade edemezsin O da yavaş yavaş bırakarak olmalıydı” dedi. Ekonomist Oğuz Demir “Normalleşmenin gereklerini iyi planlamadan normalleşmeye çalışıyormuş gibi görünmenin bedeli yine enflasyon ve alım gücü kaybı olacak.”

‘AMAÇ SICAK PARA ÇEKEBİLMEK FİYAT ARTIŞLARI DEĞİL’

Analist Orhan Karaca “PPK kararında şaşacak bir şey yok. Şimşek-Erkan ikilisi enflasyonla mücadele için değil tekrar sıcak para çekip büyümeyi sürdürebilmek için göreve getirildi. Şimdi ekonomiyi resesyona sokmayacak ama sıcak parayı cezbedecek optimum faiz oranı aranıyor. Bu arayış daha sürer” dedi. Ekonomist Hakan Kara ise “Tarihinin en yüksek faiz artışını yaptığın gün kuru böyle sıçratabilmek herkese nasip olmaz” ifadelerini kullandı.

‘YAPISAL REFORMSUZ GEÇİŞ DENGEYİ BOZDU’

Ekonomist Hayri Kozanoğlu “Ekonomi yönetiminin bir enflasyon tahmini yok. Bu belirsizlikte dolar haliyle yükselerek 25 TL’yi aştı” yorumunu yaptı. Ekonomist Mahfi Eğilmez ise “Rasyonallikten irrasyoneliğe bir anda geçilebilir ama tersi o kadar kolay değildir. Yapısal reformlar olmadan yüzde 15 faiz artırımı uygulamaya geçirildi ve durum aynen orada yazdığım gibi oldu” açıklamasında bulundu.

'SÜREÇ KARARLILIKLA KADEMELİ OLARAK YÜRÜTÜLECEK’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Ekonomi politikalarımız kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmada kararlıyız” diye konuştu. Merkez Bankası’nın 27 ay sonra faizi artırmasının ardından Şimşek’ten yeni açıklamalar geldi. Şimşek, İstanbul’a hareketinden önce Ankara Esenboğa Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Şimşek, yaptığı değerlendirmede, “Ekonomi politikalarımız kısa vadede fiyat istikrarını ve finansal istikrarı hedeflemektedir. Bu hedeflere ulaşmada kararlıyız. Merkez Bankasının açıklamasında belirtildiği gibi bu bir süreçtir. Kararlılıkla kademeli olarak bu süreç yönetilecektir” ifadelerini kullandı.

‘FİYAT VE FİNANSAL İSTİKRAR ÖNEMLİ’

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, İstanbul’da bankaların yöneticileriyle bir araya geldi. Toplantı yaklaşık 1 buçuk saat sürdü. Toplantıda, bankacılık sektörünün sorunları masaya yatırılması ve Erkan’ın bankacıların talep ve sorunlara çözüm önerilerini dinlemesi bekleniyordu. Bankalara uygulanan regülasyonların ve sıkışan kredi kanallarının toplantıda gündeme gelmesi söz konusuydu. 1 buçuk saat süren toplantının ardından Merkez Bankası Başkanı Erkan, açıklamada bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erkan, şunları söyledi: “Çok verimli bir görüşme oldu. Bize sorunlarını ve makro ihtiyaç çerçeveyi sadeleştirme sürecindeki taleplerini belirttiler. Şundan eminim ki hükümetimizin belirlediği ekonomik hedefler doğrultusunda enflasyonla mücadele etmek için tüm ekonomik birimlerimiz kollarını sıvamıştır. Bunu istikrarlı ve kararlı, hedefe yönelik bir şekilde yapacağımızdan eminim. Bunun için de fiyat istikrarı, finansal istikrar için çok önemli. Hem fiyat hem finansal istikrarı sağlayarak enflasyonla mücadele edeceğiz.”

‘ESKİDEN VATAN HAİNİ ŞİMDİ NORMALLEŞME’

Ekonomist Artunç Kocabalkan “Swap açıldı mı? Swan eksik olmazmış. İçimizdeki İrlandalılar bir şeyler yapmış. Londra’da TL faizleri eksi bu ne demek birileri Londra’ya para verdi kim verdi niye verdi? Eskiden olsa Londralı tefeciler dövizlerimizi bedava alsın diye onlara verdiler denirdi hatta vatan haini olurlardı. Şimdi normalleşme diyoruz. TL faizleri gecelikte eksi kolaylıkla. Türk Lirası borçlanabilen yabancı, gidip döviz alabiliyor. Serbest piyasa Merkez de çok karışmıyor. Ama bu karışmayacak anlamına gelmez. Neden? Çünkü bayramda biz yokken yabancılar hızla dövizi yukarı çekebilirler. Dolar/TL 27 seviyesini görebilir. Merkez’de tamam serbestlikte o kadar da değil deyip müdahale edebilir. Unutmayalım gecelik faizler eksi ama bir haftalık faizler yüzde 20 seviyesinin üzerinde. Yani bu durum sürdürülebilir değil. Ama yarım gün ve sonrasında bize hep bayram olacak. Swap muharebe savaşları başladı. Herkese hayırlı olsun” paylaşımında bulundu.

Ekonomist Mustafa Sönmez de “Seçim öncesi 19.5 TL’de dizginlenen doların fiyatı 3 haftada yüzde 30.7 arttı. Tersinden söyleyelim, TL yüzde 23,5 değer kaybetti. 3 haftada yüzde 23.5 devalüasyon! Bunun yol açacağı enflasyon, elde avuçtakinin dörtte birinin erimesi demek. 400 gr ekmek 15 TL. İnegöl’den yola çıktı” yorumunda bulundu.‘

ENFLASYONDA İYİLEŞME SAĞLANANA KADAR SÜRECEK’

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, bundan sonraki süreçte faiz artırımlarının devam edeceğini, faizde artış trendine girildiğini ifade etti. Merkez Bankası’nın enflasyonda iyileşme sağlanana kadar faiz artışlarına devam edeceğini aktaran Şener, reel faizlerin en azından enflasyona yakın bir seviyeye getirileceğini belirtti.

PPK metninde piyasalar açısından fiyatlanması gereken çok önemli bir nokta olduğunu vurgulayan Şener, “Sadeleşmeden bahsediyor. Bu şu demek; daha önce bankalarla ilgili kredi kartlarıyla ilgili, bankaların tahvil bulundurmalarıyla ilgili çok ciddi kararlar alınmıştı ve bu biraz kafa karışıklığına da yol açıyordu. Çok yoğun bir karar mekanizması vardı. Merkez Bankası çok açık olarak sadeleşme vurgusu yapıyor. Yani bu, bankalarla ilgili eskiye dönüş demesek bile ‘piyasa koşullarına döneceğiz’ anlamına geliyor” dedi.

‘TEK YOL FAİZ DEĞİL’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in temaslarının önemli olduğuna dikkati çeken Şener, gelecek olan yabancı yatırımların da önem taşıdığını kaydetti. 2003 ila 2010 arasında küresel çapta çok yoğun bir sermaye akımı, geçişkenliği olduğunu, şimdi bu sermaye geçişkenliğinin yeniden başladığını ifade eden Şener, “Bu sermaye geçişkenliği, belki 2003-2010 arasındaki gibi olmaz ancak ivmelenme yukarı doğru başladı ve Türkiye’nin bu fırsatı iyi değerlendirmesi lazım” diye konuştu.

Faiz artırmanın para politikası için çözüm olduğunu ancak reel piyasa için çözüm olmadığını vurgulayan Şener, özellikle emek yoğun üretim yapan piyasaların hem özel hem de kamu bankaları tarafından desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Şener, “Yüksek faizi en azından enflasyonla mücadele etmek için gerekli görüyoruz. Ama nihai hedef düşük faiz olmalı. Uzun vadede düşük faiz politikasının devam edeceğini ama kısa vadede gerektiği için yüksek faiz politikasının uygulanacağını düşünüyoruz” dedi.

KARAR GAZETESİ 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER