63 öğretmen neden öldü?

Konferans için Paris'e giden Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Depremde neden çok sayıda öğretmen yaşamını yitirdi?" sorusunu yanıtladı.

63 öğretmen neden öldü?
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, depremde 446 okuldan birinin tamamiyle yıkıldığını, 16 okulun ise ağır hasar gördüğünü belirterek, "Okullarımız depremde iyi sınav verdi. İhale şartnamelerini hazırladık. Hasar gören okullar onarımdan geçirilerek 14 Kasım’da eğitime açılacak. Eğitimin aksamaması için de ücretli öğretmen ataması yapılacak" dedi.

Dinçer, "Şu ana kadar 63 öğretmenimiz yaşamını yitirdi. Bu sayının çok olmasının sebebi, daha çok öğretmenlerin gittiği bir kafenin çökmesi, bir de çöken apartmanlardan birisinin öğretmenlerin yoğun olarak ev tutuğu bir bina olmasıdır" sözleriyle öğretmen kayıplarını açıkladı. UNESCO'nun Liderler Forumu'nda konuşan Dinçer, "Herkes için eğitim programı ile kız çocuklarının okula gitmesine ilişkin çalışmaların" başarıyla uygulandığını, kızların ilköğretimde bu yıl ilk kez erkek sayısını geçtiğini açıkladı.


Ana-kız birlikte

Van'daki depremde hayatını kaybeden ana sınıfı öğretmeni Gülşen Batar (31) ve 6 yaşındaki kızı Beyza Tay'ın cenazeleri, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde toprağa verildi. 2 yıldır Van’da çalışan Gülşen Batar, Kuşadası’nda görev yaparken eşinden boşanmış, 2 yıl önce kendi isteğiyle Erciş’e tayin olmuştu. Gülşen öğretmen ve biricik kızı Beyza gözyaşları arasında ailesi tarafından birlikte toprağa verildi.

'2. Bahar' direnemedi

Depremden yaklaşık 67 saat sonra enkazdan sağ çıkarılan ve Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınan İngilizce öğretmeni Gözde Bahar (27), hayatını kaybetti. Gözde öğretmenin 10 Temmuz’da nişanlandığı Hasan Gürcan’ın önceki gün yaşadığı sevinç ise yerini acıya bıraktı. Aşkları depremin simgelerinden biri haline gelen çift, 2’nci baharlarını yaşayamadı. Gözde öğretmenin cenazesi bugün memleketi Aydın’ın Söke ilçesinde toprağa verilecek. Sözleşmeli olarak görev yaptığı Ağrı’nın Doğubayazıt İlçesi’nden 5 Eylül’de kadrolu olarak Van’ın Erciş ilçesine atanan Gözde Bahar’ın, enkaz altından çıkarıldıktan sonra duran kalbi, sağlık ekiplerinin müdahalesiyle yeniden çalıştırılmıştı.

Bu yıl atanmıştı

Erciş'teki bir kafeteryada, enkaz altında kalarak hayatını kaybeden Almanca öğretmeni Aylin Bozkurt’un (28) cenazesi ise Antalya’da son yolculuğuna uğurlandı. Anne Arife Göğüş, “Kızım Van’a geldim. Yıkıntıları ellerimle kazıdım, sana ulaşamadım” diye ağladı. Niğde Üniversitesi’nden 5 yıl önce mezun olduktan sonra bu yıl ataması yapılan Bozkurt’un tabutunun üzerine duvak, çeyizinden eşyalar ve Türk bayrağı konuldu.

Ölüm ayırdı

Van'da kent merkezinde yıkılan binanın altında kalarak can veren Özgür Subaşıay ile Emel Subaşıay, üniversite hazırlık sınıfında aşkları başladığından beri ilk kez ayrıldılar. Aynı okulu bitiren, aynı yıl aynı kente atanan ve 3 ay önce evlenen çift, önceki gün son yolculuğuna uğurlandı. Özgür Subaşıay Manisa’nın Turgutlu ilçesinde, Emel Subaşıay ise teyzesi Hanım Yavaş’la İzmir’de toprağa verildi. Özgür için düzenlenen törende annesi Ayşe Subaşıay, “Oğlum ve gelinim depremde ölmedi. Onları o bina öldürdü” dedi. Deprem anında Subaşıay çifti odalarından çıkmaya çalışırken, birbirlerine sarılmış, enkaz altında da bu halde kalmıştı. 10 gün evvel çifti ziyarete gelen Emel Subaşıay’ın teyzesi Hanım Yavaş da depremde yaşamını yitirmiş, annesi Şeyma Yavaş Çokbilir ise yaralı halde kurtarılmıştı. Anne Çokbilir’in tedavisi sürüyor.



Güncelleme Tarihi: 31 Ekim 2011, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
oradaydım
oradaydım - 12 yıl Önce

bende o depremi yaşayanlardanım.orada hayatını kaybeden öğretmenler sadece bir kafenin altında kalmadı.bizim insanımız şimdi de başlar konuşmaya kafeye gitmeselerde sanki...ama işin iç yüzü öyle değil.bizler sosyal yaşantısı sadece iki tane kafe olan,başka hiçbir aktivitenin yapılmadığı vaktini nasıl geçireceğini bilemeden yaşadığımız topraklardı oraları...sadece bundan da değil neden her yıkılan binanın altında öğretmenler çıktı,neden ölen her 5 kişiden biri öğretmendi?bu sorulara birilerinin cevap vermesi gerekmiyor mu?bizler kentin ücra yerlerindeki evlere mahkum kılınıp,kimsenin oturmadığı kümeslere ev diye(ki bi dünya kira bedeli ödeyerek) oturmamız sizce de bu sonuca sebep olmamış mıdır?....

SIRADAKİ HABER