"ADALET BAKANI HÜKÜMETİN POLİTİKALARINA RAĞMEN BİR TASARRUFTA BULUNAMAZ"

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargılama sürecindeki mağduriyetlerle ilgili olarak “Siyasi sorumluluk elbette var” ifadelerini kullandı.

"ADALET BAKANI HÜKÜMETİN POLİTİKALARINA RAĞMEN BİR TASARRUFTA BULUNAMAZ"
Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin, görevde bulunduğu dönemde 'cemaate yakın avukatlarından aldığı talimatlarla kanunları şekillendirdiği' yönündeki iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin, AK Parti'nin kendi muhasebesini yapıp ona ilişkin seçmenine dönük bir takım açılımlar getirmeden yaşanacak bir erken seçimin partinin 'beklentilerine derman olamayacağını' söyledi. Ergin, “Tekrar bir sandığa gitmesi halinde konjontürel bir miktar oy yükselişi sağlanabilir ama Türkiye’nin derdine ve AK Parti’nin beklentisine derman olacağı kanaatinde değilim.” diye konuştu. 
 
 
Dün gece CNN Türk programında 'Baştan Sona' adlı programa katılan AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi ve Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin’e, bazı anketlere göre AK Parti’nin bir erken seçimde oylarını artıracağına ilişkin iddialar soruldu. 

Ergin ilk olarak, “Anket bir tane değil. Gazetelerde medyada birden fazla anket sonuçları yayınlanıyor. Ancak doğrusu ben ihtiyatlı olunması gerektiğini düşünenlerdenim. Şunun için. 7 Haziran seçimleri, eğer yeni bir seçim yapılacaksa iki turlu bir seçime dönüşecek. Tüm bölgelerde seçmen elini açmış oldu. Elini göstermiş oldu. Dolayısıyla, işte bir takım haberler çıkıyor, AK Parti’nin Türkiye genelinde 20 kadar vilayette kıl payı milletvekili kaybettiği. Ama kıl payı aldığı yerler de var. Muhalefet de AK Parti’nin ucu ucuna aldığı yerlerde işbirliği yaparak oradan milletvekili eksiltebilir AK Parti’den. Dolayısıyla bu tür hesapların sağlıklı olmayacağını düşünüyorum. ifadelerini kullandı.

 

 
'SEÇMENİN YAPTIĞI TENZİLAT İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ'

 

Her siyasi partinin şapkasını önüne koyması gerektiğini dile getiren Sadullah Ergin,“Sandık sonuçlarını kendisi açısından sağlıklı değerlendirmek durumunda. AK Parti açısından baktığımızda yüzde 41 oy önceki seçimlere göre 7-8 puanlık eksik bir oyu ifade ediyor. Seçmen bir miktar tenzilat yaptı AK Parti’nin oyunda. AK Parti’nin bu tenzilatı sağlıklı değerlendirmesi gerekiyor.”açıklamasında bulundu. 

 

Ergin, şöyle devam etti: “Şu yaklaşım AK Parti’nin 2002’den bu yana süregelen tavrına tutumuna aykırı bir yaklaşımdır. Seçmen hata yaptı, yanlış yaptı ve pişman. Şimdi bu pişmanlığından dönecek. Oysa biz kurulduğumuz günden bu yana milli iradeyi öne koyan sandık sonuçlarını önceleyen ve bu sonuçların dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini savunan bir partiyiz. Millet 2002’de hata yapmadı, 2004’te yapmadı, 2009, 2011’de hata yapmadı. 2015 seçimlerinde hata yaptı demek AK Parti’nin 13 senelik aktif siyaset sürecine ters bir yaklaşım olur, doğru bir yaklaşım olmaz.” 

 

 
'ERKEN SEÇİM DERMAN OLMAZ'

 

Sandık sonuçlarının her siyasi partiye verdiği mesajlar olduğunun altını çizen Ergin, erken seçim konusunda da şu değerlendirmeyi yaptı: “Muhalefette iken bu kadar uygun bir siyasi iklimde konjonktürde oylarını eksilten bir parti olarak şapkasını önüne alıp düşünmesi gereken bir parti de CHP’dir. O açıdan tabi CHP’nin kendi bileceği iştir ama biz AK Parti olarak seçmenin bu tavrının nedenlerini sağlıklı araştırmak; aması, fakatı, lakinini koymadan niçin bu tenzilata gitti seçmen AK Parti’nin oylarında? Bunları sağlıklı değerlendirdiğini AK Parti hissettirmeli. Tedbir geliştirdiğini hissettirmeli seçmene. Bu tedbirlerin adımlarını bir miktar görmeli seçmen ki gidilecek yeni bir seçimde seçmen iradesini tekrar gözden geçirsin. Yoksa bütün bunlar belli edilmeden, bununla ilgili AK Parti kendi muhasebesini yapıp ona ilişkin seçmenine dönük bir takım açılımlar getirmeden tekrar bir sandığa gitmesi halinde konjonktürel bir miktar oy yükselişi sağlanabilir ama Türkiye’nin derdine ve AK Parti’nin beklentisine derman olacağı kanaatinde değilim.”

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, görevde bulunduğu dönemde ‘cemaate yakın avukatlarından aldığı talimatlarla kanunları şekillendirdiği’ yönündeki iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Ergin, "Önemli olan somut verilerdir. Burada ‘şu yasada şöyle yapıldı’ gibi tespit yok. Genel bir hikâye anlatılıyor ve onun içerisinde şahsımın ismi geçiyor. Adalet Bakanlığı kendi başına bir parti, kendi başına bir hükümet değildir. İstese bile kendi başına partisinin politikalarına, hükümetin politikalarına rağmen böyle bir tasarrufta bulunamaz." dedi. Ergin, görevde olduğu dönemde ‘cemaatin kadrolaştığı’ iddialarının da doğru olmadığını belirterek, "Ben, 2009 Mayıs ayında bakan oldum. 2013 Aralık ayında ayrıldım. Bu 4,5 senede geçmişten gelen teamüllere göre terfi olmuştur. Yoksa dışarıdan hiyerarşik yapıyı kadrolaşmak amacıyla getirip seçmece adam koyma faaliyeti olmamıştır. Ben, hazır kadroyla çalışmışım. ‘Belli oluşumları, girişimleri görerek, bilerek isteyerek adım atmış’ tezini reddediyorum." diye konuştu.

 
"ADALET BAKANI HÜKÜMETİN POLİTİKALARINA RAĞMEN BİR TASARRUFTA BULUNAMAZ"

Ergin, CNN Türk’te yayınlanan 'Baştan Sona' programında hakkındaki iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu. Polis raporunda geçen iddiaları kamuda görevli bir memurun ortaya attığını anlatan Sadullah Ergin, iddiaların somut verilere dayanmadığına dikkat çekerek, “Burada ‘şu yasada şöyle yapıldı’ gibi tespit yok. Genel bir hikâye anlatılıyor ve onun içerisinde şahsımın ismi geçiyor.” ifadelerini kullandı. 

 
Ergin, şunları aktardı: 

"Bu memur bir ifade vermiş... Tabii kendi isteğiyle mi nasıl olduysa!.. Paralel Yapı ile mücadele konusunda açılan soruşturmada bir ifade de bulunuyor. O anlatımda bulunurken 'parlamentoya gelen tasarılar üzerinde cemaat mensubu avukatlar kendi aralarında çalışırlar, tasarıda eksik veya aleyhlerine gördükleri noktaları değiştirmek için de önergeler hazırlar ve bunu iktidar partisinin hukukçu milletvekillerine götürürlerdi' demiş, polis raporunda böyle geçiyor. Orada 'avukatlar, grup başkan vekillerine ve daha sonra bakan olan Sadullah Ergin'e de bir noktada gider ve yasalarda değişiklik yapmaya gayret ederlerdi' gibi bir cümle var. Anlatılan bu öykü parlamenter demokrasilerde Meclis'in yasama faaliyetinin bir parçası zaten. Hayvan Haklarını Koruma Yasası’nda dahi hayvan severler gelirler, bu yasa tasarısında ‘şu eksik, şurası etkisiz, şunu şöyle yapın’ diye dernekler, vakıflar, şahıslar yoluyla taleplerini iletirler. İktidar partisinin milletvekillerine giderler, muhalefete giderler, komisyon başkanına ve üyelerine giderler. O partinin yöneticilerine ve bakanlarına giderler, kime ulaşabilirlerse. Sivil toplumun, bireylerin yasalara katkısı yasama faaliyetlerin bir parçasıdır. Geçmişte böyle olmuş, önümüzdeki süreçte de böyle olacak. Bu katılımın olmadığı hiçbir yasa çıkmamış parlamentodan bugüne kadar. Önemli olan somut verilerdir. Burada ‘şu yasada şöyle yapıldı’ gibi tespit yok. Genel bir hikâye anlatılıyor ve onun içerisinde şahsımın ismi geçiyor. Adalet Bakanlığı kendi başına bir parti, kendi başına bir hükümet değildir; bir partinin mensubu, bir hükümetin politikasını uygulayan 25 bakandan bir tanesidir. Dolayısıyla istese bile kendi başına partisinin politikalarına, hükümetin politikalarına rağmen böyle bir tasarrufta bulunamaz. İkincisi ben 2009 Mayıs ayında kabineye girdim, AK Parti 2002’de iktidara geldi, arada 7 sene var." 

 
"TERFİLER TEAMÜLLERE GÖRE YAPILDI" 

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, görev döneminde cemaatin kadrolaştığı iddialarına da şu karşılığı verdi: 

"Adalet Bakanlığı’nda 127 ünvanlı koltuk var, daire başkanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür, müsteşar yardımcısı gibi. Bu 127 koltuk içinde 11 tane mahkemelerden, Yargıtay’dan, Danıştay’dan gelmiş. Onun dışında her şey geçmişte olduğu gibi. Bu ünvanlı kadroda bulunanlar tetkik hakimi olur başta. Sonra gösterdiği performansa göre zamanla daire başkanı, genel müdür yardımcısı, genel müdür, müsteşar yardımcısı olur. Bu kademe kademe gider ve 25 sene sürer. Ben, 2009 Mayıs ayında bakan oldum. 2013 Aralık ayında ayrıldım. Bu 4,5 senede geçmişten gelen teamüllere göre terfi olmuştur. Yoksa dışarıdan hiyerarşik yapıyı kadrolaşmak amacıyla getirip seçmece adam koyma faaliyeti olmamıştır. Ben, hazır kadroyla çalışmışım. Peki, politikaları müstakil mi yapmışız? Hayır... 2008 yılında benden önceki bakan Mehmet Ali Şahin Bey, Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlamış. Ne için hazırlamış? AB ile müzakere süreci var. Tarama süreci bitti. 23. Fasıl adalet politikaları ile ilgilidir." 

Ergin, görevde bulunduğu 4,5 senenin sorumluluğunu aldığını belirtirken de 'Ancak ‘belli oluşumları, girişimleri görerek, bilerek isteyerek adım atmış’ tezini reddediyorum." dedi. 
Güncelleme Tarihi: 02 Mayıs 2016, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER