DEVLET NASIL YÖNETİLİR ?

Hükümdarın Veliahtı yoktu. Yerine ölmeden önce bir hükümdar tayin edecekti.

DEVLET NASIL YÖNETİLİR ?
Hükümdarın Veliahtı yoktu. Yerine ölmeden önce bir hükümdar tayin edecekti. Bunun için vezirlerini ve bilginlerini çağırttı. Benden sonra Hükümdar olanı seçeceğim. Ancak bunu sınav yaparak gerçekleştireceğim” dedi. Elindeki küçük keseyi kaldırdı. Sizlere birkaç tane mısır vereceğim. Bu mısırları ekeceksiniz. İlk kimin mısırı fide verirse onu yerime Hükümdar seçeceğim. Mısırlar dağıtıldı vezirler hükümdar olma hayaliyle evlerine dağılıp mısırlarını ektiler. Bir gün beş gün bir türlü mısırlar fide vermedi. Uyanık vezirler bir bahçıvana koşup mısır fidesi alarak saksıya yerleştirip padişahın huzuruna teker teker çıkmaya başladılar. Herkesin elinde içerisinde fide olan saksı var ama içlerinde birininin fidesi yoktur. Çevredekiler adamı alaya alır şekilde bir şeyler söylüyor. Padişah hepsini huzuruna alır. Senin mısırın neden fide vermedi, diye adama sorar. Vallahi padişahım gözüm gibi baktım ama bir türlü fide vermedi der. Padişah omzuna dokunarak herkesin şaşkın bakışları arasında tamam benden sonra Hükümdar sensin, derdemez olur mu diye mırıldanmalar başlar. Padişah ben dürüst bir Hükümdar seçtim. Çünkü size verdiğim mısırlar haşlanmış mısırlardı. Fide vermeleri imkansızdı. Sizler makam hırsı için sahtekarlık yaparken bu zat dürüst davrandı. Onun için Hükümdarlık onun hakkıdır deyip tartışmayı keser.
    Şimdi değerli dostlar Efgan Ala diyor ki Devleti Bürokrasi yönetmez Millet yönetir, bunun için iç güvenlik yasasını çıkarttık jandarmayı da İçişleri Bakanlığına bağladık. Milli Eğitim Bakanlığı ne kadar taklacı, çanak yalayıcı varsa onları müdür yapar. Adalet Bakanlığı adam satanları, hukuku ayaklar altına alanları önemli yerlere getirir. Cumhurbaşkanı konuşanı anında susturur, cezalandırır. Başbakan şefaflık diyor ama bilgi edindirme üst kurulu kararları dahi aşağılarda dinlenmiyor. Böyle bir Devlet yönetimimiz vardır.
    Bilmem kaç yüzyıl evvel elin oğlu devleti dürüst insanlara emanet etmek içi ne yollar deniyorken günümüzde dürüst davranıp arkadaş ben buyum seni kandırmak istemiyorum diyenler hallaç pamuğu gibi sağa sola savruluyor. Bu ne büyük çelişkidir ki ahlaklı, dürüst, vatansever insanlardan kaçacak onları cezalandıracak sonra da arkadaş toplum da değer erozyonu vardır değerler eğitimini ana sınıfından itibaren verelim diyor.
    İçişleri Bakanının söyledikleri ayrı bir tezat örneğidir. Hükümet olmak ile Devlet olmayı öylesine iç içe görüyor ki neredeyse Hükümet demek Devlet demektir demeye getirecek. Egemenliğin Millette olması demek her şeyin size emanet edildiği anlamı taşımaz. Çünkü Anayasayı da Millet yapmıştır hem de sizi iktidar yapan sayıdan daha fazlasıyla. Eğer örnek arıyorsanız Avrupa da ki Demokrasiyle idare edilen ülkelere bakınız. Oralarda kurallar vardır, Milletvekili Bakan iş takibi yapmaz, iş adamlarının ayakları dibine yatmaz, bir öğretmen 10 Avrodan fazla hediye aldığı için yargılana biliyor biz de Üçyüz Bin Avroluk saat alan Bakan bile yargılanamıyor. Ellerinde gelse adam öldürecek suçumuz yok Millet bizi seçti diyecek kadar yüzsüzleşecekler. Her sıkıştığında bir değeri kullanmayı alışkanlık haline getirenler ortamı biraz olsun yumuşatmak adına sembollerin arkasına sığınmaktalar.
      Bugün Hükümete kayıtsız şartsız ram olmamış milyonlarca insan bu ülkede Devlet denilen kimsesizlerin kimsesi kurumun varlığından şüpheli hale düşmüştür. Bu da keyfiyetin arttığını Devlettin kurumsallaşmaktan hızla uzaklaşıp basiretsiz ve yetersiz insanların insafına terk edildiğini anlatmaya yeter. Çözüm dürüst, liyakatli ve ehliyet sahibi kişilerin görevde olmasındadır, unutmayın itibar ancak itibarlı insanlarla gelir.

Remzi ÖZMEN
Güncelleme Tarihi: 15 Ocak 2015, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER