EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET KOMEDİSİ

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET KARARNAMESİNİN OLUŞTURDUĞU KAOS ORTAMI VE SIKINTI YARATAN YENİ İDARİ

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET KOMEDİSİ
Hükümete KHK çıkarma yetkisi veren 6223 sayılı Kanun kapsamında “eşit işe eşit ücret” vermek amacıyla çıkarılan 666 sayılı KHK 02.11.2011 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayınlandı.  
Bu KHK kamu vicdanında ciddi rahatsızlıklara neden  oldu ve olmaya da devam etmektedir.  
 
    Mülki idare amirlerini, denetmenleri, kontrolörleri, taşra uzmanlarını,öğretmenleri, daha doğrusu bağımlı statüde çalı/an  hemen herkesi huzursuz eden bu düzenlemeler yalnızca yönetsel iktidarı elinde tutan üst yöneticileri ve bu yöneticilerle yakın temasta olan merkez uzmanlarını mutlu etmiştir.
 
“Eşit işe eşit ücret” kavramının hukuki ve bilimsel altyapısı üzerinde durmak, bu alanda ya/anan kavram karga/alarının giderilmesi açısından faydalı olacaktır.  
 
1. EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET KAVRAMININ HUKUKİ ALTYAPISI
 
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. maddesinde; “Herkesin, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, eş it iş için eş it ücrete hakkı vardır” denilmektedir. 
Türkiye’nin de taraf olduğu Birle/mi/ Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözle/mesinin 7. maddesi uyarınca bu sözle/meye taraf olan ülkeler “Adil ücretler ve eşit işlere, hiç bir ayrım yapılmaksızın eşit ödeme” yükümlüğünü üstlenmektedir.
 
  
Anayasanın 55. maddesi; “Devlet, çalı anların yaptıkları iş e uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü ile amir bulunmaktadır.  
 
2. EŞİT İŞİN TANIMI
 
Eşit işe eşit ücret konusu bir bilimsel disiplin olan “Sosyal Politika” öğretisinin konuları arasında yer almaktadır.  
 
Eşit işe eşit ücret; bir işverene bağlı olarak çalışanların eğitim durumu, kıdemi,mesleki bilgi ve beceri düzeyi, tecrübesi, sorumluluk yüklenme kapasitesi, çalışma şartlarının zorluğu gibi faktörler dikkate alınarak benzer fedakârlıklara katlananlara eşit ücret ödenmesidir. 
 
Eşit işe eşit ücret ödeme ilkesi; aynı işyerinde, eşit değerde işlerde, aynı verimle çalışanların ücretleri arasında bir farklılığın olmayacağını öngören bir anlayışı ifade eder.
 
Belli bir Bakanlığın ta/ra personelinin merkez personeline oranla daha bilgisiz, daha tecrübesiz, daha az mesuliyet yüklenen ve daha kolay çalışma şartlarına sahip oldukları elbette söylenemez. 
Aksine taşrada çalışmak merkeze nispetle daha zor ve daha meşakkatlidir. Başkentin sosyal imkânları ile ta/ranın sosyal imkânlarının aynı olduğunu kimse iddia edemez. 
Kaldı ki, taşra personelinin tabi olduğu zorunlu yer değiştirme uygulamaları başlı başına fiziksel, ekonomik ve sosyal zorluklar içeren bir uygulamadır. 
 
Sorumluluk yüklenme ve risklere muhatap olabilme açısından ta/ra personeli daha zorlu bir yükün altındadır. 
E/it i/e ücret konusunda daha pek /ey söylenebilir, fakat Eşit işe eşit ücretin merkezi taşradan üstün tutan bir coğrafi ayrımcılık olduğu asla söylenemez.  
 
3. MEVCUT Eşit işe eşit ÜCRET DÜZENLEMESİNİN ANAYASAYA AYKIRILIK SORUNU
 
Cari mevzuatımız açısından e/it i/ tanımları halen yürürlükte olan 2006/10344 sayılı “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara Đli/kin Karar”da yapılmı/tır.
(7) 
Anılan Bakanlar Kurulu Kararı iş güçlüğü, iş riski, temininde güçlük ve mali sorumluluk zammı ile özel hizmet tazminatlarını düzenlemektedir. Aynı oranlı zam ve tazminatlardan yararlananların Bakanlar Kurulu tarafından eşit iş kabul edildiği ortadadır.  
Gerek bir önceki bölümde değinilen bilimsel tanımlar ve gerekse bu bölümde yer alan hukuksal çıkarımlar dikkate alınmaksızın bir günün sabahında belli görevlerin belli bir ücret rejimine tabi tutulması empirik, sistematik ve teorik mantıksal ilkelere ters düşer.  
 
Bilimsel ve hukuki çıkarımlara aykırılık içeren 666 sayılı KHK hükümlerinin Anayasa 
ile korunan sisteme ve Anayasal e/itliğe aykırı olduğu ortadadır. 3
 
4. Eşit işe eşit ÜCRET KARARNAMESĐNĐN SOSYAL POLİTİKALARA AYKIRILIĞI
 
Kamuoyunun “Eşit işe eşitücret” diye adlandırdığı 666 sayılı KHK hükümleri merkez uzmanlarını hayat standartları ve emeklilik gelirleri açısından daha avantajlı hale getiriliyor. 
Bu durumun iki yönlü etkiye sahip olacağı açık.   
Birincisi taşrada görevli uzmanlar merkezdeki uzmanlıklarından birine geçebilmek için asli görevlerini ikinci planda tutarak sınav takibine yöneleceklerdir.  
Đkincisi ise henüz bir i/e girememiş olanların talepleri merkez uzmanlık kadrolarında yoğunla/acaktır. 
Etkin ve kaliteli hizmet sunumunu gerçekleştirebilmek açısından merkezi yetkilerin taşraya devredilmeye çalışıldığı günümüz koşullarında, taşra çalışanları kendilerini ikinci sınıf bir statüde hissedeceklerdir. Bu hissiyatla birlikte, bir dönemin memurlarında hayat bulan sürgün psikozunun yarattığı etkiye benzer sonuçların önü açılacaktır. 
 
5. SIKINTI YARATAN YENİ İDARİ YAPILAR 
 
Yetki Kanunu çerçevesinde çıkarın Kanun Hükmünde Kararnamelerin birçoğunda idari bütünlük ve tutarlığı peki/tirecek belli felsefenin izlerine rastlamak oldukça zordur.  
Deği/ik örnekler verilebilir. Ancak vaka incelemesi kapsamında Maliye Bakanlığı te/kilat yapısındaki deği/iklikleri irdelemek fikir edinimi bakımından belli bir yakla/ımı yansıtmak açısından yeterli olacaktır. 
Kamunun finansmanı (vergi gelirleri) ve kamu kaynaklarının kullanımı (yatırım harcamaları ve cari giderler) a/amalarında oldukça  önemli görevler üstlenen Maliye Bakanlığının merkez ve ta/ra birimlerindeki (2,3,4)
 huzursuzluğa bağlı olarak verimsizliğin temelleri atılmı/tır. 
 
659 sayılı KHK’nin 17. maddesinde yer alan düzenlemeler sonucu; Maliye Bakanlığının denetim birimlerindeki tek çatı beklentisi üç ba/lı bir denetim yapılanmasıyla sonuçlanıyor. Özellikle kaynak kullanımına yönelik  özdeş i/lemler bir taraftan vergi müfetti/leri ve maliye uzmanlarının denetime tabi tutulurken, öte yandan defterdarlık 
uzmanları tarafından denetlenebilir hale getiriliyor(8)
Suç sosyolojisini ve suçlu psikolojini bilmeyi zorunlu kılan tefti/ ve soru/turma i/lemleri bu alanda daha önce hiç görev almamı/ olan ve 659 sayılı KHK (madde:17) ile “maliye uzmanı” unvanı altında toplanan devlet bütçe uzmanı, devlet muhasebe uzmanı ve devlet malları uzmanlarına bırakılıyor(9)
 
Profesyonel manada denetim, inceleme ve soru/turma  görevlerini yerine getiren Maliye Bakanlığı denetmenleri
(10) ise;  idari i/lem süreçlerinde etkili olan muhasebe (11) ve milli emlak (12) uzmanlarıyla birle/tirilerek, soru/turma yetkileri ellerinden alınıyor. 
Muhasebe ve milli emlak denetmenlerinin dâhil edildikleri Defterdarlık Uzmanlığı yapısı aynı ücret ve aynı unvana rağmen iki deği/ik çalı/ma stili öngörüyor. Bir kısım defterdarlık uzmanları diğer i/ler yanında denetim  ve inceleme görevlerini yürütecekler, üstüne üstlük denetim ve inceleme ile görevli olanlar zorunlu yer deği/tirmeye tabi alacaklar. 
Hem de sabit görev yapan Defterdarlık Uzmanlarıyla  aynı maa/ı alacaklar. Aynı ünvanı ta/ımakla birlikte e/it olmayan görevlerin e/it ücret rejimine tabi tutulmasını izah edebilecek hiçbir çağda/ hukuk ekolü mevcut değildir.  
Ülkemiz açısından yönetim felsefesinin temelleri Anayasanın 5. maddesinde belirlenmi/tir. Yukarıda değinilen yapının toplumun huzuruna, mutluluğuna, sosyal hukuk devleti ilkelerine, olumsuz i/leme maruz kalan bireylerin huzur ve mutluluğu ile maddi ve manevi varlıklarının geli/imine hizmet etmeyeceği ortadadır. 
 
6. YENİ İDARİ YAPILARDA ULUSLARARASI TAAHHÜTLERE AYKIRILIK SORUNU
 
Yine vaka incelemesi bağlamında; kurgulamayı Maliye Bakanlığı te/kilat yapısındaki deği/iklikler üzerinden irdelemek, hem konunun anla/ılmasını kolayla/tıracak ve hem de bir öndeki bölümle bağıntılı bir sonuca varılacaktır. 
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 23. maddesine  göre  “herkesin işini özgürce seçme, işsizliğe karşı korunma, çalı an herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır bir düzeyde adil ve elverişli ücretlendirilmeye hakkı vardır”
Birle/mi/ Milletler Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözle/mesinin 6. maddesi uyarınca; “herkesin serbestçe seçtiği ya da kabul ettiği bir i te çalı arak hayatını kazanma hakkı vardır." Anılan sözleşmenin 7/c maddesi; “herkese, iş yerinde uygun bir kademeye yükselmede eşit olanak ve bu yükselmenin yalnızca kıdem ve yeterlik esasına göre yapılması” garantisini vermi/tir.(5)
 
Anayasamızın 90. maddesi ise; usulüne göre yürürlüğe konulmu/ milletlerarası sözle/meleri bağlayıcılıkları bakımından üst hukuk kuralı haline getirmi/tir. 
Özellikle, Maliye Bakanlığında görevli muhasebe denetmenleri ile milli emlak denetmenlerinin özgürce seçtikleri mesleklerinin hiçbir haklı gerekçeye dayanmadığı halde ellerinden alınarak, 659 sayılı KHK hükümleri uyarınca kendi özgür seçimleri dı/ındaki bir iş dalında çalı/maya mahkûm edilmelerinin uluslararası taahhüt ve yükümlüklerle bağda/madığı aşikârdır. Ortada haklı bir neden yoktur, çünkü Maliye Bakanlığı denetim 
fonksiyonundan vazgeçmemiş, bilakis bu fonksiyonu geni/leterek yaygınlaştırmıştır. 
 
Görev ve Çalı/ma Yönetmelikleri(9)  gereğince soru/turma ve teftiş faaliyetlerini daha önce hiç icra etmemi/ Maliye Bakanlığı uzmanlarına  bu görevler tevdi edildiği halde, profesyonel manada soru/turmalar yapan denetmenlerden bu yetkinin alınması Ekonomik, Kültürel ve Sosyal Haklar Sözle/mesinin 7/c maddesindeki “yükselmenin yalnızca kıdem ve yeterlik esasına göre yapılması” ilkesine açıkça aykırıdır. 
Yüksek maddi gelirle çalışma ve yüksek bir maa/la emekli olma konusunda Maliye Bakanlığı merkez uzmanlarına sağlayan pozisyonun denetmenlerden esirgenmiş olması; Ekonomik, Kültürel ve Sosyal Haklar Sözle/mesinin 7/c maddesindeki “herkese, iş yerinde uygun bir kademeye yükselmede eşit olanak” tanınması ifadesine aykırı dü/en bir ba/ka husustur. 
 
8. SONUÇ 
 
Anadolu Ajansı’nın haberine göre KESK Genel Ba/kanı Lami Özgen ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret eden Çalı/ma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk ÇELİK; Eşit işe eşit ücret konusu çok tartışıldı, çok talep edildi. Bir şekilde de artık doğrusu, iktidar olarak 'bu iş bitsin' anlayışıyla, can havliyle yapılan bir çalışmadır. Çok adaletli mi oldu, her sorunu çözdü mü? Çözmemiş olabilir her surunu, ama büyük ölçüde kamu çalışanlarının lehine bir düzenleme oldu.” şeklinde açıklamada bulunuyor.(13)
 
Yukarıdaki bölümlerde değinilen bilimsel tanımlar ve cari hukuksal çıkarımlar, sosyal politika ilkeleri, Uluslararası Sözle/meler ve Anayasa kuralları dikkate alınarak; Eşit işe eşit ücret düzenlemelerinin yeniden gözden geçirilmesi ve eğer bir unvan standardına gidilecekse aynı işverene (Bakanlığa) bağlı olup öteden beri özdeş işler yapanların aynı unvan altında toplanması kamusal hizmet sunumunda etkinlik ve verimliliğin önünü açacaktır. Ayrıca kamusal vicdanın umutla beklediği adalet ilkesi yakalanmı/ olacaktır. 
 
 
 Dursun ÖZTÜRK 
   Bilim Uzmanı  
 
Güncelleme Tarihi: 14 Ocak 2012, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
Mustafa DEĞER
Mustafa DEĞER - 12 yıl Önce

Sayın Dursun ÖZTÜRK Bey, çok güzel tespitlerde buunmuş kendisine teşekkür ederiz. Bir örnek vermek gerekirse yıllardır MEB'de ayrımcılıklara konu olan ve bir türlü çözülemeyen YÖNETİCİ kavramı. EÖHS ile GİHS personelini ayırt edemeyen bir anlayışla yıllardır hep aynıhatalar yapıldı. Örneğin, A Tipi Okul Müdürü Bakanlıkta veya İl MilliEğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olabiliyor, ya kardeşim GİHS Şef, Müdür, Şube Müdürü, Tesis Müdürü, İşletme Müdürü vb. idarikadrolara SINAVLA YÜKSELME kriteri sümen altı ediliyor. Adam gibi bir GÖREV TANIMI yok. Müdür (Unvanlı yada unvansız)kavramı kargaaşave karmaşık durumda. İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Öğretmen kökenli bir Şube Müdürü birim amirliği yaparken, İşletme-İktisat-İnsanKaynakları-Kamu Yön.vb.mezunu bir Tesis Müdürü ise işsiz,görevsiz ve yetkisiz kılınıyor. İşte öğretmenlerin devlet idaresi anlayışı çok önemli birörnek. MEB'de tüm müdür unvanları birleştirilmeli kesinlikle eğitim öğretim hizmetleri dışında yürütülecek hizmetler için atanacak müdürlerin kseinlkle alanı ile ilgili ve branşlaştırılmış olması gerekir. İşte o zaman eşit iş ve eşit ücret kavramı yerini bulur. Ama gel geleli bizim camiaya (MEB)Donatım İşleri, Bütçe ve Muhasebe İşleri, İnsan Kaynakları(Öğretmenler hariç), Yatırım İşleri vb. hepsi öğretmen kökenliler tarafından yarım yamalak yürütülüyor. Sormak lazım Tarih Öğretmeni bir Şube Müdürü ne kadar yatırımdan anlar? Sınıf Öğretmeni birŞube Müdürü Muhasebe işinden ne kadar anlar? Çok anladıklarından Maliye Bakanlığı tarafından hepsine heryıl zimmet çıkıyor.Şikayetlerimizden ne demek istediklerimiz sanırım anlaşılmaktadır.Yazdıklarıma inanmazsanız herhangi bir İl MEM'i (web olarak) ziyaret edebilirsiniz. Bakın bakalım kaç tane şube müdürü Mühendis veya İdari okul mezunu var? Bulabilrseniz helal olsun.Teşekkürler.

Mustafa DEĞER
Mustafa DEĞER - 12 yıl Önce

Sayın Editör! Kurallara aykırı hiç bir ifade kullanmadığım halde biraz önceki yorumumu neden yayınlamıyorsunuz?

mustafa mustafa
mustafa mustafa - 9 yıl Önce

sayın dursun bey merhaba. benim anlamadığım bir şey var.eşit iş derken nasıl oluyor. yani ben bir kamu kurumunda yardımcı hizmet sınıfındayım fakat genel idari hizmet sınıfındaki personel in görevini görevlendirmeli olarak yaklaşık 12 yıldır çalışmaktayın. aynı kadroda lise mezunu arkadaşla vardiyalı çalışıyorum. ben 2 yıllık ön lisans mezunuyum. yrd olduğum için düşük maaş alıyorum gih olan arkadaş farklı maaaş alıyor.bu uygulamadan faydalanmam için ne yapabilirim bilmiyorum.saygılarımla.

SIRADAKİ HABER