MÜDÜRLÜK DEĞERLENDİRMESİNDE İL VE İLÇE FARKI

Büyük bir proje imiş gibi sunulan ve “beklentileri” olan insanlar dışında eğitimcilerin kahır ekseriyeti tarafından muhalefetle karşılanan MEB yöneticileri değerlendirme sürecinin ilk ayağı tamamlandı.

MÜDÜRLÜK DEĞERLENDİRMESİNDE İL VE İLÇE FARKI
Aşağıda izah edileceği üzere tam bir fiyasko ile neticelendi. Kendisini Ak Partili olarak tanımlayan ve Eğitim-Bir-Sen üyesi olup da tepedekilerle doğrudan bağlantısı olmayan nice okul idarecileri görevden adeta “el çektirildi”. Değerlendirme sürecinin olağan şüpheli aktörü sendikalar oldu. Sadece birisi değil. Hemen hemen hepsi. Çünkü tüm sendikalar “acaba” sorusunu sorarak sınıfta kaldılar. Bunun yanında bazı dernekler ve elbette siyasi partilerin “yakınlık”, “tanışıklık”, “sendikalılık” gibi objektif olmayan kriterler değerlendirme sürecinde etkili oldu.

 

Bir ilimizde “imam-hatip liselerinin tüm müdürleri görevden alınacak” diye direten bir derneğe sendika bile söz geçiremedi. Okul aile birliği, öğretmenler ve öğrencilerin değerlendirmesi ise sadece göstermelik olarak kaldı. 40 tam puan alan başarılı okul müdürlerinin kimisine toplamda 52 kimisine 62.25 verdiler. (Nasıl ölçtüler acaba?) Bu arada Sayın bakanın “okul müdürlerinin %70 görevinde kalacak” sözü de yalan oldu. Sadece % 55'i kalabildi. Malum 16 bin değerlendirmeye tabi müdürden 7 bini baraja takıldı. Ben bu değerlendirme yazımda İl ve ilçeler arasındaki bariz farklılığa dikkat çekmek istiyorum. Malum, 5-10 bin nüfuslu bir ilçede sosyal yaşam alanları haliyle sınırlıdır. Ülkemizdeki çoğu ilçeler, öğretmenevinin dışında birkaç çay ocağı, birkaç marketten müteşekkildir. Dolayısıyla herkes birbirini tanır.

 

Bu durumda “değerlendirilecek” olan ile “değerlendiren” kişilerin her gün karşılaşması ihtimal değil zorunludur. Eee bu durumda düşük not vermek mümkün mü? Mümkün olmuş mu bakalım. Sivas ilinde değerlendirmeye alınan okul/kurum müdürü sayısı 235. 235 müdürden 117'si ilçelerden 118 tanesi il merkezinde görev yapan kişilerden oluşuyor. Tam yarı yarıya. 75 barajını geçen okul müdürü sayısı ise 111. Kibarlık (!) edip notları yazmadıkları için kaç aldıklarını göremiyoruz ama kazananların 41'i merkezden 70'i ilçelerden. Yüzdelik dilim itibariyle oranlarsak; İl merkezinde barajı geçenlerin oranı % 34,75 İlçelerden barajı geçenlerin oranı % 59,82 Yani il ve ilçe arasında neredeyse iki katı bir fark söz konusu. İlginç bir örnekle devam edelim. İsmi lazım ilçelerden birisinde henüz iki ay önce görevlendirilen bir şube müdürü de not verdi. Ne var bunda demeyin.

 

Görevlendirme şube müdürü aynı ilçede bir okulda müdür yardımcısı! Yani müdür yardımcısı, müdürlere not verdi. Kaç mı verdi? Birine 98, diğerine 100. Ne verebilirdi ki? Görüldüğü üzere il ve ilçe değerlendirmeleri arasında bariz farklılıklar söz konusu. Sebebi yukarıda da ifade ettiğimiz gibi “adamın yüzüne nasıl bakarız” şeklinde özetlenebilecek sübjektif kanaattir. Öyle allayıp pullayarak ya da “okul yönetimlerine demokratik süreç geliyor” gibi afili sözlerle izah edilebilecek bir ortam kesinlikle söz konusu değil. Böyle olmamalıydı! Bir soruyla bitirelim: “Yetkili sendika acaba böyle bir durum mu hayal ediyordu?”

 

Muhammed ENİS Eğitimci Yazar

mebpersonel.com
Güncelleme Tarihi: 27 Ağustos 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER