PROTESTO

Bugün ülkemizde ileri demokrasinin kurallarını işlettiğini söyleyen hükümet, geçmişteki paralel devlet yapılanmasından şikâyet etmektedir. Hükümet olarak iktidara geldiklerini, ancak; muktedir olamadıklarını söyleyerek, paralel devletin kendilerinin muktedir olmamaları için kumpaslar kurduklarından şikâyetle bir kısım olaylardan sıyrılmaya çalışmaktadırlar.
 
Hâlbuki yaptıkları yolsuzluklar ve hırsızlıkları deşifre olmadan önce, paralel devlet dedikleriyle kol kola girmek suretiyle onlarca insana karşı kurulan kumpasları, yargı bağımsızlığından bahisle birlikte alkışlayarak, demokrasinin gereklerinin bunları icaba ettirdiğini söylemişlerdir.
 
Bugün görülmüş ki, bunları diyerek halkı uyutup kandıranlar, malları zimmetlerine geçirmişler. Ayaz bebek soğuktan donup ölürken, saraylar yaptırmaya devam etmişlerdir. Milleti etnisitelere ayırarak birlik ve dirliğimizi bozmakla kifayet etmeyerek, bizdensin değilsin diye ve görev verilebilir- verilmez şeklinde insanları fişleyerek esas demokratik kuralları kendiler çiğnemişlerdir.
 
Biz eğitimciler olarak; bakanlığımızda yapılan fişlemelere ve ayrımcılıktan dolayı kızmakla birlikte, nasıl bir kişiliğe ve inanca sahip olduğumuzun insanlıktan nasibini almamışlar tarafından da bilinmesinden dolayı mutlu olmuşuzdur. Bunlar bizim için ne demişler? Bunlar ülkesini canından çok seven, vatanına benim anam diyen, bayrağını hep zirvede görmek isteyen, hırsızlık ve yolsuzluklara bakanlarını şehit veren ve inandıkları gibi yaşayan insanlardır.
 
Evet, biz buyuz. Bundan dolayı da mutlu ve gururluyuz. Hâlbuki bizi fişleyenlerin ise besmeleyle yetim hakkı yediğini, ayakkabı kutuları yetmeyince piyasaya kefenleriyle çıkıp, kefenin de cebinin olmaması nedeniyle yediklerinin etrafa saçıldığını görmeyecek kadar aymazlar olmalarıdır.
 
Bu durumda fişlenenlerin mi, yoksa fişleyenlerin mi daha onurlu olduğunun taktidir yüce Türk milletinindir. Neymiş bize görev verilmeyecekmiş? Bundan doğal ne olabilir. Eğer verseler bizler onların giydikleri tekkeler ve çektikleri besmelelerle, o mübarek dinimizi kullanarak halkın hakkını nasıl gasp ettiklerini anlatırdık. Ayrıca, onlara milletin hakkını yedirtmeyip, dinimizi, töremizi ve demokrasiyi kullandırtmazdık. Tüm bunları bildikleri için bizleri fişleyerek makamlardan uzak tutmuşlardır.
 
Ey ülkücü kardeşim! Bu yüce millet geçmişte verdiğin hizmetinden dolayı seni çok iyi tanır. Sen ki, ülkeyi bir yerlere peşkeş çekmek isteyenlere karşı yaptığın mücadelede binlerce şehit verdin. Bunun içindir ki, senin yazdığın tarih bir kısım bedbahtları korkutmuştur. Korkmaları da gayet doğaldır. Geçmişte olduğu gibi bu günde varlığın bazılarını rahatsı etmeye devam edecektir.
 
Aziz Türk milleti! Seni sevdiği ve senin geleceğin için canlarını feda eden bu insanlara sahip çık. Seni soyup soğana çeviren ve bunu da inanç kisvesi adı altında yapanları da iyi tanı. Eğer dünya milletleri arasındaki haklı yerini almak istiyorsan bunu düşünüp yapmaya mecbursun.
Hani bir ata sözümüz var ya “Eceli gelenler cami duvarına………..” Ülkücü düşmanları bunu yaparak sonunu hazırlamaktadır. Artık Türk halkı uyandı. Tekke düştü kel göründü. 30.12. 2013
 
                                                                                              Şuayip ÖZCAN
Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu Genel Başkanı Güncelleme Tarihi: 02 Ocak 2014, 00:00