RESMİ EVRAKLAR GİZLENEBİLİR Mİ?

Resmî evraklara ulaşmayı veya resmî kurumlardan istifade etmeye engellemek, TCK’ nin çoğu maddesinde hapis cezasıyla tanımlanmış suçlardandır.

RESMİ EVRAKLAR GİZLENEBİLİR Mİ?
KAMUDAN-Resmî evraklara ulaşmak bazen zulüm şeklini alabiliyor. Dilekçe üstüne dilekçe yazılıyor ama cevap yok. Özellikle idareci görevlendirme ve görevden alma sürecinde herkes kurumlardan birtakım belgeler istedi. Ya bu talepler savsaklandı ya sümen altı edildi ya da zamanından sonra cevaplar verilerek kasıtlı davranıldı. İşgüzar idarecilerden belge almak, deveyi hendekten atlatmaktan zor! Hele hele MEB’ de koltuklar, ehli olmayanlara dağıtılınca bu durum iyice zorlaştı. Kanun kural tanımayan yönetimler, küçük dağları kendilerinin yarattığını sanıyor ama yasalar bakın ne diyor:
 
İnanmasanız da devletimiz anayasada defalarca tanımı bulunduğu üzere demokrasilerin temel özelliklerinden şeffaflığı kendisine ilke edinmiştir. Yönetim anlayışları, çağdaş normlar gereği şeffaftır. Hiçbir uygulama veya işlem gizli kapaklı yapılamaz. Muhataplarının bilgisi ve ilgili birimlerin izni dâhilinde başlar ve bitirilir.
 
Meclisin kapalı oturumlarına ait tutanaklar bile Meclis İçtüzüğü’ nün 71. maddesine göre 10 sene sonra açıklanmak zorundayken kendini Kafdağı’ nda zanneden bilmem neredeki okul müdürü kurum.net sistemi üzerinden gelen veya özlük dosyasındaki sıradan bir evrakı meslektaşından saklıyor. Bunlar sırdan evrakla sıradan evrakın farkını anlamış değiller! Şimdi yeni yasa gereği otobanda makas atan sürücülerden akıl sağlığı raporu istenecek ya bu okul müdürlerinden de istensin.
 
Zaman zaman karşılaşıyoruz, öyle idarî işlemler oluyor ki kamuoyunun gerginliği had safhaya ulaşıyor. Böyle durumlarda öğretmen olduğumuzu hatırlatmak isterim. Ortak akıl oluşturarak sağduyuyla çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur. Bu devlet ya da o koltuk hiç kimsenin babasının malı değil!
 
4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu’ nun 4. maddesinde ‘‘Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir.’’ denilmektedir. Devamında 5. maddede ‘‘Kurum ve kuruluşlar, bu kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler.’’ hükmü getirilmiştir ki yönetimlerin keyfî uygulamalarının önüne 4982 sayılı kanun set çekmiştir.
 
Bahse konu evraklara ulaşmak için süre sınırlandırılması bulunuyor. Aynı kanunun 11. maddesinde bu süreler tek kurumdan istenen belgeler için 15, birden fazla kurumu ilgilendiren belgeler için 30 iş günü olarak sınırlandırılmıştır. (Burada süreç, takvim değil iş günü şeklinde işliyor.)
 
Yeri gelmişken dilekçe vermenin anayasal bir hak olduğunu, 3071 sayılı yasayla vatandaşlarımıza tanımlandığını belirtelim. Buna aykırı davranmanın Türk Ceza Kanunu’ nun ‘‘Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi’’ başlıklı 121. maddesinde ‘‘Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukukî bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde fail hakkında 6 aya kadar hapis cezasına hükmolunur.’’ şeklinde açıklanmıştır. Dolayıyla resmî bir evrakı saklamaya çalışmanın hapis cezasına kadar yolu vardır.
 
Resmî evraklara ulaşmayı veya resmî kurumlardan istifade etmeye engellemek, TCK’ nin çoğu maddesinde hapis cezasıyla tanımlanmış suçlardandır. Yasanın ‘‘Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’’ başlıklı 205. maddesinde ‘‘Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi; iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.’’ Yazımız kamu alanını aydınlatması sebebiyle örnek verdiğimiz maddenin ikinci cümlesine dikkat çekmek istiyorum: Resmî evraka ulaşmayı engelleyen kamu görevlisine 7.5 seneye kadar hapis cezası verilebilir! Mezkûr kanunun ‘‘Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’’ başlıklı 208. maddesinde ‘‘Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi; bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ hükmü getirilmiştir ki belgeleri gizlemenin cezasının yine hapis olduğunu karşımıza çıkmaktadır.
 
Kurumlardan resmî evrak talep eden kişinin kamu görevlisi veya vatandaş olmasının herhangi farkı yoktur. Bir devlet dairesinden evrak talep ettiği halde çeşitli hırs ve ihtiraslarına yenik düşerek bu evrakları vermeyen kamu görevlisi aynı zamanda kişilerin kamu hizmeti almasına da engel olmuştur. Bu durum TCK’ nin ‘‘Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi’’ başlıklı 113. maddesinde ‘‘Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla kamu kurumlarında verilen hizmetlerden yararlanılmasına engel olunması hâlinde fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’ denilmektedir. ‘‘Ortak hükümler’’ başlıklı 119. maddede bu suçun ‘‘Kamu görevinin sağladığı nüfûz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.’’ hükmü getirilmiştir.
 
Görüldüğü üzere resmî evrakların muhataplarından saklanması hem idarî hem de adlî bir suçtur. Bu suçu işleye kamu görevlisi TCK’ nin ‘‘Görevi kötüye kullanma’’ başlıklı 257. maddesinde ‘‘Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ denilmektedir.
 
Vatandaş veya kamu çalışanlarının kamu hizmetlerinden yararlanması, ülkemizin imza attığı uluslararası metinlerde de evrensel bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. TCK’ dakine benzer nitelikte oldukları için tüm maddeleri teker teker alıntılamıyorum.
 
Devlet dairelerinde görürsünüz, masaların ön kısmında yarım sayfa kâğıda yazılıp yapıştırılmış bir yazı bulunur. İdareciler veya devlet memurları makamlarında hizmete özelden daha gizli evrak bulundurmayacaklarını taahhüt ederler. Ancak yapılan iş ve işlemin türüne göre illâki gizlilik derecesi daha yüksek evraklar da yazışma konusu olabilir. Bu türde gizli ve çok gizli evrakların da muhatapları bulunur. Dolayısıyla içeriği itibarıyla gizlilik derecesi farklı olan evraklar da muhataplarından gizlenemez.
 
Ancak TCK’ nin ‘‘Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk’’ başlıklı yedinci bölümünde birtakım evrakların kimden, ne zaman, niçin gizleneceğini açıklanır. Dolayısıyla burada tanımlanan hareket tarzı evrakın gizlenmesinin doğru ve yerinde olduğunu gösterir. Benzer tanımlamalar, 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu’ nun ‘‘Bilgi Edinme Hakkının Sınırları’’ başlıklı 4. bölümünde yer alır. Bu türde evrakları talep etmemek millî birlik ve bütünlük açısından önem arz eder.
 
 
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı
Güncelleme Tarihi: 10 Temmuz 2015, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER