Altan, adı yolsuzluk iddialarına karışan dört bakanla ilgili olarak TBMM’de geçtiğimiz hafta yapılan ve AKP’nin büyük fire verdiği Yüce Divan oylaması için de ‘‘Yakın planda Yüce Divan’a gitmeyi engellemiş gibi görünse de, kısa vadede bu meselenin muhakkak ve muhakkak gerçek bir yargıyla sonuçlanacağını ortaya koymuş görünüyor’’ dedi. Gündemdeki konuları Gri Hat’a değerlendiren Mehmet Altan, şunları ifade etti:
‘HIRSIZ’ KELİMESİ YASAKLANSA BİLE…
Cumhuriyet’in Celal Kara Röportajı: Savcının ‘1 numara Erdoğan’dı’ açıklamasının manşet olması, bu haftanın en önemli olayıydı. Ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da, savcının anlattıkları ve Cumhuriyet gazetesinin bu gazetecilik başarısı, bu meselenin ne yapılırsa yapılsın hatta ‘hırsız’ kelimesi yasaklansa bile üstünün örtülemeyeceğinin yeni bir kanıtı, ispatı. Aynı zamanda da, konunun daha detaylı şekilde zihinlere kazınmasının aracı olmuştur.
BAKANLAR YÜCE DİVAN’DAN ŞİMDİLİK KURTULMUŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR AMA…
Yüce Divan Oylaması ve Fireler: Yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ait sürecin, Türkiye’nin hafızasına kazınan o ayakkabı kutularının, kasaların, para sayma makinelerinin, ses kayıtlarının, bu konuda çok yetersiz kalan savunmaların ortaya çıkardığı tabloya AK Parti grubunun ciddi bir bölümü inanmamıştır. Yani ‘darbe’ palavrası, bırakın Türk kamuoyunu, bizzat bu partinin milletvekillerinin önemli bir kısmı tarafından da benimsenmemiştir. Yalanla dolanla mahkemeden kaçmakla, yakın vadede bir siyasi iktidar tarafından mahkemeye gitmemek gibi bir kazanç elde edilmiş gibi gözükse de, bu meselenin muhakkak ve muhakkak yargılanacağı, parti grubunun önemli bir bölümünün inanmayacağı siyasi yalanlarla örtülemeyeceği ortaya çıkmıştır. O bakanlar Yüce Divan’dan şimdilik kurtulmuş gibi görünüyor ama Yüce Divan oylamasında ortaya çıkan tablo, siyasal iktidarın bu iddiadan yargılanmadan bir şekilde teğet geçemeyeceğini ortaya koymuştur.
OPERASYONLARLA, KAPATILMAYA ÇALIŞILAN DOSYALAR GENİŞLEYEREK AÇILACAK
‘‘Paralel’’ Adı Altında Yapılan Operasyonlar: Yolsuzluk ve rüşvet olayını ortaya çıkaran kamu görevlilerinin üstüne keyfi, hukuk dışı bir anlayışla gitmek; bu insanların mahkemede yapacakları her bir açıklamayla, üstü kapatılmak istenen 17-25 Aralık sürecinin daha da derinlemesine tartışılmasına, her bir yeni açıklamanın yeni bir dosyanın açılması için ispat olacağı ve aslında kapatılmak istenen meselenin ne kadar derin olduğunu daha da gözler önüne sereceği yeni bir sürecin mertebesine kapı açıyor. O insanları mahkemeye verdiğiniz vakit, bunu emir ve talimatla yöneten zihniyet iddianameyi yazabilirse yeni bir mahkeme safhası başlayacak, oradaki açıklamalar belli ki 17-25 Aralık süreci kadar yeni iddialara ve kapatılmaya çalışılan dosyaların yeniden daha da genişleyerek açılmasına neden olacak.
ÇARE OLUP OLMADIĞINI ZAMANLA GÖRECEĞİZ
Yunanistan’daki Aleksis Çipras Zaferi: Küreselleşmenin getirdiği zorluklar, sosyolojik olarak bundan mağdur olanlar ve bunun çıkardığı sıkıntılara karşı alınan reçetelere karşı duruş, alternatif bir arantı, yeni bir yol haritasının talebi. Bu açıdan önemli bir yeni gelişme ama bu yeni arayışın uygulanabilir olup olmadığını, çare olup olmadığını zamanla göreceğiz.
Hüseyin Özkaya / Gri Hat
