Yargı AKP'ye çalışıyor

AKP ile TSK arasında ordunun komuta kademesinin görevlerini bırakması ile sonuçlanan süreçte yargının kritik bir rol oynadığı görülüyor. Geçen sene yapılan YAŞ toplantısı da benzer bir krize sahne olmuş, bazı askerlerin “yargı kozu” kullanılarak terfi etmeleri engellenmişti.

Yargı AKP'ye çalışıyor

Dün akşam saatlerinde TSK’nın komuta kademesinin toplu bir şekilde istifa etmesi tüm Türkiye’nin gündemine oturdu. Özellikle son yıllarda, birçok üst düzey askerin gözaltı ve tutuklamalarla alıkonulması ile birlikte, YAŞ toplantılarının gerilimli geçtiği biliniyor.

AKP ile TSK arasındaki “fikir uyuşmazlığında” AKP’nin, askerlerin yasal durumlarını bahane ederek istemediği kişilerin terfilerini bu yolla engellemeye çalıştığı kamuoyuna yansımıştı. Bu yıl yaşanan YAŞ krizinin bir benzeri geçtiğimiz yılki toplantıda da yaşanmış, bu sene uygulanan toplu istifa, 2010 YAŞ toplantılarının kriz günlerinde de tartışma konusu olmuştu. Bu süreçte bazı askerlerin gözaltına alınması, haklarında iddianame açılması terfi toplantısının öncesine denk getirilerek hükümetin YAŞ kararlarında elinin güçlendirildiği anlaşılıyor.

2010 YAŞ öncesi 19 general ifadeye çağrıldı
2010 YAŞ toplantısı öncesinde dönemin Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanması beklenen 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın da arasında bulunduğu 19 kişiyi “internet andıcına” ilişkin ifadeye çağırması, hükümet ile TSK Kurmayları arasında, sonunda AKP’nin istediği sonucu alacağı bir krize sebep olmuştu. YAŞ kararları ilk kez 4 gün sarkmış, geleneği bozan Erdoğan, kararları imzalamak için Karargah'a gitmemişti.

2010 YAŞ toplantısında, TSK’nın komuta kademesinin, Balyoz soruşturması çerçevesinde haklarında “yakalama” emri çıkan general ve amirallerin terfi etmesinde ısrarlı davranmasına rağmen, hükümetin terfileri kabul etmemesi üzerine kriz büyümüştü. Sürecin sonunda 1. Ordu Komutanı Org. Hasan Iğsız’ın, Kara Kuvvetleri Komutanı olmasını istemeyen hükümetin dediği olmuş ve Iğsız'ın kuvvet komutanı olmasına izin verilmemişti. Başbakan Erdoğan, Iğsız'ın kararnamesini imzalamayı reddedince onay için Köşk'e sunulan listede Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atama yer almamıştı. Balyoz'da adı geçen 11 general de terfi ettirilmemişti.

Yaşanan krizin ardından terfi ve atama listesinde iki önemli komutanlık eksik kalmış, Genelkurmay Başkanlığı'na ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atamalar daha sonraya bırakılarak mutabakat sağlanmıştı. Bu makamlara da bir süre sonra atamalar gerçekleştirilmişti. O süreçte de komutanların istifa edeceğine dair söylentiler yayılmış, araya Cumhurbaşkanı Gül’ün girmesi ile sorun giderilmişti.

İnternet andıcı iddianamesi
Dün kabul edilen "İnternet Andıcı" iddianamesinde de, Savcı Cihan Kansız aralarında Eski 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız ve Ege Ordu Komutanı Nusret Taşdelen'in de bulunduğu 21 asker hakkında yakalama kararı çıkartmıştı. Savcı, "şüpheliler hakkında soruşturmanın iki yılı aşkın süredir devam ettiğini, toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde tüm şüphelilerin TCK’nın 312. maddesindeki suçu işlediklerini" belirtmişti. Savcı Kansız, eylemin CMK’nın 100/3-a-11ç maddesinde sayılan suçlardan olması, bu nedenle CMK’nın 100/2. maddesi uyarınca tutuklama nedeninin var sayılması, eylemin kanunda öngörülen muhtemel cezası dikkate alındığın şüpheliler hakkında tutuklanmalarına karar verilmesi amacıyla yakalama çıkartılmasını da iddianamede talep etti. Mahkemenin savcının istediği yakalama kararını değerlendirdiği belirtildi.

Ayrılma gerekçesi tutuklu askerler
Genelkurmay Başkanı Işık Koşener ve kuvvet komutanlarının toplu istifası da benzer bir gerekçeye dayanıyor. Koşaner yaptığı açıklamada istifasını tutuklu bulunan askerlerin durumuna atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı:

“Haklarında henüz hiç bir kesin yargı kararı olmamasına rağmen tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tehdit edilmesinin yanı sıra mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yükser Askeri Şura‘da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır.”

Buna göre YAŞ’da terfi alacak askerler fiili tutukluluk halleri yüzünden YAŞ’da değerlendirilmeye alınamıyor. AKP'nin ise iktidara geldiği süreçten beri birçok YAŞ kararına “şerh” koyması alışılan bir tutum haline geldiğinden, bu sürecin hükümetin işine geldiği anlaşılıyor. Özellikle Ergenekon ve Balyoz davaları ile birlikte birçok askerin terör örgütü kurmak suçundan yargılanmasının, bazıları hakkında tutuklama kararı çıkarılmasının, YAŞ toplantılarında AKP’nin elini güçlendiren bir faktör olarak ortaya çıktığı ve kararların istediği yönde alınmasına sebep olduğu biliniyor.

AKP bu virajı da alıyor
Geçtiğimiz yılki toplantıdan elini güçlendirerek çıkan AKP’nin, komutanların toplu ve zamanlaması bakımından oldukça temkinli istifasının ardından, istifa etmeyen tek komutan olarak kalan Jandarma Genel Komutan’ı Necdet Özel’i öne çıkarması ve Köşk’ün Özel’in kara kuvvetleri komutanı olması kararını onaylaması, bu virajı da ‘bir şekilde alacağı’ izlenimini doğuruyor.

Koşaner’in istifasını gerekçelendirdiği koşulların yıllardır devam ettiği düşünüldüğünde komutanların, AKP’nin asker içinde alternatif bir ismi yaratmayı başardığı sırada ve olabildiğince “kırıp dökmeden” görevlerinden ayrılmaları ise ayrıca düşündürücü bir ayrıntı olarak akıllarda kaldı. Görevlerini bırakan komutanların ardından Başbakanlığın yaptığı açıklamanın dilinin oldukça kibar olması da, yaşanan krizin devlet katında çok uzun sürmeyeceğini düşündürüyor.




Güncelleme Tarihi: 01 Ağustos 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER