Kızılay’ın bu afet zamanında çadır satması yargıya taşındı

Kızılay'ın gelen bağış paraları ile yaptığı çadırları Ahbap'a satmasına tepkiler her geçen gün büyüyor. Kızılay'ın bu eyleminin Türk Ceza Kanununa aykırı olduğu belirtilerek suç duyurusunda bulunuldu.

Kızılay’ın bu afet zamanında çadır satması yargıya taşındı

Eskişehir’de 22 farklı STK, yaşanan Türkiye'nin tarihine damga vuran afet sonrası Kızılay’ın elindeki çadırların bir kısmını parayla Ahbap'a satmasını yargıya taşıdığını duyurdu.

“BU SKANDAL İLE BİR KEZ DAHA SARSILDIK”

Yaşanan 6 Şubat depremleri sonrası Ahbap Derneği ve  deprem bölgesinde sahra eczaneler kurmak isteyen ancak büyük çadır bulmakta zorlanan Türk Eczacıları Birliği’ne, Kızılay’ın para ile çadır satmasına tepkiler artıyor. Eskişehir’de aralarında sendika ve derneklerin bulunduğu 22 sivil toplum kuruluşu Adalet sarayı önünde yaptığı basın açıklaması ile Kızılay’ın para ile çadır satmasına tepki gösterdi. Eskişehir Cumhuriyet Güç Birliği adına açıklama yapan Avukat Selin Özdemir Altuğ, deprem bölgesinde sahra eczaneler kurmak isteyen ancak büyük çadır bulmakta zorlanan Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB), Türk Kızılay’ın çadırları tanesi 140 bin TL'den sattığının ortaya çıktığını söyledi. Altuğ, “Bizler, vatandaşlarımızın yaşadığı acının yalnızca onların olmadığını, Türk milletine hatta dünyaya sirayet ettiğini görürken, ülkemizin 10 ilini, 100'den fazla İlçesini, 13,5 milyon insanı etkileyen, resmi kayıtlara göre 45 bin kişinin ölümüne, yüzbinlerce insanın yaralanmasına, barınmasız kalmasına, göç etmesine neden olan felaketin acılarını sarmaya çalıştığımız şu günlerde, Türk Kızılayı Derneği’nin neden olduğu ‘çadır satışı’ skandalıyla bir kez daha sarsıldık” dedi.

“KAMU ZARARA UĞRATILDI”

Kızılay’ın yaşanılan afetin hemen sonrasında, elindeki tüm imkanlarla, zaman geçirmeksizin afet bölgesinde yer alması, her türlü imkanını etkilenen vatandaşların hizmetine sunması gerektiğini ifade eden Avukat Selin Özdemir Altuğ, “Ancak ne yazık ki, kamuoyuna yansıyan bilgilerden Kızılay'ın iştiraki olan Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş.'nin elindeki çadırların bir bölümünü çadır bekleyen insanlarımıza ulaştırmak yerine Ahbap ve Türk Eczacılar Birliği’ne para ile sattığı, bu satışın Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık'ın bilgisi ve onayıyla yapıldığı ortaya çıkmış durumdadır. Bölgeden gelen bilgiler, televizyonların, gazetelerin, haber sitelerinin verdiği haberler, deprem sonrası çadırların geç ulaştığını ve hatta halen çadıra erişememiş insanlarımızın olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çadırların geç ulaşmasından ya da hiç ulaşmamasından vatandaşlarımız mağdur olmuş, kamu zarara uğratılmıştır” açıklamalarına yer verdi.

“GÖREVLERİNİ KÖTÜYE KULLANDILAR”

Türk Kızılayı Derneği’nin, afet hallerinde hiçbir kurumdan emir ve talimat beklemeksizin, kabul ettiği bağışlar ve iştirakleri vasıtasıyla ürettiği yardım malzemelerini afet bölgesindeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakla görevli ve sorumlu olduğunu vurgulayan Avukat Selin Özdemir Altuğ, Kızılay ve iştiraki yöneticilerinin, hukuki görev ve sorumluluklarına uygun hareket etmediklerini söyledi. Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş. aracılığıyla Kızılay'ın çadır satması olayında sorunun Ahbap’a, Türk Eczacılar Birliği’ne ya da başkasına parayla çadır satılması olmadığını ifade eden Avukat Selin Özdemir Altuğ, “Kızılay'ın deprem anında, elindeki tüm olanakları seferber ederek depremden etkilenen herkese en kısa zamanda sığınacak bir yer, sıcak bir aş, acil tıbbi malzeme sağlaması, bu kapsamda tüm çadırlarını bölgeye göndermesi gerekirken, elindeki çadırların bir bölümünü parayla satacak kadar gözünü parayla açıp parayla kapatan  yöneticilerle yönetilmesidir. Bu zihniyet rantçı, fırsatçı yönetim yaklaşımının ülkemizin her kurumunu nasıl zehirlediğinin bir göstergesi ve görevini kötüye kullanan sorumsuz bir yönetim anlayışının dışa vurumudur. Bu kapsamda, Kızılay yöneticileri, Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesince yargılanmalıdır. Deprem sonrasında parayla çadır satışı ve neden olduğu zararlar birlikte değerlendirildiğinde Kızılay'ın bu eylemi, Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinde düzenlenen ‘Görevi kötüye kullanma’ suçunun tipik örneğini oluşturmaktadır. Bu suçun temel cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olduğu gibi işlenen suçun soruşturulması şikayete bağlı olmayıp Cumhuriyet Savcıları’nca resen soruşturulması da gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

MİLLİ GAZETE

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER