KONCUK: 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI İSTİYORUZ

Bilindiği gibi Torba Yasa görüşmeleri bugün TBMM’de başlıyor. İlk atamanın Torba Yasa içine alınması, atama bekleyen tüm öğretmenlerin gözünü TBMM’ye çevirdi. Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz; kanunun bir an önce çıkması, atamaların Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın söz verdiği gibi en geç 20 Eylül tarihine kadar yapılması ve öğretmenlerimizin göreve başlamasıdır. Bu süreç asla Ekim ayına sarkmamalıdır.   
            Bir diğer önemli talebimiz de atama sayısının artırılmasıdır. Zira Şubat ayında yapılan 10 bin, Eylül’de de yapılacak 40 bin atama ile birlikte 2014 yılında ataması yapılan öğretmen sayısı 50 bin olacaktır. 50 bin atama hiçbir derde deva olmayacaktır. Sendikamız, TBMM Genel Kurulu’nda Torba Kanun Tasarısı’nın görüşmeleri sırasında öğretmen atama sayısının 100 bine çıkarılması konusunda kanun teklifi hazırlayarak, TBMM’ye sunmaları için tüm milletvekillerine göndermişti. Peki neden 100 bin atama istiyoruz?
            Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı 126 bin öğretmen açığı olduğunu ifade etmişti.     350 bin memleket evladı da yıllardır KPSS’ye girmekte, ‘atama’ diye feryat etmektedir. Okuldan mezun olmasının üzerinden 8-10 yıl geçmesine rağmen hala anne-babasından harçlık alan öğretmenlerimiz vardır. 37 öğretmenimiz atanamadığı için intihar etmiştir.
            Ayrıca sendikamızın yaptığı araştırmaya göre geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında Türkiye’de 68 ilde 55 bin 987 ücretli öğretmen bulunmaktadır. Ücretli öğretmenlerin 23 bin 117'si eğitim fakültesi mezunu, 23 bin 248'i lisans mezunu, 9 bin 622'si ön lisans (iki yıllık meslek yüksek okulu) mezunudur.Bu öğretmenler iş güvencesiz çalıştırılmaktadır. Üstelik öğretmen formasyonu olmayan açık öğretim mezunları, iki yıllık yüksek okul mezunları da ücretli öğretmenlik yapabilmektedir. Ücretli öğretmenlerle eğitim-öğretimin kalitesi sıfırlanmaktadır.
            Buna rağmen henüz öğretmen atamaları yapılmadan illerde ücretli öğretmen başvuruları alınmaya başlanmıştır. Bu demek oluyor ki, Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmen alımını asal istihdam gibi sürdürmekte kararlıdır. Bu demek oluyor ki, insanlar 300-500 TL’ye sömürülmeye devam edecektir. Bu demek oluyor ki, eğitimde yine başarı ve verim düşecektir.
            Her fırsatta dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduğumuzla övünülüyor, İMF’ye olan borcumuzun bittiği belirtiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı da bu eğitim-öğretim yılından itibaren özel okullarda okuyan öğrencilere 3500 TL’ye kadar teşvik verecek. Madem böylesine kalkınmış, müreffeh bir ülkeyiz, bu ülkenin bolluğunu, zenginliğini neden çocuklarımız için harcamıyoruz? Bu minvalde Türk Eğitim-Sen olarak 40 bin değil, 100 bin atama istiyoruz. Bu ülke nerelere ne paralar harcıyor, öğretmenlerine mi veremeyecek? Türkiye bu kadar aciz bir ülke mi? Şayet aydınlık ve müreffeh bir ülke olmak istiyorsak, bunu eğitimle başarabileceğimizi herkesin bilmesi lazım. Eğitimdeki kısıtlamalar değil, eğitime yapılan yatırımlar Türkiye’yi kalkınmada öncü ülkeler seviyesine çıkarabilir. Zaten aksini düşünmek eğitim davasında havlu attığımız anlamına gelir.
            Kamuoyuna saygıyla duyurulur.