MEMUR-SEN'DEN KILIK-KIYAFET ÇAĞRISI

Yalçın, Eğitim Bir-Sen Çorum 1 No’lu Şubesi’nce düzenlenen “Sendikal Mücadelede Büyük Türkiye için Zirveden Yeni Ufuklara” konferansına konuşmacı olarak katıldı.
 
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK EMEK HAREKETİYİZ
Memur-Sen Konfederasyonu'nun Türkiye'nin en büyük emek hareketi olduğunu öne süren Yalçın, “Biz Türkiye'deki mevcut sendikacılığın reddi olarak kurulduk. Türkiye'deki emek hareketi görünümlü, adı sivil ama beyni üniformalı bazı yapıların, bu ülkede zor zamanda nasıl tavır aldıklarını çok iyi gördük ve acısını hep birlikte çektik. Örgütlü olan, toplasanız yüzde 5'i geçmeyecek olan mahşeri cümbüşçüler bu ülkenin rotasını belirlemiş, kaderini çizmiş, direksiyonu tutmuş, bütün milletin ensesinde boza pişirmiştir” dedi.
 
KAPORTAYI BIRAKIN İNSANLARIN YAPTIĞINA BAKIN
Yalçın, kamu çalışanları için uygulanan kılık-kıyafet yönetmeliğinin anti-demokratik olduğunu savunarak, hükümete 15 Mayıs'ta yayınlanacak yaz dönemi kıyafet uygulamasının son genelge olması çağrısında bulunarak, “Üniversitedeki öğretim elemanımız serbest kıyafetle gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor. Milletvekili meclise sakallı gittiğinde kamusal alan ihlal olmuyor. Peki ben okula sakallı gittiğimde kamusal alan nasıl ihlal oluyor? Onun için bu antidemokratik yönetmeliği değiştirmenin zamanı gelmiştir. Bunda hikmet falan aramayın. Bunun alıcısı yok. İtibarı olmayan bir yönetmelikle bize itibar katamazsınız. Hırvatların icat ettiği kravatı boynumuza taktığımızda 'bizi değerli hissettirdi' diye düşünebilirsiniz ama bizim yakamızı bir araya getirmek istiyorsanız ücretlerimize dokunun. Dolayısıyla yakamızı bir araya getirmenin yolu kravatı sıkıştırmaktan geçmemeli. Bu kravatta bir keramet falan yok. Devletin dili olabilir, üst bürokrasi için geçerli olabilir, diploması için bunda bir hikmet aranabilir ama 40 derecelik sıcakta, sınıfta, klimasız ortamda öğretmeni bu işkenceyle test etmeyin. Bırakın kaportayı insanların yaptığına, ürettiğine bakın" dedi.