Öğretmen atamalarına değinen Koncuk, öğretmen ihtiyacı için bütçenin revize edilmesi gerektiğini kaydetti. Koncuk şunları söyledi: “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, bir konuşmasında ‘Bugün 126 bin öğretmen ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç önümüzdeki yıl 138 bin olacak’ dedi. Bu durumda vatandaşın ‘138 bin öğretmene ihtiyaç varsa, sağlıklı bir eğitim-öğretimden nasıl bahsedersiniz?’ diye sorma hakkı olacaktır. Öğretmenlerimizin işinin ehli olması lazım. Geçici, ücretli öğretmenlerle değil, kadrolu öğretmenlerle yola çıkmalıyız. 138 bin öğretmene ihtiyacımız varsa, ne yapıp, edip bu öğretmenlerin atamasını yapacaksınız. Atama bekleyen öğretmen sayısı 300 bin’in üzerinde. Bu sorunu elbette konuşacağız ama çözüm yolu da bulacağız. 138 bin öğretmen ihtiyacı için bütçe bir an önce revize edilmelidir. Bu ülkenin çılgın değil, aklı başında, ayağı yere basan projelere ihtiyacı vardır. Gençlerine iş bulmak bu devletin görevidir. Türkiye sosyal bir devletse, öğretmen yetiştirmek için fakülteler açıyorsa, iş imkânı da sunacaktır. Bu fakülteler iş olsun diye açıldıysa, çıkın bunu söyleyin. Türkiye’de öğretmen ihtiyacı vardır. Öğretmen ihtiyacını gidermek için bütçemiz yeterli güce sahiptir. Bu noktada ihtiyaç olan bunu kullanma iradesini gösterecek siyasi iradedir. Türkiye’de her yükseköğretimden mezun ettiğiniz gencimizi sokağa terk ederseniz, Latin Amerika ülkelerinden farkımız kalmaz. Çeşitli ülkelerdeki iç ayaklanmaları seyrediyoruz. Bunun nedeni pastadaki payın adil paylaşılmamasıdır. Adil gelir dağılımını sağlamak adına siz bu gençlere iş bulmak zorundasınız. Hükümet mutlu azınlığı daha mutlu etmeyi kendine amaç edinmişse, bu anlayış bizi temsil edemez.”
Eşit işe eşit ücret düzenlemesinde yapılan adaletsizliklere de dikkat çeten Genel Başkan Koncuk, “Eşit işe eşit ücret düzenlemesi yapıldı. Ancak bu düzenlemede öğretmen yok, akademisyen yok, sağlık görevlileri yok, din görevlileri yok. Bu düzenlemede kim var? Müsteşar var, genel müdür var. Yoksa AKP iktidarı bu KHK ile kendi polit bürosunu mu yaratıyor? Düzenlemenin adı da ‘eşit işe eşit ücret’. Severim böyle eşit işi. Kimi kandırıyor sunuz? İnsanları bu kadar saf mı görüyorsunuz? Böyle devlet yönetme anlayışı olmaz. Türkiye Kamu-Sen olarak bunu kabul etmediğimizi belirterek, Türkiye’nin 81 ilinde eylem yaptık. Bu sorun çözülene kadar her Çarşamba günü eylem yapacağız. Öte yandan öğretmenlerin özür grubu tayinlerini yılda bir kereye düşürürseniz, onların tayin hakkını bir kalemde elinden alırsanız, eşit işe eşit ücret düzenlemesinde kendi öğretmeninize sahip çıkmazsanız bu insanlar size saygı duymaz. Sayın Bakan biraz inat bir insan. Dediğim dedik. Oysa siyasette ‘dediğim dedik’ bir yaklaşım olmaz. Bu nedenle özür grubu tayinleri ile ilgili olarak Sayın Bakan inadından vazgeçsin. Sivil toplum örgütlerinin, kendi personelinin taleplerine kulak versin. İnatlaşarak devlet yönetilmez.”