DEVLETTE KRALLIK SON BULMALI

AK Parti iktidarı ile makam aracı ve Kamu kurumlarının kullandığı hizmet binalarında “Kiralık” döneme geçildi. Kiralık makam aracı ve Kamu binaları haberleri sık sık gazete ve TV’lerde yer almaya devam ediyor.

DEVLETTE  KRALLIK SON BULMALI

AK Parti iktidarı ile makam aracı ve Kamu kurumlarının kullandığı hizmet binalarında “Kiralık” döneme geçildi. Kiralık makam aracı ve Kamu binaları haberleri sık sık gazete ve TV’lerde yer almaya devam ediyor.

Üst düzey bürokratlar ve yüksek yargı mensupları için, daha önce makam arabaları alınırken, şimdi ise kiralama yöntemi benimsendi. Bu çerçevede en yüksek kiranın aylık 7 bin 600 Avro (yaklaşık 20 bin TL.) ile  Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın makam arabası için ödendiği belirlendi.

Kamu kurumlarının hizmet binaları içinde kiralama yöntemini benimsenirken, bu binalara ödenen rakamlar ise dudak uçuklatıyor. Kamu kurumlarının kullandığı hizmet binaları için 2012 yılında ödenen kira, bedeli yaklaşık 218 milyon lirayı buldu. Devlet, kiralanan hizmet binaları için 2006 yılında 75 milyon lira kira ödemişti.

KONCUK: MEMURA GELİNCE Mİ BÜTÇE SARSILIYOR?

Devletin kiralama karşılığı ödediği milyonlarca lirada her bir kamu çalışanı ve vatandaşın hakkı olduğunu söyleyen Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Memura yapılacak olan binde birlik zam oranının bile bütçeyi sarstığını söyleyen yetkililer, saltanata savrulan milyonlarca lira için neler söyleyecekler?” diye sordu. Koncuk, “ AKP iktidarı ile birlikte son yıllarda alıp başını giden lüks araç ve akıllı bina saltanatı son günlerde yine gazete,Televizyon ve dergilerde yer almaktadır. Elbette belli makam ve görevlerde olan yetkililerin kendilerine uygun bir makam aracı kullanmaları ve çalışanların şık ve modern binalarda rahat bir çalışma ortamında hizmet vermelerinden hiç kimse rahatsızlık duyamaz. Ancak, bu araçlar ve hizmet binaları için benimsenen kiralama yönetimi ve ödenen kira bedelleri  bu sistemin yeniden sorgulanması gerektiğini bizlere göstermektedir. Kiralama sistemi adı altında ödenen rakamlar, birkaç yıl içinde kiralanan malların satış fiyatını geçmektedir. Bu durumda akıllara, kamunun ihtiyaçlarını satın almak yerine kiralamak fikri, farklı alanlarda olduğu gibi yine yandaşları zengin etmek için mi ortaya çıkarılmıştır? sorusu gelmektedir. Milyonlarca lirayı havaya savuran yetkililer bu rakamlarla neden o kuruma ait bir makam aracı almamaktadır? Çok katlı ve lüks binalar için ödenen kira bedelleri birkaç yıl içinde o binayı yapmaya yetecekken neden yetkililer ısrarla o binaları kiralamaktadır? Milletin parası nasıl bu kadar pervasız bir şekilde harcanmaktadır? Kamu çalışanlarına yapılacak olan cüz-i zamlarda bile ülke ekonomi ve bütçesini dayanak olarak gösteren ve dengeler alt üst olur diyenler neden bu konuda sessiz kalmaktadır? Asgari ücretle geçinilebilir açıklamalarının yapıldığı, 4/C gibi insanlık dışı bir uygulamanın var olduğu, insanların ekonomik ve maddi sıkıntılar içinde boğulduğu, işsizliğin alıp başını gittiği ülkemizde sürülen bu saltanatın izahı olamaz.

Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ve memurlarımıza insanca yaşayabilecekleri bir maaş verilmesi taleplerimiz, “bütçeye yük oluyor” gerekçesiyle geri çevrilirken, Kamu kaynakları fütursuzca tüketilirken, TBMM bünyesinde yer alan sadece 28 araç için geçtiğimiz yıl tam 454 bin TL yakıt faturası devletin kaynaklarından ödenirken, vekil odalarının tadilatı için 238 milyon lira harcanırken, kurumların temsil gideri adı altında yaptıkları hesapsız harcamalar milyarlarca lirayı aşmışken, beş yıldızlı otellerde yapılan etkinlikler nedeniyle devlet bütçesi açık verirken, çalışmadan para kazanan rantiyeciye ödenen yıllık 50 milyar TL’yi aşan faiz gideri bütçeye yük olmazken, kiralık saltanatı dengeleri sarsmazken,   bütçenin bütün vergi yükünü çeken, çalışan, hizmet üreten, gelecek nesilleri yetiştiren memurlara ödenen maaş mı yük oluyor?

Bu bağlamda, sık sık haberlere konu olarak Devletin kaynaklarının tüketilmesi ve belli çevrelere aktarılmasından başka hiçbir işe yaramayan hizmet satın alma ve kiralama uygulaması kâr-zarar ekseninde yeniden değerlendirilmeli ve ekonomik olmayan uygulamalardan vazgeçilmelidir.”  dedi.
 
              İSMAİL KONCUK
 TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL BAŞKANI

Güncelleme Tarihi: 27 Mayıs 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER