FRANSIZCA öğretmenleri bu yıl da atanamayan öğretmenlerin 'en'i oldu.
ALAN
Bu yıl 87 alanda ataması gerçekleşecek olan 40 bin öğretmenin yüzde 66'sını, alan sınavı yapılan 15 branş oluşturuyor. Geri kalan yüzde 34'lük kısmını da 72 farklı branş tamamlıyor. Bu yıl yeni başlatılan 'alan sınavımın yapıldığı 15 bölüm ve bunlara ayrılan kontenjanlar şöyle; Türkçe (3054), ilköğretim Matematik (3562), Fen Bilimleri/Fen ve Teknoloji (2718), Sosyal Bilgiler (1761), Türk Dili ve Edebiyatı (2450), Tarih (363), Coğrafya (481), Matematik (1960), Fizik (133), Kimya (159), Biyoloji (320), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (3880), Almanca (410), Fransızca (0) ve ingilizce (5014).
BİZE YAZIK DEĞİL Mİ?
Tuncay Yılmaz adlı Fransızca öğretmeni "kontenjanlar sınavdan önce verilmeliydi. Çoğu alana kontenjan ayrılmamasına rağmen kayıt parası alındı. Cebimizdeki paralar devletin kasasına kondu." Adının gizlenmesini isteyen başka bir Fransızca öğretmeni de, "10 yıldır KPSS'ye giriyorum. Fakat kontenjan ayrılmıyor. Madem kontenjan ayrılmayacaksa neden alan sınavı yapılıyor. Hem paramızdan hem emeğimizden hem de umularımızda kaybediyoruz. Yazık değil mi? MEB'in bu hatalı, yanlış politikalarını gözden geçirmesi gerekemez mi?" dedi.
FRANSIZCA ÖĞRETMENİNİN DUYGULANDIRAN MEKTUBU
Kendisi gibi Fransızca öğretmeni olan arkadaşlarının içerisinde bulunduğu durumu özetleyen bir mektup yazan Zeynep Gökay, "Bizler hiç umudunu kaybetmeyen, her sene acaba bu yıl atama olur mu diye sınava giren Fransızca öğretmen adaylarıyız" diyerek başladığı mektubuna şöyle devam ediyor: Ben aslında sitemle, kızgınlıkla sözlerimi ifade etmek istemiyorum, doğrusu böyle de hissetmiyorum.
Sadece merak ediyorum, neden? Bizlerin bu cevabı almak en doğal hakkı değil mi? Belki böyle doğru olduğu düşünüldü.
Belki sistem bunu gerektirdi. Belki her şeyin zamanı var. Belki bazı şeyleri oturtmak zaman gerektirdiği gibi bizim için de en uygun zaman bekleniyor. Belki güzel şeyler düşünülüyor ama ifade edilmiyor? Bilmiyorum, fakat olumlu şeyler düşünmek istiyorum. Çünkü olumsuz düşüncelerle ya da kızgınlıkla çıkılan yollar hepimizi ruhen yıpratacaktır.
Ben 2011 mezunuyum. Mezun olduktan sonra çalışma fırsatı buldum. Fakat hepimizde olduğu gibi benim içimde de Türkiye'nin herhangi bir şehrinde, ilçesinde, köyünde öğretmen olmak vardı. Bu yüzden her sınava girmek gerekir diye düşündüm. Çünkü hepimizin aklında 'bu yıl olabilir' hep vardır.
Hepimiz mesleğini yapmak isteyen, umudu tükenmeyen, tükenmeyecek olan Fransızca öğretmenleriyiz. Çoğumuz çok zor şartlarda okudu ama hepimizin tek amacı vardı: Mesleğimizi yapabilmek. Çünkü biz, bu bölümü seçtik ve 5 yıl boyunca okuduk. Daha da önemlisi emek verdik. Ben, hiç bir emeğin boşa çıkmayacağını düşünerek yetiştim, çoğumuz da bu düşüncededir.
Simdi bakıyorum yine aynı soru, neden? Boşa emek vermişim demek istemiyorum, boşa okudum demek istemiyorum. Çünkü ben seve seve emek verdim, seve seve bu bölümü okudum, bitirdim. Ama en çok düşündüğüm de benim uykusuz geçen günlerim.
Eminim benim gibi birçok arkadaşım aynı durumu yaşadılar. Sınav zamanlarımız, sonrasında KPDS, ÜDS, ALES, KPSS... bitmek bilmeyen sınav hazırlıkları...
Bütün bunlar için uykusuz geçen onca gün. Biz, sınava atanabilmek için girmiyor muyuz? Sınavın amacı bu değil mi?
işte bizlerde girdik ve sonucu umutla bekledik, bekliyoruz, beklemeye de devam edeceğiz. Biz bu işi yapmaya gönül vermiş, bu işe başlayacağı günü sabırsızlıkla bekleyen öğretmenleriz.
Sizler de bizim gönlümüze cevap verin...
MESLEĞİMİZİ YAPMA FIRSATI VERİN
Niyetim isyan, sitem, saygısızlık değil. Çünkü sebebini bilmiyorum. Sebebini bilmediğim bir şeye sitem etmem doğru değil. Fakat öğretmek için can attığımı, bu bölümden mezun olan tüm arkadaşlarımın can attığını biliyorum. En azından bunun bilinmesini rica ediyorum. Bize de can attığımız bu mesleğimizi yapma fırsatı verilmesini rica ediyorum.
Sayın başbakanım bakalım bu mektuba da ağlayabilecek mi?