MEMURU KÖTÜ GÜNLER BEKLİYOR!

Memuriyet, birçok gencimizin rüyalarını süsleyen bir iş kapısı. Olağanüstü bir durum olmazsa işten atılmama garantisi var. Maaşın aybaşında banka hesabınıza yatmaması gibi bir risk yok. Bir bakıma hayatınız için önemli bir fırsat.

MEMURU KÖTÜ GÜNLER BEKLİYOR!

Bunların hepsi doğru. Peki, gerçekte memurlar aradıklarının ne kadarını bulabiliyor? Bu soruyu sorduğumuz memurlar açıkçası pek de olumlu cevaplar vermiyor.

Öncelikle maaş olarak memurlar oldukça şikâyetçi. Türk-İş’in yapmış olduğu araştırmaya göre; 2015 yılı Şubat ayı sonu itibarıyla dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi (yoksulluk sınırı) 4 bin 259 TL olarak belirlendi. Ancak üniversite mezunu bir memurun maaşı ortalama 2 bin 200 TL civarında.

Bu memurun evlenmesi ve eşinin de çalışmaması durumunda geçim açısından iç açıcı bir durum ortaya çıkmıyor. Hele bir de çocukları olursa durum daha da vahim.

Memurları kötü günler bekliyor…  İş güvencesi kalkacak mı?

Memurluk çoğu kişi için güvenilir bir liman ve garantili bir meslek. Ama yakın zamanda belki de bu durum tersine dönecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde bir toplantıda öyle bir açıklama yapmıştı ki memurlar büyük bir karamsarlığın içine düştü. Erdoğan, Haziran’da yapılacak seçim sonrası çıkartılacak yeni Anayasa ile işçi ve memur ayrımının kaldırılacağını belirtti. Hükümetin çalışmak istemediği bir memuru görevden almasından sonra bu kişilerin mahkeme kararıyla göreve döndüğünü belirten Erdoğan, “Siz bir taraftan alıyorsunuz yargı bir taraftan geri iade ediyor, siz alıyorsunuz onlar iade ediyor. Böyle devlet idare edilir mi?” dedi. Yani düşünülen değişiklik yapılırsa bir “Anonim Şirket” mantığıyla memurlar görevden kolayca alınabilecek. Tabi bu durumda da mahkemelerde işe iade davalarında bir patlama olacak. 

Memurluk güvencesi tehlikede mi?

Hükümet bu konudaki ilk adımını şu an Cumhurbaşkanı tarafından imzalanması beklenilen bir torba yasaya konulan madde ile attı. Bu madde ile daire başkanı ve üstü idareciler, mahkeme kararlarını uygulamaksızın görevden alınabilecek. Sanırım seçimden sonra da tüm memurları kapsayan bir düzenleme gündeme gelecek. Bakalım süreç nasıl işleyecek ve memur sendikaları bu karar karşısında ne kadar direnç gösterebilecek? 

Memurlar hangi hallerde işten çıkartılabiliyor?

Memurlar hangi hallerde işten çıkartılabiliyor? Geçen hafta 4 Nisan’da memur sendikaları meydanlardaydı. Sebebi ise maddi yetersizliklerin yanı sıra iş güvencesinin tehlikede olmasıydı. Peki, memurları bu derece endişelendiren iş güvencesi ne anlama geliyor?

Mevcut durumda devlet memurları işe girdikten sonra olağanüstü bir durumla karşılaşmazlarsa işlerinden olmaları söz konusu değil. Memurlar ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan memuriyetten çıkarılmaya ilişkin suçları işlerlerse işlerine son verilebiliyor. Bu suçların bazıları şöyle;

İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek, siyasi partiye girmek,
Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,
Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,
Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek.
Görüldüğü gibi memuriyetten çıkarılmaya yönelik suçlar gerçekten ağır fiilleri içermekte. Buna karşın işyerindeki yetersizlik, iş arkadaşlarıyla anlaşamama, amirlerin sözünü dinlememe, kısa süreli işe gelmeme, ideolojik düşünce gibi durumlarda memuriyete son verme söz konusu değil.

Memurluk güvencesi var…

Memurlar şayet haksız yere memurluktan çıkartılırlarsa veya idareci olan bir memur geçerli bir sebep olmadan görevden alınırsa yargı yoluna başvurabilmekte. Bu durumda da genellikle mahkemeler memurların göreve iadelerine karar vermekte ve hukuksuz yaptırımların önüne geçilmekte. Nitekim son zamanlarda cadı avı şeklinde gerçekleştirilen görevden almaların çoğu mahkemelerce bozulmakta ve memurlar eski görevlerine iade edilmekteler. Memurların durumu anlattığımız gibiyken işçilerde durum biraz farklı. İşveren şayet işçisinin performansından memnun değilse veya işleri yolunda gitmiyorsa kıdem tazminatını ödeyerek işçisini işten çıkartabiliyor. Veya işçisinin ahlak veya iyi niyet kurallarına aykırı bir hareketi olursa (işverenin güvenini kötüye kullanma, işverene veya ailesine hakaret etme, işi yapmamakta ısrar etme, işverene maddi zarar verme gibi) kıdem tazminatı ödenmeden işçi işten atılabilmekte.

Mehmet BULUT


 
Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2015, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER