BAKANLIK MÜŞAVİRLİĞİNE ATANMAYI TALEP EDEN ÖĞRETMENE MAHKEMELER NE DEDİ?

Milli Eğitim Bakanlığı emrinde görev yapan öğretmenin, Bakanlık Müşaviri olarak atanma talebinin Kurumu tarafından reddedilmesi üzerine açılan davada İdare Mahkemesi tarafından verilen karar Danıştay tarafından bozuldu.

BAKANLIK MÜŞAVİRLİĞİNE ATANMAYI TALEP EDEN ÖĞRETMENE MAHKEMELER NE DEDİ?
Müşavir kadrosuna atamama işlemine karşı açılan davada; idare mahkemesi öğretmeni haklı görürken, temyiz değerlendirmesini yapan Danıştay ise MEB’i haklı gördü.
İdare mahkemesi kararı
 
 
 
MEB emrinde görev yapan öğretmenin, Bakanlık Müşavirliğine atanması isteminin reddedilmesi üzerine, bu işlemin iptali için idare mahkemesinde dava açılmıştır.
 
Davaya bakan idare mahkemesi;
 
-Boş bulunan müşavirlik kadrosuna atanan personelden önce  o kadroya atanmak için davacının da başvuruda bulunduğu,
 
-Başvuran her iki adayın da öğrenim durumu ile hizmetleri ve çalışmaları değerlendirildikten sonra müşavirlik kadrosuna atama yapılması gerekirken, davacı dışındaki personelin başvurusunun daha önceden yapılmış olması nedeniyle davacının başvurusunun değerlendirmeye alınmadan reddedildiği,
 
-Bu atama işleminde hizmet gereklerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı,
 
-Dava konusu işlemlerin (atama ve atamama) hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesinin, davacının doğrudan müşavirlik kadrosuna atanmasını gerektirmediği ve başvuran kişiler arasında değerlendirmeye alınarak takdir yetkisi kapsamında atama yapılacağı
 
Değerlendirmelerinde bulunarak, davacının müşavirlik kadrosuna atanmaması işlemi ile müşavirlik kadrosuna yapılan atama işleminin iptaline karar vermiştir.
 
Danıştay 2. Dairesinin konuya bakışı
 
İdare mahkemesinin iptal kararına karşı davalı idarenin yaptığı temyiz başvurusunun Danıştay 2.Dairesi tarafından reddedilerek İdare Mahkemesi kararının onanması üzerine, davalı idare karar düzeltme başvurusunda bulunmuştur.
 
Başvuruyu değerlendiren Danıştay 2. Dairesi;
 
-657 sayılı Devlet Memurları Kanununun kurum içi naklen atama ve istisnai kadrolara ilişkin düzenlemelerinden, Bakanlık Müşaviri kadrosuna atamanın nasıl yapılacağına ilişkin mevzuat hükümlerinden ve idari yargı yerlerinin yerindelik denetimi yapamayacağına yönelik mevzuat hükümlerinden,
 
-Davacının, MEB’in bazı unvanlardaki kadrolarından münhal bulunanların tarafına bildirilmesini istediği ve davalı idarenin 2 Bakanlık Müşavirliği, 1 Genel Müdür Yardımcılığı ile 11 Şube Müdürlüğü kadrosunun münhal bulunduğunu bildirdiği,
 
-Davacının, daha faydalı olacağına inandığı münhal bulunan Bakanlık Müşavirliği kadrolarından birine atanma talebinde bulunduğu,
 
-Davalı idarenin ise; söz konusu kadroya atanmak üzere yapılan başvuru tarihinden önce münhal bulunan iki Bakanlık Müşavirliği kadrolarından birine atama yapıldığı, bir diğerinin ise atama işlemi halen yürümekte olduğundan talep doğrultusunda herhangi bir işlem tesis edilmediğinin bildirildiği,
 
-Takdire dayanan idari işlemlerin gerekçeli olması, gerekçelerin hukuken kabul edilebilir tarzda açık ve net bir şekilde ortaya konulması, mevzuatta atanmak/görevlendirilmek için belirlenen asgari kriterleri sağlayan fakat geçmiş hizmetleri, eğitim, özlük ve sicil durumları farklılaşan kişiler arasında tercihte bulunulurken, tercih edilen kişilerin tercih edilmeyenlere göre geçmiş çalışma, başarı, liyakat ve sicil durumuna göre üstünlüğünün ortaya konulmasının, hukuka uygunluk denetiminin ilkelerinden olduğu,
 
-Boş kadrolara kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek en uygun kişiyi atama konusunda, gerekli nitelikleri taşıyanlar arasında tercihte bulunma hususunda takdir yetkisine sahip olan davalı idarenin bir göreve atama yapıp yapmama veya elinde bulunan boş kadrolara atanma niteliği taşıyan kişilerin kadro sayısından fazla olması halinde bu kadrolara atayacağı kişileri hizmet gereklerini gözönüne alarak seçmek hususunda takdir yetkisine sahip olduğu ve açık değerlendirme hatası olmadıkça idarenin tercihini belli bir yönde kullanması konusunda yargı yoluyla zorlanmasına da hukuken olanak bulunmadığı
 
-İdari yargı yerlerince, idarelerin bu yöndeki takdir yetkisinin kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemeyeceği
 
hususlarının birlikte değerlendirilmesi suretiyle, hukuka uygun olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararını bozmuştur.
Güncelleme Tarihi: 01 Mayıs 2016, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER