EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ VE ÖNERİLER

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetici atama (özellikle de eğitim kurumları yöneticilerinin atanması) hususunda yaptıkları ve yapamadıkları “eğitimde verimlilik” bakımından çok önemlidir.

EĞİTİM KURUMLARI YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİ VE ÖNERİLER

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetici atama (özellikle de eğitim kurumları yöneticilerinin atanması) hususunda yaptıkları ve yapamadıkları “eğitimde verimlilik” bakımından çok önemlidir.
Eğitim kurumları yönetici atama ve yer değiştirme işlemlerinde ilk hassasiyet gösterilmesi gereken nokta şüphesiz “adalet ve liyakat” gösterilmesi hususu olmalıdır. Bu değerlerin anlamlı bir biçimde ihmal edildiği yâda yok sayıldığı bir ortamda, atanan yöneticinin okuldaki paydaşları nazeninde inandırıcılığı kalmayacaktır.
Onun için sözde değil özde adil ve liyakat ölçütlerini gözeten bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Bu anlamda yapılan her yanlış, öğretim süreçlerine zarar verecek; tüm bu gelişmelerden de yavrularımız etkilenecektir. Nihayet ciddi anlamda “kul hakkı” gibi bir vebal sorumluluk sahibi olan siyasi ve bürokratların olacaktır.
Milli eğitim sisteminin geçmişine ve maalesef yakın geçmişini bakıldığında tüm bu hassasiyetlerin çoğu zaman gözetilmediği görülmektedir.
Şimdi gündemde yeni bir yönetmelik taslağı var. Taslakla ilgili olarak söylenmesi gerekenlerden bazılarını sıralayalım;
1. Taslakla ilgili olarak paydaşların görüş ve önerinin istenmesi çok güzel bir uygulama.
2. Mülakat konusu çok hassas ve Türkiye gerçekleri dikkate alındığında istismar edileceği noktasında çok ciddi bir kamuoyu kanaati var (özellikle sendikalar zincirin zayıf halkası).
Mülakat olayı yerine atama sonrası belli bir sürelerde nesnel ölçütler üzerinden performans değerlendirmesi yapılmalıdır. Tabi bu değerlendirme öğretmenleri de içerecek şekilde planlanmalı; ödül  / yaptırım boyutu çok net biçimde ortaya konulmalıdır.
3. Ödüller konusunda da adalet olgusunun çoğu zaman gözetilmediği yada kabul edilebilir bir standardın oluşmadığı görülmekte.
4. Ek 1 için puan dağılımında en az puan verilmesi öngörülen kriter üzerinden yeni bir yapı tesis edilebilir. kişisel kanaatim en az puan sertifikalı eğitime ve öğretmen olarak her yıla verilmeli (0,5 puan), diğerleri de önem derecesine göre onun katları şeklinde ortaya çıkmalı.
Kurucu müdürler ve meslek lisesi branş öğretmenleri için öngörülen puan çok fazla (Belki yarısı olmalı). Kariyer sistemi ve yüksek lisans / doktora gibi kriterler çok daha değerli olmalı.
5. Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri birleştirmeli, bu okullara öğretmen olarak atanma şartını taşıyanlar arasından yönetici atanmalıdır.
6. Zorunlu yer değiştirmelerde süre çok iyi ayarlanmalıdır. Burada yapılan herhangi bir devlet memurunun yer değişikliği değildir. Biz okul müdüründen kurumsal liderlik bekliyorsak, yaşanması olası bir sosyal değişim gündemde olacaksa zaman bakımından gereken imkân verilmeli dahası yönetici bakımından yaptığı güzel işlerin meyvelerini görme imkanı da önemsenmelidir. Bu motivasyon bakımından da önemlidir. İdealist olmayan yönetici tipi süre kısa olduğunda daha tembel olabilmektedir (Beş yıl üzerinden yer değiştirenlerin durumu iyi analiz edilirse sıkıntılar görülür). Pasif yönetici için daha farklı yollar ile çözümler aranmalıdır. Onun için en azından mevcut yönetmelikte öngörülen sekiz yıl korunmalıdır.
7. Müdür başyardımcılarının okul müdürünün önerisi ile o okuldaki müdür yardımcıları arasında görevlendirilmesi hususu iyi olabilir.
8. Kurucu müdürlere tanınan fırsatların yeniden ve iyi düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Burada da adalet duygusu yara alabilir endişesi ortaya çıkıyor.
Sayın bakan ve müsteşar için oldukça önemli dönemeçlerden biridir yönetici atama; burada atılacak doğru adımlar sonrası için çok güzel bir iklimin oluşması bakımında iyi bir niyet beyanı olacaktır.

Elif Karadağ
Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER