KAMUDAN.COM YAZARI MEHMET ARSLAN 4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİNİN ŞİFRELERİNİ ÇÖZDÜ

Kamudan.com yazarı aynı zamanda Eğitim Yönetimi ve Planlama Bilim Uzmanı Mehmet ARSLAN 4+4+4 Eğitim Kanununu inceledi. Eksiklikleri yanlışlıkları tespit etti.

KAMUDAN.COM YAZARI MEHMET ARSLAN  4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİNİN ŞİFRELERİNİ ÇÖZDÜ

  

EĞİTİM ADINA ÇOCUKLARIMIZIN YARINLARINI ÇALMAYIN

İLKÖĞRETİM VE EĞİTİM KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUNDAKİ 1.MADDESİNİN 1.ŞIKINDAKİ EKSİKLİKLER
Kamuoyu arasında 4+4+4+ Eğitim Kanunu olarak bilinen   Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu büyük bir dikkatle inceledik ve bize göre 1.Maddenin 1. Şıkkındaki eksik ve yanlış olan kısımlarını aşağıda mütalaa ediyoruz.

Kabul edilen 1.Madde de  çok eksik ve de çok ama çok yanlış ve telafisi mümkün olmayan bir fiiliyat ortaya çıkmış oluyor. Neden mi? Okula başlama yaşları konusunda net bir fikir yok. 1.Sınıfa kayıt yaşı 60 Aylıktan başlayıp 83 Aylıkla bitiyor. Aradaki 23 Aylık nerdeyse mukayese bile kabul edilemeyecek kadar bariz bir yaş ve öğrenme kapasitesi farkı mevcuttur. Bunu bir adı milli olan bir Eğitim Bakanlığı nasıl göremez? Bunu fark etmemeye kimin hakkı var? İlmi araştırma yapılmamış. Geçmişe ve önceki uygulamalara bakılmamış rast gele bir karar alınmış görüntüsü vermektedir. Öncelikle 60 Aylık çocukları ele alalım bu çocukların yaşantıları, istekleri, ruhi ve fiziki yapıları, öğrenme kapasiteleri nasıldır. Nasıl olacak ve nasıl olmalıdır diye bir çalışma mevcut değildir.

Bu erken okula başlama yaşı yanılmıyorsam 1995-1996 Eğitim öğretim yılında isteyen veliler çocuklarını 6 yaşında( 60 aylığı dolduran ) çocuklarını başlatabilme hakkı verilmişti. Fakat yapılan araştırmaların erken yaşta başlamanın bir avantaj sağlamadığı  gibi  çocuklar üzerinde çok büyük menfi  etki bıraktığı anlaşılmıştır. Bundan  dolayı bu yanlışlıktan çok erken vazgeçilmişti...O dönemde 6 yaş grubu içinde okula başlayan çocuklar belki okullarını bitirdiler ama iş hayatında ve sosyal hayatta çok sıkıntı çektiler...Yine o zamanlarda okul öncesi eğitimi yok denecek kadar az olmasına rağmen bu yanlış durum fark edilmişti. Şimdi zamanda 60 Aylık çocuk daha eğitim bakımından oyun çocuğudur. Sıkı veya azcık zorlayıcılığı sevmez ve erken sıkılır. 60 Aylık çocuğun yeri ana sınıflarıdır. Okullaşma yaşı olarak kanunlaştırılan yaş çocuklarını bir inceleyelim.

5-7 yaş çocukları : Kabiliyetleri çok  üst seviyededir. Gördüğü gerçekte neyse onu iyi seçer.. Neden-sonuç ilişkisi ilk safhada da olsa gelişir. Mantıklı düşünme yavaş yavaş gelişmektedir. Nesneleri renk, cisim, kullanım alanlarıyla ilgili sınıflandırabilir. Bu zamanda
 akranlarıyla beraber vakit geçirmeleri bu tür yeteneklerinin daha hızlı gelişimini ve motor becerilerinin gelişimini olumlu etkiler

7-11 yaş çocukları : Çocuğun okula başlaması gereken esas dönemdir. Bu dönem çocuk için milat niteliğindedir. Çocuğun serbest dolaşım, hareket alanından kısıtlı ve ödev-sorumluluk terimleriyle daha sık bir şekilde tanışma yaşıdır. Anne ve babadan çok arkadaşları ve öğretmenleriyle vakit geçirmek ister.  Güvende olma ve takdir edilme duyguları daha çok gelişir. Toplumda sevilme ve öne çıkma duygusu okulla birlikte gelişir. Dikkat süresi artar 20 dakikayla 1 saat arası olur. Olaylara farklı bakış açılarının gelişimi gözlenir. Mantıklı kararlar verebilme ve hareketlerinde kıvraklık ve akıcılık hızlanır.

60 ayı dolduran ve çocuklarda gelişim hızlı ve sürekli olan bir olaydır.  Amerika’da Aralık ayında 60. giren bir çocuk ile Şubat ayında 60. ayına giren  bir çocuğun aynı sınıfta ve aynı öğretmenden  aldıkları eğitimin aynı olduğu halde Aralık ayında  60. ayına giren çocukta anksiyete( kaygı, korku, gerilim, sıkıntı) ve okul fobisi geliştiği gözlemlenmiştir. Emsallerine göre daha küçük olan çocuklar sınıfta başarısız olma ihtimali çok daha fazla ve başarısızlık çocukta özgüven eksikliği oluşturur.  72 ay öncesi okul eğitimi çocuğun çocukluğunu çalmaktır.. 1.Sınıfa 72 aydan önce başlayan çocukta psikomotor ve duygusal gelişim tam yerinde  olmadığından 1. Sınıfta başarısız olması bilinen bir sonuç gibidir. Başarısız çocukta güven  eksikliği ve başarısızlık olarak kendini gösterecektir. Çocukta küçük motor gelişimi ve kalem tutma becerileri tam gelişmediğinden ödev yapma alışkanlığı kazanamayacak ve  bir işkenceye    dönüşecektir. Bunun sonucu olarak ta okul fobisi de oluşacaktır. Çocuk okuldan nefret edeceğinden okula gitmek istemeyecektir.

Diğer etkenleri gözden geçirelim. Okul binalarımız çok ağır ve ciddi bir mimariyle yapıldığından çocukta evine hiç benzemeyen bu yapı çocukta odaklanma gelişemeyeceği çin çocukta dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunları var sanan veli ve öğretmenler çocuğu boş yere strese ve üzüntüye sevk edeceklerdir.  Türkiye bu sistemi taşıyacak bir alt yapı mevcut değildir. Okul öncesi eğitim zorunlu tutulmadığı için öğrencinin oyuna doymayan çocuğun  ana kucağından  alınıp okula getirilmesi hiçte doğru değildir.

Bir başka yön 60 Aylık çocuk okula severek geldi diyelim.Bu yaş çocuğuna göre eğitimi verebilecek kaç eğitimcimiz mevcut?  O yaş çocuğunun psikolojisinden anlayabilecek formasyon verilmiş midir? Onu da geçtik. Okullarımızda çocuk psikologları zaten yok denecek kadar azdır.
Mevcut öğretmenlerimiz bu yükü kaldıramaz derecede iş stresi altındadır. 60-72 ay çocukların eğitim alabileceği pedagojik anlamda stres yaşamayacağı ve okul fobisi   oluşturmayacağı bir okul var mıdır? Okulların içi ve dışı zaten bir çocuğun eğitim alacağı bir  görünüme sahip değil. Bu yaştaki çocukların kişilik ve gelişim özelliklerini bilmeden eski sisteme göre eğitim devam edecektir.

60 ayını yeni doldurmuş bir çocukla 72 ayını doldurmuş hatta 83 ayını doldurmuş çocuklar aynı sınıfta olacaklardır. Sınıfta çoğunlukla emzikli, ağlayan, annesiyle oturan çocuklar bir    tarafta çok az sayıda tek başına oturmuş çocukların oluşturduğu bir sınıf  olacaktır. Veliler tarafından öğretmenden ayırım ve özel ilgi istek talepleri gelecek. Yarış atı koşturma sistemi 5 yaşına inmiş olacak.

 İlim adamları bilginin tanımını TECRÜBELER BİRİKİMİDİR diye tarif ederler. Ama Gel gör ki Türkiye Cumhuriyetinde uygulanıp sakıncaları olduğu fark edilen bir durum tekrar hem de üstüne üslük mecburi hale getirilmiş.... Halbuki daha özgürlüğünü yeni kazanmış Balkan ülkelerinde dahi ana sınıfları mecburi olmuştur.  Ana sınıfları çocukların okula hazırlanması ve onların doya doya  oynayarak bıkmadan öğrenmeye hazırlamak içindir. İlköğretimle birleştirilerek 1. sınıf olması hatadır. Ayrıca bu yıl 60 Aylık çocuklarla  birde 83 aylık çocuklarda 1.Sınıfa  başlayacaktır. Fiili olarak geçen yılın iki katı öğrenci ve 1.sınıf olacak. Peki 83 aylık olan çocuğun öğrenmesiyle 60 Aylık ve oyun çağında olan çocuğun öğrenmesi aynı mı olur? Bu kadar basit bir bakış açısını görememişler... Bunu fark edemeyen bir anlayışa nasıl güvenilir?

Okul öncesi eğitimle ile ilgili ABD de  65-70 yaş grubu insanlarla yapılan  ankette çok ilginç sonuçlar ortaya çıkmıştır. İki grup insan birisi 1. Sınıftan önce 9 ay anasınıfına gidenler; diğer grup direk 1.sınıfa başlayanlardır. 1. Sınıfa başlama yaşları da bizimki gibi 60 aylık değildir. Normal yaştır. Sonuç anasınıfını okuyan 65 -70 yaş grubu insanları sosyal ilişkilerde,iş ve ticaret hayatında daha uyumlu, daha başarılı  olduğunu ortaya koymuştur.

O zaman neden bizde ilkokul 1.sınıfa hazırlık sınıfı olacak şekilde ana sınıfları mecburi değil? Bunu Milli Eğitim Bakanlığı nasıl göremez? Pilot illerde uygulanan mecburi okul öncesi eğitimi şimdi nasıl olacak? Orda istihdam edilen öğretmenler nerde görev yapacak? 2011-2012 Eğitim yılında Türkiye de okul öncesi mecburi olacak diye vatandaşlar çocuklarını ana sınıflarına göndermiştir. Bu sebeple yeni okul öncesi derslikleri yapılmış ve donatılmıştır. Bu yeni dersliklere KPSS ile yeni öğretmenler alınmıştır. Bu öğretmenleri nerde nasıl görevlendirilecektir?
Pedagog Soner Koşanın dediği gibi : 60 ayını doldurmuş bir çocuğu bu   kadar alt yapı eksikliği, kadro eksikliği ve doğru düzgün müfredat eksikliği olan bir ülkede böyle bir eğitim anlayışını zorunlu bir şekilde   uygulamak gelecek nesillerin yaşamlarını çalmak ve  sıkıntılı bir gençlik yetiştirmek anlamına geliyor.  Asıl  olan hayata erken atılmak değil doğru olan  gelişimle beraber doğru zamanda doğru adımlar   atabilmektir. Çocuklarımızın yarınlarını çalmayalım. Çocuklarımızdan başka yarınlarımız var mı?

Güncelleme Tarihi: 08 Mayıs 2012, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER