OKUL YÖNETİCİLERİ İÇİN ÖRNEK DAVA DİLEKÇESİ

OKUL YÖNETİCİLERİ İÇİN ÖRNEK DAVA DİLEKÇESİ
………  NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
Yürütmeyi Durdurma İstemlidir.
Anayasa Mahkemesine Götürülmesi Talebi İçerir.
 
DAVACI : ………………………….. (TC No:………………………………)
………………………………  …………ilçesi/……………ili
VEKİLİ : Av. …………………………..
……………………………………../ANKARA
DAVALI : MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI -ANKARA
KONU : Müvekkilin naklen atanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığının …..06.2014 tarihli ve ……… sayılı işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve akabinde iptaline, bu işleme dayanak gösterilen 6528 sayılı kanunun 22. Maddesiyle değiştirilen 652 Sayılı KHK’nın 37. Maddesinin (8) numaralı fıkrası ve aynı kanunun 25. maddesiyle 652 sayılı KHK’ya eklenen Geçici 10. maddesinin (8) numaralı fıkrasının Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması talebinden ibarettir.
TEBLİĞ TARİHİ : …...06.2014
AÇIKLAMALAR :  
Müvekkil ………… İli ………… İlçesinde …………………………………………. Müdürü/ Müdür Başyardımcısı/Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktayken davalı idarece ………………………………….okuluna tenzili kadroyla öğretmen olarak atanmıştır.
Müvekkil ……………………………okulunda Müdürü/ Müdür Başyardımcısı/Müdür Yardımcısı olarak görev yaparken 6528 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun dayanak gösterilerek Milli Eğitim Bakanlığının …...06.2014 tarihli ve ………….. sayılı işlemiyle ………………………………….okuluna tenzili kadroyla öğretmen olarak atanması haksız ve açıkça Anayasaya aykırıdır (EK-1).
1.   Müvekkili cezalandırma amacı taşıyan 6528 sayılı kanunun 25. Maddesi, Anayasanın 2. Maddesinde yer alan Hukuk Devleti İlkesinin Hukuki Güvenlik ilkesine açıkça aykırıdır.
Hukuki Güvenlik ilkesine açıkça aykırı olan 6528 sayılı kanunun 22. Maddesiyle değiştirilen 652 Sayılı KHK’nın 37. Maddesinin (8) numaralı fıkrası“(8) Okul ve Kurum Müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz." ve aynı kanunun 25. maddesiyle 652 sayılı KHK’ya eklenen Geçici 10. maddesinin (8) numaralı fıkrası ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla halen Okul ve Kurum  Müdürü, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcısı olarak görev yapanlardan görev süresi dört yıl ve daha fazla olanların görevi, 2013-2014 ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erer. Görev süreleri dört yıldan daha az olanların görevi ise bu sürenin tamamlanmasını takip eden ilk ders yılının bitimi itibarıyla başka bir işleme gerek kalmaksızın sona erer.”  hükmünü içermektedir.       
Bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek bu düzenlemeyle müvekkil, ……………………………… Müdürlüğünden/ Müdür Başyardımcılığından/Müdür Yardımcılığından alınarak alt bir görev olan, bir bakıma tenzili kadroyla öğretmen olarak atanmıştır. Yapılan bu işlem, kanun koyucunun müvekkili adeta cezalandırmasıdır.
Anayasanın 2. Maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” Hükmüne yer verilmiştir. Hukuk devletinin ayrılmaz bir parçası olan Hukuki Güvenlik ilkesi de bu ilkenin bir gereğidir.
Anayasa’nın 2. Maddesinde da yer alan “hukuk devleti” ilkesini bir gereği olarak devlet, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde hukuki güvenlik ilkesiyle bağlı hareket etmek ve bu ilkeye uygun yasal düzenleme yapmak zorundadır. Söz konusu bu ilke, yasa koyucunun da üstünde bir Anayasa kuralıdır. Yasa koyucunun, Anayasayla belirlenen sınırlar dışına çıkarak, hukuk devleti ilkesini ihlal eden yasa düzenlemelerini Anayasa Mahkemesi iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi, 28.02.2013 tarihli ve 2012/116 E.-2013/32 K. Sayılı kararında, “Hukuki güvenlik ile belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin önkoşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini ifade etmektedir. Bu bakımdan, kanunun metni, bireylerin, gerektiğinde hukuki yardım almak suretiyle, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkân verecek düzeyde olmalıdır. Dolayısıyla, uygulanması öncesinde kanunun, muhtemel etki ve sonuçlarının yeterli derecede öngörülebilir olması gereklidir.” Hükmüne yer vererek yasa kuralının iptaline karar vermiştir.
2.   6528 sayılı kanunun 25. Maddesinin 8. Fıkrası aynı zamanda müvekkili maddi yönden de cezalandırmaktadır.
Müvekkil 13.06.2014 tarihinden önce Müdürü/Müdür Yardımcısı iken ek derslerle en son aldığı aylık maaşı ortalama …………. TL’dir. Yeni atandığı görevinde ise ek dersleri ve diğer ek görevlendirmeleri alamayacağı için maaşı ortalama ….……. TL’ye düşmüştür. Daha önce yaptığı görevle yeni atandığı görev arasında …………TL maaş farkı vardır.
Yapılan yasal düzenleme, müvekkilin bu güne kadar kurumunda uygulanan yasalarla bağdaşmamış, mesleki güvencesini bertaraf etmiş, çalıştığı kuruma, devletine ve yasalara olan güven duygusunu derinden sarsmıştır. Bu yasayla, kamu kurumlarında kamu hizmeti gören her çalışanda sabah kalkıp işe gittiğinde “acaba bu gün çıkarılacak bir yasayla bizim de görevimize son verilecek mi?” korkusuna ve güvensizlik ortamına sebep olmuştur. Bu durum, Anayasada düzenlenen Hukuk Devleti ve Hukuki Güvenlik ilkesine açıkça aykırıdır.
3.   Yasa koyucu bu düzenlemelerle sadece belli kişilerin zararına hareket ederek kamu yararı amacına aykırı hareket etmiş, Anayasayla kendisine tanınan yasa yapma yetkisini kötüye kullanmıştır. Yasa koyucunun Anayasanın hukuk devleti ilkesini ihlal ederek yaptığı yasaların ise Anayasa Mahkemesince iptal edileceği yerleşmiş bir içtihattır.
Nitekim Anayasa Mahkemesi,22.06.1972 tarihli ve 1972/14 E. – 1972/34 K. sayılı kararında, “Anayasa'nın 2 nci maddesinde tanımlandığı üzere Devletimiz bir hukuk devletidir. Anayasa Mahkemesinin bir kararında yazıldığı gibi Anayasa'nın hukuk devleti ilkesinin öğeleri arasında yasaların kamu yararına dayanması ilkesi vardır. Bu ilkenin anlamı kamu yararı düşüncesi olmaksızın başka deyimle yalnızca özel çıkarlar veya yalnızca belli kişilerin yararına olarak her hangi bir yasa kuralının konulamayacağıdır. Buna göre çıkarılması için kamu yaran bulunmayan bir yasa kuralı, Anayasa'nın 2nci maddesine aykırı nitelikte olur ve dâva açıldığında iptali gerekir.” Diyerek,Ve 27.03.2014 tarihli ve 2013/158E.-2014/68 K. Sayılı kararında, “Kanunların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir.” Diyerek Anayasa Mahkemesi Anayasayla getirilen Hukuk Devleti İlkesine aykırı yasa düzenlemelerini iptal etmiştir.
4.   Sonuç olarak; yukarıda belirtilen sebeplerle Anayasaya açıkça aykırı olan atama işleminin iptaline ve dayanak gösterilen yasa hükmünün, Anayasanın 152. Maddesinde düzenlenen;
Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.”hükmüne güre, Anayasa’ya aykırı olduğundan dosyanın İTİRAZ YOLUYLA Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA NEDENLERİ:
1.    Dava konusu atama işlemi yukarıda da belirtildiği gibi Anayasanın 2. Maddesinde belirtilen Hukuk Devleti ilkesine açıkça aykırı olduğundan iptali gerekmektedir.
2.    Davalı idarece yapılan atamayla müvekkilin maaşında aylık ortalama ………… TL kayıp olacağı dikkate alındığında müvekkili maddi yönden telafisi güç veya imkânsız zararlara sebep olacağı açıktır.
3.    Dava konusu atama işleminin yürütmesinin durdurulmaması durumunda; gerek müvekkil ve ailesinin sağlığı ve gerekse yıllardır başarıyla yürütülen kamu görevinin yürütülmesi şevkinin artık kalmayacak olması nedenleriyle davalı idarenin açıkça hukuka aykırı işlemi ileride telafisi güç veya imkânsız zararlara neden olacaktır.
H. NEDENLER          :T.C. Anayasası, İYUK ve ilgili tüm mevzuatlar
DELİLLER                 :Müvekkilin atama yazısı, atamayı bildiren yazı ve tebliğ belgesi ve yasal her türlü delil.
SONUÇ VE İSTEM   :
Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen gözetilecek sair nedenlerle; müvekkilin naklen atanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığının …..06.2014 tarihli ve ……… sayılı işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve akabinde iptaline, bu işleme dayanak gösterilen 6528 sayılı kanunun 22. Maddesiyle değiştirilen 652 Sayılı KHK’nın 37. Maddesinin (8) numaralı fıkrası ve aynı kanunun 25. maddesiyle 652 sayılı KHK’ya eklenen Geçici 10. maddesinin (8) numaralı fıkrasının Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, yargılama giderlerinin ve karşı vekâlet ücretinin davalı idareye yüklenmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederiz. …...06.2014    
 
  Davacı Vekili
    Av. ………….
EKLER:
1-    Milli Eğitim Bakanlığının atama yazısı
2-    Tebellüğ belgesi
3-    Vekâletname

kaynak:aktif eğitim sen
Güncelleme Tarihi: 13 Haziran 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER