Orucun insan psikolojisi üzerinde olumlu katkıları

Psikolog ve Aile ve Evlilik Danışmanı Begüm Çayır, orucun insan psikolojisi üzerinde olumlu katkıları olduğu açıkladı...

Orucun insan psikolojisi üzerinde olumlu katkıları

Oruç psikolojiyi düzeltiyor   
Psikolog, Aile ve Evlilik Danışmanı Begüm Çayır, orucun insan psikolojisi üzerinde olumlu katkıları olduğa dikkat çekip, açlık, susuzluk ve sıcağın neden olduğu psikolojik olumsuzlukların nasıl giderilebileceğinden bahsetti.   
Sivas Medicana Hastanesi Psikologu, Aile ve Evlilik Danışmanı Begüm Çayır, yaz mevsimine denk gelen Razaman ayı ile birlikte orucun, insanları hem fiziksel hem de psikolojik olarak etkilediğini söyledi. Çayır, “Oruç insan psikolojisine olumlu katkılarda bulunarak, kişileri manevi huzurda birleştirmektedir. Oruç, kişinin günahlarından, kusurlarından ve eksikliklerinden arınması, maddi isteklerinden ve nefsinin aşırı arzularından kurtulması açısından büyük önem taşımaktadır. Oruç tutmak aç durmaktan ibaret değildir. Şöyle ki; ramazan ayda insanlar düzenli davranma, hayatını güzellik ve iyiliklerle donatma şuur ve bilincini kazanırlar. Aslında kişi, güçlü bir irade terbiyesi içindedir. Böyle bir irade terbiyesi içinde olan kişi, attığı her adımın ve yaptığı her davranışın iyilik ve güzellik içinde olmasına özen göstermesi gerekmektedir. Aynı zamanda kişi; öfke kontrolünü sağlar, yalan söylemez, başkasının arkasından konuşmaz, kötü ve çirkin sözlerden uzak durur, haksızlık yapmaz, anne ve babasına saygısızlık yapmaz, diğer insanlarla iyi geçinir. Oruç, iyi huy ve ahlaki güzelliklerin kalıcı davranışa dönüşmesinde katkıda bulunur. Böylece, ramazan insanı olumlu yönde değiştiren son derece önemli bir dini değerdir” dedi. 
 
"Oruç sabretmeyi öğreten öğretmendir" 
Orucu sabretmeyi öğreten bir öğretmene benzeten Çayır, “Oruç, yaz aylarında aç-sussuz kalmanın ve bunaltıcı havaların etkisiyle kişide terleme yoluyla oluşan su kaybı; stres, öfke, gerginlik ve tahammülsüzlüğü çok fazla artırmaktadır. Oruca adaptasyon aşamasında sinirlilik, baş ağrıları ve sürekli uyuma isteğiyle kişi kendini mutsuz ve aşırı yorgun hissedebilir. Ancak adaptasyon aşaması başarılı bir şekilde atlatıldıktan sonra, tüm sıkıntılar ortadan kalkar. Oruç insanlara sabretmeyi, en önemlisi de kendi davranışlarını kontrol etmeyi öğreten iyi bir öğretmendir. Çünkü ramazan sabır, sebat, tahammül gibi duyguların eğitildiği bir dönemdir. Günlük hayatın getirdiği bir takım öfke, sinirlilik, saldırgan ve kırıcı davranışlar gibi olumsuz stres faktörleri, bazen orucun sabır özelliği sayesinde dizginlenebilir. Aynı zamanda ramazan, insanın duygu eğitiminde de rol almaktadır. İnsan, kendisine ön yargısız bakabilme yani farkındalık becerisine büyük katkısı vardır. Kişi egoizmini denetlemeyi başarabilmesi, iyilik yapma duygusunu güçlendirmesi konusunda da önemli kazanımları vardır. Ramazanın kazandırdığı diğer eğitimde duygu yönetimi eğitimidir. Kişinin yeme isteğini, arzusunu, talebini, hevesini bastırması, ertelemesi ve daha sonra iftarla bunu sonuçlandırmasıdır” dedi. 
 
Yeme içme ve uyku düzeni önemli 
Çayır, oruçluyken yeme-içme ve uyku düzenine önem gösterilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Yaz aylarında orucun neden olduğu sinirli ruh halini engellemek için kişinin; yeme, içme ve uyku düzenine özen göstermesi gerekir. Yani, kişinin iftar ve sahuru düzenli yapmaya özen göstererek oruç tutması, vücudun dengesini sarsmaması oldukça önemlidir. Sahur yapan kişilerde gece uykusunun bölünmesi ve kişinin günlük işlerine aynı saatte başlamak zorunda olması; yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon kaybına ek olarak, sinirliliği de beraberinde getirebilir. Bunu önlemek için; bu aya özgü gündüz şekerlemesi, akşam erken yatma, günlük yoğunluğu gözden geçirip plan yapma, işleri zamana yayma, ekip çalışmasını ve yardımlaşmayı ön plana çıkarma yer almaktadır. İftar ve sahurda bol sıvı tüketmek gerekmektedir. Çünkü su kaybının artışı kişide sinirliliğe neden olmaktadır. Ramazan insanların kendi iç disiplinlerini sağlamaları ve en güçlü dürtülerini kontrol altına almaları bakımından önemlidir. Çünkü insanların en güçlü dürtülerden birincisi beslenme, ikincisi cinsellik, üçüncüsü saldırganlık, dördüncüsü kaçma dürtüsüdür. Ramazan bu dürtülerimizi kontrol altına almamızı sağlamaktadır” dedi. 
 
Oruç suç oranlarını azaltıyor 
Ramazan ayında suç oranlarında azalma gözlendiğini söyleyen Çayır, orucun şefkat ve merhamet duygularını arttırdığına dikkat çekti. Çayır açıklamasında şunlara da değindi: 
“Bunun yanı sıra araştırmalar gösteriyor ki ramazan ayı içerisinde alkol tüketimi, intihar ve suç oranlarında oldukça düşüş hakimdir. Egonun eğitimi, sevgi, vicdan, değer, inanç ve geleneklerin önemiyle yüzleşmemizde bir iç hesaplaşmayla karşı karşıya gelip, kendi kusur ve eksiklerimizin farkına varma ve bunları düzeltme adına ramazan ayı önemli ve değer arz eden bir aydır. Son olarak, ramazan toplum psikolojisi olarak ele alındığında, toplumda paylaşma duygusunu artırıyor, sosyal bağları güçlendiriyor. Çünkü ramazan, yardımlaşma ayı olarak bilinmektedir. Bu ayda insanların birbirine maddi ve manevi yönden yardım etmesi önemlidir. Sonuçta oruç, şefkat ve merhamet duygularını geliştirerek, kişiyi stresten, üzüntü ve kederden korur. Sağlığı yerinde olan insanlar, kendilerini sıcaktan koruyarak orucunu rahatlıkla tutabilirler. Herkese sağlıklı, huzurlu Ramazanlar diliyorum.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER