Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına kesinlikle göz yummayacaklarını belirterek, "İnşallah, Meclis açılır açılmaz Torba Kanun içerisinde, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, tutuklama yetkisini hakimlerimize vereceğiz" dedi.
Müezzinoğlu, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile Swissotel'de bir araya geldi.
Sağlık politikaları ve bugüne kadar yapılanlar hakkında bilgi veren Müezzinoğlu, son on yıl içinde gerçekleştirilen Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile önemli mesafeler katedildiğini söyledi.
Türkiye'nin sağlık alanındaki uygulamalarının, dünyanın takdirini kazandığını vurgulayan Müezzinoğlu, buradaki en önemli başarının vatandaşların sağlığa ulaşımında önemli mesafe alınması olduğunu ifade etti. Bu başarıdaki istikrarın devam ettirileceğini, bunun için çalıştıklarını dile getiren Müezzinoğlu, başarıyı etkileyen unsurların başında yönetimin geldiğini bildirdi.
Hekim, hemşire ve sağlık çalışanı gibi toplumu buluşturmadaki stratejik kararların, yönetim ile elde edilebilen önemli bir başarı ayağı olduğunu anlatan Müezzinoğlu, "Ama, asla yadsınamayacağımız, belki de en önemli başarı, hekimlerin, hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanlarının bu mesleğe olan duyarlılıklarıdır" dedi.
Bakan Müezzinoğlu, her gün milyonlarca kişiye sağlık hizmeti sunulduğunun, hizmetin 24 saat esaslı olduğunun altını çizerek, bu nedenle devamlı sıkıntı ve sorun ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Sağlık hizmetlerine ilişkin memnuniyet oranının yüzde 75'in üstünde olduğunu anlatan Müezzinoğlu, bundaki en büyük pay sahibinin sağlık çalışanları olduğunu bildirdi.
-"Kamuoyu duyarlılığı bizim için en önemli güvenlik tedbirimizdir"
Müezzinoğlu, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını tepki ve üzüntü ile karşıladıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Acaba, evinde annesine, babasına, ailesine bu kadar şefkatle davranabiliyor mu" diye düşünülen bu insanlara zaman zaman şiddet uygulanıyor olmasından rahatsızlık duyuyoruz. Bununla ilgili kamuoyu duyarlılığının artırılması gerekir. Kamuoyunun, sağlıkçıları sahiplenen, evladı gibi koruyan, kendisine gönülden hizmet eden bir yapı olarak görmesini istiyoruz. Bu nedenle kamuoyu duyarlılığı bizim için en önemli emniyet sibobu, en önemli güvenlik tedbirimizdir.
Yoksa, hekim ile hasta arasına güvenlik güçlerini ya da kanunları koymak açıkcası çok mümkün değil, çok da doğru değil. Çünkü, hasta eşine, ailesine söyleyemediğini en yakını ile paylaşamadığını hekimi ve hemşiresi ile paylaşıyor. Buralara, üçüncü şahısların girmesini mesleğin saygınlığı ve devamlılığı açısından da çok arzu etmiyoruz."
Şiddete kesinlikle göz yummayacaklarının altını çizen Müezzinoğlu, şiddet uygulayana karşı her türlü yasal prosedürleri alacaklarını bildirdi.
Bakan Müezzinoğlu, "İnşallah, Meclis açılır açılmaz Torba Kanun içerisinde, bu anlamda sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, tutuklama yetkisini hakimlerimize vereceğiz" diye konuştu.
Caydırıcılığı önemsediklerini vurgulayan Müezzinoğlu, bunun için gerekli olan herşeyin yapılacağını söyledi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'nin sağlık alanında çok ciddi şekilde ilaç ve tıbbi cihaz tüketimi yaptığını belirterek, "İlaç üretiminde ve kan ürünlerinde, Türkiye artık bölgede söz sahibi olabilmeli. Bu sayede, hem kendi ihtiyacını karşılayabilmeli, hem de yakın coğrafyasında pazar oluşturabilecek bir milyarlık nüfusa hitap edebilmeli" dedi.
Medya Kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile Swissotel'de biraraya gelen Müezzinoğlu, Türkiye'de uygulamaya giren Aile Hekimliği konusunda da önemli mesafeler alındığını, ancak şu anda arzu edilen sayıda aile hekimi bulunmadığını söyledi.
Müezzinoğlu, aile hekimlerinin bundan sonra yalnızca tedavi eden değil, ailenin ve muhatap olduğu kişilerin sağlıklı kalabilmeleri için daha çok koruyucu sağlık hizmetleri ve bilgilendirici olarak da görev üstleneceklerini ifade ederek, önümüzdeki süreçte bu konuyu değerlendireceklerini belirtti. Tedavi edici hizmetlerin çok iyi olmasıyla övünemeyeceklerini dile getiren Müezzinoğlu, "Çünkü, sağlıklı birey, sağlıklı aile, sağlıklı toplum ne kadar güçlüyse, sağlıktaki başarı da o kadar anlamlı ve değerli olur" dedi.
Sağlık okur-yazarlığını daha iyi noktaya getirebilmek için çeşitli kampanyalara imza atacaklarını da dile getiren Müezzinoğlu, bu anlamda medyanın da destek vermesini istedi. Müezzinoğlu, beslenme, sigara, tuz kontrolü, obezite gibi pek çok alanda toplumun duyarlılığını artırmak için medya desteğinin şart olduğunu vurguladı.
Tütünle mücadaleyi çok önemsediklerine dikkati çeken Müezzinoğlu, özellikle çocuk ve gençlerde sigaraya başlamada büyüklerin sigara kullanımının en teşvik edici unsur olduğunu bildirdi. Müezzinoğlu, yakınlarının sigara keyfine özenti duyulmasının, sigaraya başlamada çok önemli bir etken olduğunun altını çizerek, bu konuda kamuoyu oluşturanların, toplumda farkındalığın artırılabilmesi için önderlik yapmasını arzu ettiklerini söyledi.
Fiziksel aktivenin çok önemli bir konu olduğunu vurgulamak istediğini dile getiren Müezzinoğlu, "15 yaşın altındaki çocuklarımızda obez olma oranı yüzde 31-32'lerde. Yani, çocuklarımızın üçte biri obezite ile muhatap olma sürecinde. Bu nedenle, düzenli fiziksel aktivite önem taşıyor" diye konuştu.
Müezzinoğlu, 3 Ekim'de Ankara Göksu Parkı'nda sabah 07.30'da sağlıklı yaşam yürüyüşü gerçekleştirileceğini anlatarak, herkesi bu etkinliğe davet etti.
-"İlaç ve tıbbi cihaz da üretim ayağını güçlü hale getirmemiz lazım"
"Türkiye'de sağlık alanında çok ciddi şekilde ilaç ve tıbbi cihaz tüketimi yapıldığını" belirten Müezzinoğlu, "Artık, üretim ayağını güçlü hale getirmemiz lazım. İlaç üretiminde ve kan ürünlerinde, Türkiye artık bölgede söz sahibi olabilmeli. Bu sayede, hem kendi ihtiyacını karşılayabilmeli hem de yakın coğrafyasında pazar oluşturabilecek bir milyarlık nüfusa hitap edebilmeli" dedi.
Müezzinoğlu, önümüzdeki süreçte Türkiye'nin bölgesinde sağlık merkezi olabileceğini düşündüklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Türkiye, sağlık turizminde alması gereken payın benim kanaatimce yüzde 20'lerini alabiliyor. Oysa, bunu yüzde 70'lere taşıdığımızda açıkcası, Türkiye'nin sağlıkta bölgeye vermesi gereken hizmetler anlamında arzu edilen noktaya 4-5 yıl içinde ulaşacağına inanıyorum. Bunun için bazı düzenlemeler yapıyoruz. İnşallah Türkiye, bölgesinde sağlık turizminde de güçlü bir noktaya gelecek.
Tıbbi teknoloji ve ilaç sanayiyi daha güçlü hale getirebilmek adına da sağlıkta serbest bölgelerle ilgili çalışmalarımızı yapıyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren yasal alt zemini oluşmuş olacak. Sağlıkta serbest bölgeler, bu anlamda yine Türkiye'nin gelecek 10 yıldaki vizyonunu başka bir noktaya taşımayı düşünüyoruz."
-"Yüzen Gemi Hastane Projesi tamamlandı"
Müezzinoğlu, "yüzen gemi hastane" konusunun da basında gündeme geldiğini anımsatarak, "Projeyi tamamladık. Önümüzdeki haftalarda ihalesini yapacağız" dedi.
Yüzen Gemi Hastanesi'nin 2. Abdülhamit döneminde bir geminin kısa süreli olarak hastaneye dönüştürüldüğünü hatırlatan Müezzinoğlu, "Tarihte böyle bir hizmet olmuş. Ancak dünyada hastane projesiyle yapılacak olan gemi, Türkiye'ye ait olacak. Önümüzdeki yıl sonuna kadar da ihale süreçleri tamamlanmış olacak" diye konuştu.
Müezzinoğlu, hastane gemi içinde ameliyathane, yoğun bakım hizmeti de verileceğini belirterek, hem yurt içi hem yurt dışı sağlık hizmeti sunulacağını söyledi. Gemi hastane ile sahil illerinde rutin sağlık hizmeti verileceğini anlatan Müezzinoğlu, olağanüstü durumlarda ise uluslararası yardım ve desteklerde bulunulacağını bildirdi.
-"750 ambulans ihalesi yapılacak"
Acil sağlık hizmetlerinde Türkiye'nin çok iyi bir noktaya geldiğini ifade eden Müezzinoğlu, bu yıl 750 ambulans ihalesinin yapılacağını belirtti.
Müezzinoğlu, "Filomuza, Mart ayında önce 486 ambulansı hizmete soktuk. 750 tanesi de hizmete sokulduğunda bu yıl 1200 civarında ambulansı milletimizin hizmetine sokmayı başarmış olacağız" dedi.
-Çocuk İzleme Merkez sayısı 23'e çıkartılacak
Çocuk İzleme Merkezleri hakkında da bilgi veren Müezzinoğlu, ilgili merkezlerin kurulmasına ilişkin kararın 2012 yılında alındığını hatırlattı.
Müezzinoğlu, "şu anda yurt genelinde 13 ilde 17 merkez bulunduğunu" ifade ederek, "bu sayının yıl sonuna kadar 23'e çıkarılacağını" vurguladı.
Söz konusu merkezlerin açık adreslerinin olmadığının altını çizen
Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Merkezlerin Ankara'da nerede olduğuna bakıldığında, herhengi bir yerde 'Aile Sağlığı Merkezi' tabelası görebilirsiniz, oysa burası Aile Sağlığı Merkezi değildir. Burası Çocuk İzleme Merkezi'dir.
Burada adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ve Yargıtay'dan temsilciler bulunmaktadır. Hukuki ve adli sürecin, çocuklardaki yıpratıcılığını minimum düzeye indirebilmek için kurduk. Aile baskısını, çevresel etkileri ortadan kaldıran bir merkez."