Yoğun bakım çalışanları Kovid-19 sürecinde hastalara nefes oluyor

Ankara Şehir Hastanesi'nin Kovid-19 yoğun bakım ünitesinde salgının ilk gününden itibaren özveriyle çalışan doktor ve hemşireler, hastaların sağlıklarına kavuşması için gece gündüz özveriyle mücadele veriyor.

Yoğun bakım çalışanları Kovid-19 sürecinde hastalara nefes oluyor

Maske, koruyucu tulum ve siperliklerini çıkarmadan saatler boyunca hastalara müdahale eden Ankara Şehir Hastanesinin Kovid-19 yoğun bakım ünitesindeki sağlıkçılar, bir an bile pes etmeden çalışmayı sürdürüyor.

Yoğun bakım doktor ve hemşireleri, çoğu zaman aile ve sevdiklerinden ayrı kalarak geçirdikleri 2020 yılı boyunca verdikleri mücadeleyi ve yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Hastanenin Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Seval İzdeş, salgın döneminde yoğun bakımların, Kovid-19 yoğun bakımı haline getirildiğini belirterek, "Salgın sürecinde 2020 yılı bizim için çok zorlu geçti. İnşallah 2021 böyle olmaz." dedi.

Salgının başladığı dönemde Kovid-19 hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıklarını ifade eden İzdeş, zamanla koronavirüsü tanıdıklarını ve mücadelede deneyim kazandıklarını söyledi.

İzdeş, 2021'in bu yıla göre daha iyi geçmesi için maske, mesafe ve hijyen kurallarına istisnasız uyulması gerektiğinin altını çizerek, "Koronavirüsle mücadelede maske, mesafe ve hijyen kuralları gelecek yıl da geçerli olacaktır ama bunun yanında devletimizin sağladığı aşıyı da bütün halkımızın olması çok önemli. Çünkü hasta sayısı arttıkça ağır hastaların sayısı da yükseliyor. Bunun önüne geçmek için mutlaka aşı imkanından yararlanmak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kovid-19'un yaşlılarda olduğu gibi gençlerde de ağır şekilde seyredebildiğine dikkati çeken İzdeş, "Koronavirüs yaş dinlemiyor, gençler de hastalanıyor. Hiçbir kronik hastalığı olmayanlar da çok ciddi şekilde hastalanabiliyor. Bu virüs genç, yaşlı, zengin, fakir demiyor. O yüzden herkesin kurallara uyması çok önemli." diye konuştu.

"Eve gidemediğim zamanlar çok oldu"

Hastanenin Yoğun Bakım Sorumlu Hemşiresi Ahmet İnan, Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü mart ayında salgının gelebileceği boyutun farkında olmadıklarını ifade ederek, "Süreç uzadıkça, hastalar yoğun bakıma yattıkça durumun ne kadar kritik olduğunu anladık." dedi.

Bu süreçte edindikleri tecrübeler sayesinde uyguladıkları yöntemlerle salgınla daha başarılı mücadele etmeye başladıklarını ve iyileşen hastaların sayısının arttığını dile getiren İnan, "Ben evliyim. İki çocuğum var. Eve gidemediğim, eşimi ve çocuklarımı göremediğim zamanlar çok oldu. Bakanlığın bizim için ayarladığı yerlerde kalarak mücadelemizi sürdürdük." diye konuştu.

İnan, Kovid-19'a karşı geliştirilen aşıların uygulanmasıyla salgının aşılabileceğine inandığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:

"Martta 'Maske, sosyal mesafe kuralları uygulanmalı' denildiğinde bazı insanlar bunları yapmadı. Şimdi de aşı bulundu, Bakanlığımız bunu uygun gördü. Yine bazıları şöyle böyle laflar ediyor. İnsan kendi başına gelmediği sürece işin ciddiyetini anlayamıyor. Yoğun bakımda yatan bir hasta, kendi yakını olduğunda durumun ciddiyetini anlıyor. Aşı konusunda Bakanlığımızın dediklerini yapmak zorundayız. Bakanlığımız aşıyı en iyi şekilde araştırıyor. Salgından korunmanın başka çaresi yok."

Hastanenin yoğun bakım hemşirelerinden Ayşenur Yalman da bir yandan görevlerini yaparken diğer yandan ülke için mücadele ettiklerini belirtti.

Salgınla mücadelenin fiziksel ve psikolojik olarak yıpratıcı olduğuna dikkati çeken Yalman, "Ailelerimize yaklaşamıyoruz, sarılamıyoruz. Bunun da psikolojik etkileri oluyor. Fiziksel yorgunluğun yanında psikolojik zorluklar da yaşıyoruz." dedi.

Yalman, toplumdaki her bireyin birbirine karşı sorumlu olduğunu vurgulayarak, "Salgın sürdüğü sürece tedbirlere uymak zorundayız." ifadesini kullandı.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER