ABD VE ÇİN BÜYÜKELÇİLİKLERİNE SOYDAŞLARIMIZ İÇİN SİYAH ÇELENK...

. Türkiye Kamu-Sen’in de destek verdiği eylemlerde ilk olarak ABD Büyükelçiliği önüne, sonra da Çin Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bırakıldı.

ABD VE ÇİN BÜYÜKELÇİLİKLERİNE SOYDAŞLARIMIZ İÇİN SİYAH ÇELENK...

Türkiye Kamu-Sen’in de katıldığı iki ayrı eylemle Irak’taki Türkmenlere ve Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik saldırılar protesto edildi. Türkiye Kamu-Sen’in de destek verdiği eylemlerde ilk olarak ABD Büyükelçiliği önüne, sonra da Çin Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bırakıldı.

 

Çin Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bırakıldıktan sonra açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini soydaşlarımıza sahip çıkmaya davet etti.  Irak’ta ve Doğu Türkistan’da Türkmen vatandaşlarına yönelik saldırılar karşısında hükümetin tavrını eleştiren Genel Başkan şunları söyledi:

 

“Kuzey Irak’ta ve Doğu Türkistan’da yaşayan Türkmen kardeşlerimize yönelik saldırıları kınamak için toplanmış bulunmaktayız.  Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından, bu bölgelerde yaşayan kardeşlerimize, gerçek anlamda sahip çıkmaktan uzak bir tavrın sergilendiğini üzülerek söylemek istiyorum.

 

Türkmenleri,  Barzani’nin vicdanına terk eden bir iktidar anlayışıyla karşı karşıyayız. Doğu Türkistan’da kardeşlerimizi, hainlerin vicdanına terk eden bir hükümet anlayışı sergileniyor. Eğer mesele Müslüman olmaksa, Sayın Başbakan şunu bilsin ki; Irak’taki Türkmenler de Müslümandır. Mesele Türk olmaksa; bu kardeşlerimiz de Türk’türler. Ayrıca, Doğu Türkistan’daki Uygur Kardeşlerimiz de Müslümandır ve Türk’tür.  Soydaşlarımızın Müslüman ve Türk olmaları, Sayın Başbakan tarafından bir anlam ifade ediyorsa, hükümetin çıkıp adam gibi Irak Türkmenlerine ve Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize sahip çıkacaklarını ilan etmeleri gerekir. Barzani’ye ve peşmergeye  gösterilen  itibarın, saygının binde birini bile Irak Türkmenlerine göstermeyen; Doğu Türkistan’daki soykırımı görmezden gelen bu iktidarın neye hizmet ettiğini anlamakta zorlanıyoruz.

 

Irak’taki saldırıları ve Doğu Türkistan’da yapılan katliamı kınıyorum.  Ancak hepsinden önemlisi, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yöneten Sayın Başbakan’ın ve Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun  bu kulağı duymaz, gözü görmez, vicdanı sızlamaz tavırlarını bütün Türk Milleti adına şiddetle kınadığımı belirtmek istiyorum.”

 

ABD Büyükelçiliği önünde Irak Türkleri Kültür Ve Yardımlaşma Derneği Ankara Şube Başkanı Mahmut Kasapoğlu bir basın açıklaması yaparak, Irak’ın Tuzhurmatu beldesinde meydana gelen saldırıyı protesto etti. Konuşmasında yaşanan saldırılar karşısında sessiz kalan ve soydaşlarını korumayan hükümeti eleştiren Kasapoğlu, şunları söyledi: 

 

“Irak’ın Selahattin İline bağlı Tuzhurmatu ilçesinde meydana gelen bombalı saldırıda Irak Türkmen Cephesi Başkan yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu, Selahattin Vali yardımcısı Ahmet Koca ve çok sayıda sivil Türkmen vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Irak’ta Türkmen coğrafyasının demografisini değiştirme planı yeni değildir. Ancak söz konusu plan değiştirme son yıllarda akan kanla hız kazanmıştır. Türkmenlerin Irak’ta var olmasını istemeyen güçler, Türkmen bölgesinde güvenlik ortamını ve  istikrarını tamamen bozmuş durumdadır.  2003 ABD işgalinden bu yana Anayasaya aykırı olarak Kerkük’te bulunan Barzani gruplarına bağlı sözde asayişi sağlamak için Kerkük’e yerleşen yabancılar başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere uluslar arası sivil toplum örgütleri, insan hakları bu olayları görmezlikten gelmişlerdir.  Bu patlamalar da bunun neticesi olmuştur. Şehirde patlamalar, adam kaçırma, ve her türlü insanlık dışı muamele neredeyse her gün yaşanan hadiseler haline gelmiştir. Barzani yönetiminin Kerkük ve Tuzhurmatu gibi ihtilaflı bölgeleri Kürt bölgesiymiş gibi lanse etmesi sürekli bir çatışmaya davetiye çıkarmaktadır. Silahsız ve savunmasız olan Türkmenlerin böyle bir çatışmada bir katliam ile karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Irak’ta yaşayan Kürtler ve Araplar Türkmen toprakların yayılmacı politikalarıyla ve silah gücüyle gasp etmektedirler.

 

Türkiye Cumhuriyet hükümetini, BM’yi bu olaylara karşı sessiz kalmakla suçlayan Kasapoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

“ Orada bir halk yok edilmek istenmektedir. Buradan Türk halkına ve devletine çağrıda bulunuyoruz. Daha fazla geç kalınmadan Türk hükümetinin kandaşları için acilen siyasi bir girişimde bulunmaları gerekmektedir.  BM’nin devreye girmeli, Irak merkezi hükümeti ile Kuzey Irak yönetimi arasındaki sorunlar Türkmen bölgeleri dışına çıkarılmalı, Türkmen bölgesinde yeni güvenlik bir sistemi kurulmalı ve bölgede çoğunluğu teşkil eden Türkmenlerin bu yapı içinde etkin bir konuma gelmesi sağlanmalıdır.   Irak’ta Türkmenlerin can güvenliği Irak devletinin emanetindedir ve yaşananlardan birinci derece sorumlu Amerika Birleşik Devletleri ve onun vali statüsünde olan Maliki hükümeti ve Barzanidir. Biz Türkmenler, özgür dünyadan insan hakları kuruluşlarından BM’den ve herkesten ve her şeyden önce kardeşimiz Türkiye’den, oradaki insanların can güvenliğini korumakla ilgili gerekli tüm siyasi ve diplomatik müdahalelerin ivedilikle yapılmasını talep etmekteyiz. Sonuç olarak bilinmelidir ki Tuzhurmatu, tarihi ve kültürel dokusuyla Türkmen karakterli bir Türkmen kazası olup  belirli bir bölgeye veya gruba peşkeş çekilmesi mümkün değildir. Türkmenler Irak Anayasasından aldıkları güç ve Irak’ın temel unsurlarından biri olduklarının bilinci ile başka bir etnik oluşumun parçası olmayı reddetmekte fakat aynı zamanda Irak Hükûmetini filli duruma el koymaya ve etnik bir kıyımla karşılaşma ihtimali yüksek olan Türkmenleri korumak için gerekli tedbirleri almaya davet etmektedir. Türkiye’den talebimiz, siyasi boyutta bir taleptir. Irak hükümetine, bölge hükümetine, Irak’taki etkili parti grupları ile bu konuyu ele alıp Türkmenlerin can güvenliğinin sağlanmasına destek vermesini bekliyoruz.”

 

Daha sonra Çin Büyükelçili önüne gidilerek bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı yapan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği  Ankara Şube Başkanı Hayrullah EFENDİGİL de 25 ve 26 Haziran tarihlerinde Doğu Türkistan’da meydana gelen saldırıyı kınadı. Efendigil açıklamasında şunları söyledi:

 

“25 ve 26 Haziran günleri ne yazık ki acılarımızın katlandığı, Türk’e reva görülen zulmün zirveye çıktığı bir gün olarak kayıtlara geçmiştir. Evvela 25 Haziran günü Kuzey Irak’ta Türkmen kardeşlerimizin yoğun bulunduğu bölgelerden biri olan Tuzhurmatu’da, Türkmen Cephesi Genel Başkan Yardımcısı Ali Haşim MUHTAROĞLU ile 6 Türkmen kardeşimiz bombalı bir saldırı sonucu şehadete ulaşırken. 35 Türkmen kardeşimizde yaralanmıştır.. Kuzey Irak’ta Türkmen kardeşlerimizin yaşadıklarının acısı henüz taze iken bu kez de aziz vatan Doğu Türkistan’ımızdan kara haberler gelmeye başladı. 26 Haziran sabahı Turpan şehrine bağlı Lukçün kasabasında Çinliler ile Doğu Türkistanlıların çatıştığı bilgisi elimize ulaştı. Çin resmi haber ajansı ile Çinli yetkililerin verdiği bilgide Uygurların çeşitli yerlere baskın düzenlemesi neticesinde çıkan çatışmada 27 kişinin öldüğü söylense de, bölgeden edindiğimiz bilgiye göre Turpan’da yaşanan olay yine Çin’in bölge halkına uyguladığı baskı ve şiddetin neticesinde meydana geldiğidir.”

 

Ara verilmeksizin soydaşlarımıza yönelik saldırıların devam ettiğini hatırlatan Efendigil, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bu olaylar karşısında tavrını soydaşlarımızdan yana koymadığını ifade ederek sözlerini şu sözlerle tamamladı:

 

“Son günlerde yaşanan bu vahşet ortamı dediğimiz gibi biz Türk milletinin yaşadığı coğrafyaları hedef almış kalplerimize tarifi imkansız yaralar açmıştır. Nerede ise bir haftaya yaklaşan olaylar silsilesine dünyanın birçok yerinden ve özellikle batı dünyasından tepkiler gelirken. Yanı başımızda olan Tuzhurmatu ile Doğu Türkistan’da yaşananlara Türkiye’den resmi olarak bir açıklamama gelmemesi yaralarımızı daha da ağırlaştırmıştır. İslam dünyasının karmaşık ve içinden çıkılamaz durumu ortada iken Türk ve Müslüman coğrafyaların umudu Türkiye Cumhuriyeti makamlarının hepten sessizliğe bürünmesi bizlerin içinde yanan istiklal ve istikbal ışığımıza gölge düşürmektedir. Buradan hükümete ve yetkili mercilere sesleniyoruz. Türk’ün ve İslam dünyasının yegâne istinatgâhı Türkiye Cumhuriyetidir, öyle ise makamlarınızın hakkını teslim ediniz. Türk ve Müslüman olan kardeşinize sahip çıkınız”.

 

Basın açıklamalarının ardından ABD ve Çin Büyükelçilikleri önüne siyah çelenk bırakıldı.  Olaysız bir şekilde sona eren eylemlerde sık sık sloganlarla soydaşlarımıza yönelik saldırılar protesto edildi.

 

Eyleme, Türkiye Kamu-Sen Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türk Kültür Sanat-Sen Genel başkanı Hasan Hüseyin Yılmaz, Türk Emekli-Sen Genel Başkanı Osman Özdemir ve sendika genel merkez yöneticileri de katıldı.

Güncelleme Tarihi: 30 Haziran 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER