ANALAR AĞLAMAYACAK(!)MIŞ

ANALAR AĞLAMAYACAK(!)MIŞ
   Millî birliğimizin pekişmesine katkı sunar, “millî ve manevî değerlerimiz”etrafında kenetlenirsek  Cennet vatanımızda, hiç bir küresel projenin gerçekleşme ihtimali olamaz.
   Devlet adamlarının davranışları ve sözleri -her zaman-mercek altındadır. Sorumluluk sahibi her şahıs;sözlerini ölçüp biçerek, nereye varacağını düşünerek sarfetmelidir.
   Başbakanımızın geçtiğimiz günlerde bir iftarda şehitlerimiz için yaptığı “talihsiz açıklama”;vicdan sahibi herkesi derinden üzmüş, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmıştır.Peygamberlikten sonra,en yüce makam olduğuna inandığımız “şehitlik”adına yapılan bu bedbaht açıklamayı sizlerle paylaşmak istedim:
“Kazada öldüğünü varsayın”  
   Şehit aileleri ve gazi yakınları için düzenlenen iftar yemeğine katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye’de şehitlik konusunun birileri tarafından istismar edildiğini öne sürdü. “Ölüm haktır. Öyle veya böyle hepimiz öleceğiz. Ölüm yaşla bağımlı değildir. En yaşlı olan ölür, en genç ölmez diye bir şey yok. Kimin nerede, ne zaman, nasıl öleceği belli değildir. Ne bir saat ileri, ne bir saat geri” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Şu anda içimizde şehitlerimiz olduğu gibi, şehitlerimizin dışında da kim bilir bu, bir hüznün tekrarlanması olmasın ama bir gerçeği teyit etmek için, tespit için söylüyorum çocuk yaşta yavrularını kaybeden annelerimiz, babalarımız var, yakınlarımız var, değil mi? Herhangi bir hastalık sebebiyle olabilir, trafik kazası sebebiyle olabilir. Şu anda trafik kazalarında kaybettiğimiz insan sayısı teröre maalesef şehit olarak verdiğimizden çok daha fazla. Bununla ilgili feryat var mı, yok. ’Trafik kazası’diyor, gelip geçiyoruz ama terörle ilgili olduğu zaman... Birileri çok kaşıdığı için, üzerine üzerine giderek buradan maalesef birileri bir şeyler toplamak istiyor.” ( Yeniçağ Gazetesi, 17.07.2013 )
    Yârdan,anadan serden geçebilenlersayesinde varlığımızı sürdürüyoruz.Şehitlerimize, “çok şey borçlu olduğumuz” gerçeğini   -bir an bile-aklımızdan çıkarmayalım.
  Unutmak;tükenmek,yok olmaktır. Dünümüzü unutursak içinde yaşadığımız anı verimli kılamaz,yarınımızdan emin olamayız. Kahraman ecdadımıza lâyık evlât ve torun olmak istiyorsak ülkemize dayatılan “küresel  proje”nin farkında olup ihanet projesinin gerçekleşmemesi için, bütün gücümüzle karşı koymalıyız.
  PKK; bölücü,taşeron bir örgüttür.
  Bu gerçeği görmezden gelerek “dün başka,bugün daha başka”söylemler geliştirirseniz bölücülüğün değirmenine su taşır, bölücülerin elini güçlendirirsiniz. Yapılan tam da budur. Hafızamızı yoklayalım:
   Başbakan Erdoğan-yaklaşık 3 yıl önce- şunları söylemişti:"Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir…"(23 Ağustos 2010, Kayseri Mitingi)
   Peki, AKP'nin ikinci adamı Bülent Arınç o günlerde ne diyordu:
“Biz teröristle, örgütle pazarlık yapacak namussuz, şerefsizlerden değiliz.''(Yıldıray ÇİÇEK,Ortadoğu Gazetesi-17.07.2013 )
 Geldiğimiz noktada; teröristbaşı ve bölücü terör örgütü ile pazarlık masasına oturulduğuna,İmralı canisinin bütün talepleri adım adım yerine getirildiğine göre Başbakan ve yardımcısının durumuna Allah kimseyi düşürmesin,diyorum.  Hem Başbakan’ın hem de yardımcısının dün söylediklerini,bugün inkâr edercesine davranış ve söylem geliştirmesi; “Türk  Milleti’nin aklıyla alay etmenin yanında, bölücülere de taviz vermek”ten başka hiç bir işe yaramamıştır.
   Dayatılan süreci; “akan kan dursun, analar ağlamasın.”yalanlarıyla izaha çalışmak, beyhude bir gayrettir.
  Aslolan ; anaların değil,öncelikle “vatan ana”nın ağlamamasıdır. Milyonlarca vatansever Türk’ün şu “ortak ses”te birleştiğine-yürekten-inanıyorum: EY VATAN! GÖZ YAŞLARIN DİNSİN; YETİŞTİK , ÇÜNKÜ BİZ.
 Bölücü terör örgütü mensupları ve yandaşları; Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki bazı illerimizde kontrolü ele geçirip zafer çığlıkları atarken Başbakan’ın -hâlâ- 30 yıldır devam eden terörü sonlandırmak, red, inkâr ve asimilasyon politikalarının izlerini silmek için “çözüm süreci”adını verdiğimiz bu süreci kararlılıkla sürdürüyoruz.şeklinde açıklama yapması,ülkemizin içine düşürüldüğü vahameti-bütün çıplaklığıyla-gözler önüne sermektedir.
   Hiç bir şer güç; “vatanın,sahipsiz olduğu”düşüncesine kapılarak yanlış hesap yapmasın.Çünkü; AL BAYRAKTIR, ANA YURDUN GELİNİ/BU CANI TÜRKLÜK’E ADADIM ANNE!  ON İKİ YAŞIMDA ETTİM YEMİNİ./BU CANI VATANA ADADIM ANNE !.....diye haykıran  milyonlarca Türk Oğlu Türk, kutsal değerlerimizin sigortasıdır.
       21 Temmuz 2013 

     Ali BENLİ
  Türk  Eğitim-Sen Kayseri 1 No’lu Şube Başkanı
 
Güncelleme Tarihi: 24 Temmuz 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER