'ATATÜRK BU ÜLKEYİ BİZE HEDİYE ETMEKTEN BAŞKA NE YAPTI?'

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Ntv’ye katılarak, 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan komisyon kararlarını değerlendirdi

'ATATÜRK BU ÜLKEYİ BİZE HEDİYE ETMEKTEN BAŞKA NE YAPTI?'
Karma eğitimi tartışmaya açmak isteyen bir zihniyet söz konusudur. Okullarda ayırdığımız bu evlatlarımızı yarın çalışma hayatında nasıl bir araya getireceğiz?
Eğitim-Bir-Sen’in karma eğitim ile ilgili teklifi hakkında konuşan Genel Başkan Koncuk şunları söyledi: “Az önce haberlerde Eğitim-Bir-Sen temsilcisinin konuşmalarından, karma eğitimin kaldırılması ile ilgili tekliflerini farklılaştırdıklarını anladım. MEB yetkililerinin, bu önerinin gündem dışı olduğuna ilişkin açıklamalarından sonra Eğitim-Bir-Sen’in ‘karma eğitim ortadan kalksın’ şeklinde tekliflerini ‘kız okulu ise sadece kız öğrenciler gitsin’ şeklinde revize ettiklerini; karma eğitimin kaldırılmasına yönelik tekliflerini biraz daha ehlileştirilmeye çalıştıklarını görüyorum. Eğitim-Bir-Sen bir anlamda asıl teklifinden geri adım atmış gibi görünüyor.
Bugün karma eğitimi tartışmaya açmak isteyen bir zihniyet söz konusudur. Ortada ise ciddi bir tezat vardır. Türkiye, başörtüsüyle de olsa kadınların çalışma hayatında erkeklerle birlikte omuz omuza bu mücadelede olmasına karar verdi. Bu çok güzel bir karardır. Okullarda öğretmenlerimiz, hastanelerde doktorlar, ebeler, hemşireler ve diğer tüm kamu kurumlarında çalışanlar isterlerse başörtüsüyle bu görevlerini ifa ediyorlar. Bu karar, çalışma hayatında kadın ve erkeğin herhangi bir kıyafet sınırlamasına tabi tutulmadan Türkiye’nin geleceği adına beraber çalışmaları, değer üretmeleri için alındı. Eğitim Bir Sen’in karma eğitim ile ilgili teklifi ise, bu iddiaya çok ters. Okullarda ayırdığımız bu evlatlarımızı yarın çalışma hayatında nasıl bir araya getireceğiz? Bu durum psikolojik olarak da birtakım sıkıntılar yaratır.”
Türkiye’de karma eğitim Cumhuriyet modeli bir eğitimdir. Karma eğitimin, yüce dinimiz İslam ile örtüşmeyen hiçbir tarafı yoktur.
Türkiye’de karma eğitimin Cumhuriyet modeli bir eğitim olduğunu, bunun yüce dinimiz İslam ile örtüşmeyen hiçbir tarafı bulunmadığını bildiren Koncuk, “Türkiye’de İslamcı geçinen bir kısım çevrelerin İslamcılıktan ne anladıklarını anlamak mümkün değildir. Hz. Peygamberimiz ‘İlim Müslümanın yitik malıdır. Onu nerede bulursa alsın’ diye buyuracak, biz ise tüm bunları bir kenara bırakacağız ve okullarda kız ve erkek öğrencileri ayıracağız. Yok böyle bir şey!
Öte yandan okullarda kız ve erkek öğrencilerin ayrılmasının cinsel birtakım problemleri de beraberinde getirme ihtimali uzmanlar tarafından değerlendirilmelidir. Bakınız; Endüstri Meslek Liselerinde görev yaptım. Kız öğrenciler bu liselerde okumaya başladıktan sonra erkek öğrenciler, gerek tavırlarında ve konuşmalarında gerekse kılık kıyafetlerinde daha özenli davranmaya başladılar. Bu, eğitim içinde değerlendirilmesi gereken bir konudur” diye konuştu.
Atatürk ile bir probleminiz mi var? Atatürk bu ülkeyi bize hediye etmekten başka ne yaptı? İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin adından neden rahatsızsınız?
            Türkiye’ye, ‘yeni Türkiye’ diye yaklaşan zihniyetin Atatürk’ü yok etmeye çalıştığını görmemek için gözlerimizin kör, kulaklarımızın sağır olması gerekir.
Şûra’da TC. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin adının değiştirilmesi ile ilgili teklif verildiğini de söyleyen Koncuk, “TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin adının değiştirilmesini, bu dersin sosyal bilgiler dersi içinde yapılmasını öngören teklif bizim de gayretlerimizle kabul edilmedi. Ama Eğitim- Bir-Sen dediğimiz sendikanın temsilcileri bu dersin adının değiştirilmesi doğrultusunda oy verdi. İşte böyle bir sendikadan bahsediyoruz. Atatürk ile bir probleminiz mi var? Atatürk bu ülkeyi bize hediye etmekten başka ne yaptı? İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin adından neden rahatsızsınız?
‘Rejim tartışması yapmıyoruz’ diyorlar ama sizin hayatınız rejim tartışması. Türkiye’ye, ‘yeni Türkiye’ diye yaklaşan zihniyetin Atatürk’ü yok etmeye çalıştığını görmemek için gözlerimizin kör, kulaklarımızın sağır olması gerekir. Andımızın kaldırılmasını bunlar alkışladılar. İnkâr etmesinler. Düşüncelerini yiğitçe, delikanlıca söylesinler, el altıdan iş çevirmesinler” diye konuştu.
Mülakatın sakıncalarını yönetici atamalarında gördük. Ne kadar yandaş varsa okul müdürü yapılırken, bizim üyelerimiz, AKP’nin değirmenine su taşımayacak insanlar elendiler. Yarın eğitim fakültelerine de mülakatla öğrenci alırsanız, bu sistemde kimlerin başarılı olacağını tahmin etmek zor değil.
 “Biz şu anda zaten komisyon kararlarını konuşuyoruz. Bunlar elbette genel kurul aşamasında netleşecek. Benim bildiğim şu: Tüm Milli Eğitim Şûralarında alınan komisyon kararlarının büyük çoğunluğu genel kurulda kabul edilmiştir” diyen Koncuk, eğitim fakültelerine mülakatla öğrenci alınması teklifinin komisyonda kabul edilmesini de değerlendirdi.
Koncuk şunları söyledi:  “Eğitim fakültelerine mülakatla, yani bir anlamda torpil ile öğrenci alınacak. Böyle bir şey olabilir mi? Üniversite sınavında başarılı olmuş öğrencileri heyet karşısına çıkaracaklar ve onları mülakata tabi tutacaklar. Mülakatın sakıncalarını yönetici atamalarında gördük. Ne kadar yandaş varsa okul müdürü yapılırken, bizim üyelerimiz, AKP’nin değirmenine su taşımayacak insanlar elendiler. Yarın eğitim fakültelerine de mülakatla öğrenci alırsanız, bu sistemde kimlerin başarılı olacağını tahmin etmek zor değil. Mülakat sistemine akademisyen unvanı olan bazı arkadaşlarımızın evet demesine de şaşırıyorum.”
Biz, din eğitimine karşı değiliz, dinin siyasallaştırılmasına karşıyız. Din, bu milletin ortak paydasıdır. Biz, dini istismar ederek birtakım çıkarlar sağlama peşinden koşulmasından, yani dinin pazarlanmasından yana değiliz. Dini temel bilgilerin verilmesinde yanlışlık görmüyorum.
Okul öncesinde değerler eğitimi verilmesi ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflarda okutulması tekliflerinin komisyonda kabul edilmesini de değerlendiren Koncuk, din eğitiminden yana, din istismarına karşı olduğunu kaydetti. Koncuk şunları söyledi: “Ben küçük yaşlarımda dahi imamlarımız tarafından verilen eğitime katılmış ve birçok duayı burada öğrenmiş bir insanım. Biz, din eğitimine karşı değiliz, dinin siyasallaştırılmasına karşıyız. Din, bu milletin ortak paydasıdır. Biz, dini istismar ederek birtakım çıkarlar sağlama peşinden koşulmasından, yani dinin pazarlanmasından yana değiliz. Dini temel bilgilerin verilmesinde yanlışlık görmüyorum. İlkokul 1, 2 ve 3’üncü sınıflarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi verilmesinden yanayım. Hatta bu derslerde Aleviliğin doğru tanımlanarak verilmesinden de yanayım. Şu anda birçok Sünni vatandaşımız Aleviliği, Alevi vatandaşımız da Sünniliğin ne olduğunu bilmiyor. Bunlar tezat şeyler gibi değerlendiriliyor ve insanlarda birbirine karşı bir sevgisizlik oluşabiliyor. Biz aynı derslik ortamında hem Aleviliği, hem Sünniliği anlatırsak, çocuklarımız çok farklı düşünmediklerini, çok farklı anlayışlarda olmadıklarını anlayacaklardır. Ben Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin 1, 2, 3’üncü sınıflarda verilmesini, Hz. Peygamberimizin Hayatı ve Kuran-ı Kerim derslerini yanlış bulmuyorum. Ama şu da bilinmelidir ki: Din kimsenin babasının malı değildir. Milletimize kimse böyle takdim etmesin. Bu millet yüzyıllardır Müslüman bir millettir. Bu ülke bir siyasi partiyle de Müslümanlaşmış bir ülke değildir” diye konuştu. 
Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER