BİDAHA OLMASIN YOKSA !

Kadına şiddet olayları, son zamanlarda yoğun olarak medyaya da yansıyarak kamuoyunun gündemine oturmuştur.

BİDAHA OLMASIN YOKSA !
Bu toplumsal sorunun önlenmesi amacı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı harekete geçmiştir. Bu çerçevede bir dizi koruyucu önlemleri içeren yasa tasarısı hazırlanarak meclisin gündemine getirilmesi amaçlanmaktadır. Hazırlanan bu yasa taslağı içerisindeki “Dayakçı erkek; öfke kontrolü, Stresle başa çıkma ve davranış değiştirmeyi hedefleyen eğitim programlarına katılmak zorunda kalacaktır.” şeklinde ki madde ile şiddetle baş etme konusunda önemli bir adım atılmış olarak değerlendirilmektedir.
      

Bu maddeden yola çıkarak, değerlendirme mi daha derine ve işin asıl önemli yönü olan, “önleyici” hizmet anlayışına getirmek istiyorum. Yapılan bütün araştırmalar göstermiştir ki, şiddete maruz kalarak ya da tanık olarak büyüyen çocukların çoğunluğu şiddeti yaşamlarındaki sorunların çözümünün bir parçası olarak görmektedir. Bu durum şiddetin uzun vadeli bir çözüm olmadığını, aksine şiddetin katlanarak şiddeti doğurduğunu ortaya koymaktadır.Bugün yaşanan şiddet olaylarının sanıklarının geçmişleri incelendiğinde şiddet olaylarının mağdurları olduklarını net olarak görebilmekteyiz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının gündeme getirdiği, şiddeti uygulayan kişilerin destek almaları gerekliliği maddesi düşünüldüğünde, bu taslağın bu şekli ile gerçek manada çözümün bir parçası olamayacağı sadece geçici bir tedbir olarak kalacağı görülebilmektedir.
     

Bu çerçevede asıl yapılması gereken, bahsi geçen yasa taslağındaki maddenin kapsamının genişletilerek şiddete maruz kalan ve bu süreçten asıl olumsuz etkilenen çocuklarımızın da mutlaka bu kapsama dahil edilmesidir. Bilinmektedir ki çocuk denildiğinde daha çok eğitim cağındaki bireyler anlaşılmaktadır. İşte bu sebeple işin içine Milli Eğitim Bakanlığının ve ilgili birimlerinin dahil edilmesi, erken müdahale ve önleyici hizmetlerin kalıcılığı anlamında önem arz etmektedir. Bugün okullardaki psikolojik danışmanlık hizmetlerinin işleyişi sırasında, okul psikolojik danışmanlarının baş etmekte en çok sorun yaşadıkları konu, aile içinde şiddete maruz kalan çocukların yaşadıkları travmaların çözülmesidir. Çünkü bu travma çocuğa her ne kadar gerekli psikolojik destek sağlansa da eve gittiğinde aynı duruma maruz kaldığı için tam anlamı ile atlatılamamaktadır. Aile ile ilgili okul psikolojik danışmanının okula davet etmekten başka yapabileceği hiçbir yaptırımı olmaması da bu tür sorunların çözümünü imkansız hale getirmektedir. Daha da kötüsü şiddete maruz kalan bu çocuklar gerek kendisine gerekse çevresine zarar verebilme potansiyeli taşıyarak okullarda yaşanan olayların önemli çoğunluğunda karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, sadece şiddete maruz bırakılan çocuk ailelerinin değil mümkün oldukça her ailenin gerek duyulduğunda uygun eğitim programlarına alınması ve bu ailelere Psikolojik destek sağlanması gerekmektedir. Bu konunun Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan psikolojik danışmanların ve psikologların aile terapisi konusunda gerekli eğitim ve sertifika programlarına alınarak, oluşturulacak yeni birimlerde kadrolandırmaları yapılarak bu psikolojik desteğin verilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca psikolojik desteğin önemli bir sağlık hizmeti olduğu düşünülerek,  nasıl bir hastaneden sigortalı bir vatandaş bedava veya kısmı ücret ödeyerek hizmet alabiliyorsa, aynı şekil de psikolojik desteği de bu işi doğru ve profesyonel yapan kurumların SGK kapsamına alınmasıyla şiddet olaylarının tüm mağdurlarının zorunlu psikolojik destek alabilmelerinin yasal alt yapıları hazırlanarak önü açılmalıdır. Kalıcı çözümlerin  ancak böyle uzun vadeli ve uygulanabilir planlamalarla elde edilebileceği unutulmamalıdır.
                                                                                         
            
            Gökhan YAZICI

            Psikolojik Danışman 
            Türk Eğitim-Sen İstanbul 9 Nolu Şube Teşkilat Sekreteri




Güncelleme Tarihi: 20 Ekim 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER