Bir Eğitim Öğretim Yılını Daha Çözüm Bekleyen Sorunlarla Karşılıyoruz!

Genel Başkanımız Ünsal Yıldız'ın 2011-2012 Eğitim - Öğretim Yılı İle İlgili MEB Önünde Yaptığı Basın Açıklaması.

Bir Eğitim Öğretim Yılını Daha Çözüm Bekleyen Sorunlarla Karşılıyoruz!

2011-2012 eğitim öğretim yılı 19 Eylül Pazartesi günü ders zilinin çalmasıyla başlayacak. Eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır karşı karşıya kaldığı sorunlar, yıllar içinde artarak devam etmiş, bugün içinden çıkılamaz hale gelmiştir. 2011-2012 eğitim öğretim yılı başında, önceki dönemlerde olduğu gibi, eğitimin çözüm bekleyen en temel sorunlarını çözme noktasında yeterince adım atılmamış olmasından dolayı var olan sorunlar artarak sürmektedir.

 

Eğitim sisteminde yaşanan sorunlar elbette bugün ortaya çıkmamış, yıllardır sürdürülen serbest piyasacı, eğitimi ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları ile “piyasa ilişkileri” içine çekmeyi hedefleyen bilinçli politikaların bir birikimi olarak bugünlere gelinmiştir.
 
AKP iktidarı döneminde söz konusu olumsuz birikimi daha da arttırmak için çok sayıda adım atılmış, eğitim sistemimiz adeta yap-boz tahtasına dönüştürülmüştür. Geçtiğimiz yıllar içinde kamu hizmetlerinde yaşanan yaygın ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları, bir bütün olarak eğitim sistemini ve eğitimin bileşenlerini de doğrudan olumsuz etkilemiştir.
 Kamusal eğitimin zayıflatılması, eğitimin tamamen paralı hale getirilmek istenmesi, ilköğretim ve ortaöğretimde dershanelerin tarihte hiç olmadığı kadar öne çıkması, cinsiyet, etnik kimlik ve mezhep ayrımcılığına ilişkin uygulamalar, ataması yapılmayan öğretmenlerin durumu, ücretli-vekil öğretmenlik uygulamalarının devam etmesi, yaşanan yoğun siyasi kadrolaşma uygulamaları, öğretmenlerin ek ders ücretlerinde yaşanan sorunlar, hizmetli, memur ve teknik personelin sorunları, üniversitelerde yaşanan akademik ve idari sorunlar vb gibi pek çok sorunun çözümü için adım atılmadığı gibi, geçtiğimiz dönemde bu sorunlara yeni sorunlar da eklenmiştir.

2011-2012 eğitim öğretim yılı öncesinde derslik, okul, öğretmen, memur ve hizmetli açıklarına da çözüm üretilmemiş, okulların araç gereç ve fiziki altyapı ihtiyaçları giderilmemiş, eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, sosyal ve özlük haklarında kayıplar yaşanmış, üniversite kapılarındaki yığılmayı önlemek için gerekli adımlar atılmamıştır. Kısacası her yıl yaşanan sorunlar geçtiğimiz yıl içinde daha da artarak devam etmiştir.

 

Eğitim Sen olarak eğitim sisteminde yaşanan sorunlar ile ilgili olarak hazırlamış olduğumuz “2011–2012 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu” başlıklı raporda öne çıkan sorunların çözümü noktasındaki taleplerimiz  şu şekildedir:

 

*      Eğitim temel bir insan hakkıdır. Hiç kimsenin eğitim hakkından yoksun bırakılmaması için hükümet, tüm yurttaşlara ayrım gözetmeksizin eşit ve parasız olarak eğitim olanağı sağlamalıdır.

*      Eğitim hizmetini ticarileştiren tüm politikalara son verilmelidir. Kamusal, parasız, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim hakkı çerçevesinde eğitim hizmeti yeniden örgütlenmelidir.

*      Eğitim süreci özgür düşüncenin önünü açacak, çocukların zihinsel gelişimlerine yardımcı olacak biçimde düzenlenmeli, bilimsel bir temelde ve gerçek anlamda laik bir anlayışla yürütülmelidir.

*      AİHM kararlarına, insan haklarını, din ve vicdan hürriyetini düzenleyen uluslararası düzeyde imzalanmış birçok anlaşmaya rağmen çocuklarımıza dayatılan ‘zorunlu din dersi’ uygulaması, eğitimin laikliği ilkesine aykırıdır. Bu anlamda derhal uygulamadan kaldırılmalıdır.

*      Türkiye, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmeli, çocuklarımızın haklarından yararlanabilmesi için gerekli olan düzenlemeleri en kısa sürede gerçekleştirmelidir.

*      Öğretmen açığı ile işsiz öğretmen sayısı arasındaki denge de düşünülerek, işsiz öğretmenlerin tamamının kadrolu iş güvenceli olarak atamaları yapılmalıdır.

*      Müfredat, demokrasi karşıtı (ırkçı, etnik ayrımcı, dışlayıcı, cins ayrımcı, farklı kültürleri yok sayan, savaş yanlısı, piyasacı vb) öğelerden arındırılmalıdır.

*      Ders kitaplarının hazırlanma ve denetim süreçleri bilimsel kurullar aracılığıyla ve demokratik katılım süreçlerine açık bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.

 

*      Okul ve derslik ihtiyaçları en kısa sürede gerçek rakamları ile tespit edilmeli, okullaşma oranlarının arttırılması ve özellikle kız öğrencilerin eğitim sürecine katılmaları konusunda özel çabalar sarf edilmeli, taşımalı eğitim ve birleştirilmiş ve kalabalık sınıflar uygulamasına son verilmelidir.

*      Okulöncesi eğitimde yeterli sayıda ve mesleki eğitim almış öğretmen, sosyal hizmet uzmanı ve personel alımı yapılmalı, kamuya ait okul öncesi eğitim kurumu sayısı arttırılmalıdır.

*      İlköğretime gereken önem verilmeli, çocukların temiz su ve sağlıklı beslenme ihtiyaçlarının parasız olarak karşılanması ve düzenli sağlık taramasından geçirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.

*      İsteyen her ortaöğretim mezununun ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bir yükseköğretim programına, sınavsız-elemesiz bir şekilde geçmesi ve parasız olarak eğitim görmesi sağlanmalıdır.

*      Engellilerin eğitim hakkından yararlanmalarında yaşadıkları sorunları gidermek için bütçeden yeterli kaynak ayrılmalı, kamuya ait eğitim merkezlerinin sayısı arttırılmalı, buralarda alanında eğitim almış ihtiyaca uygun sayıda kadrolu öğretmen, rehberlik uzmanı, psikolojik danışman ve yardımcı hizmet personeli istihdam edilmelidir.

*      Eğitim yöneticileri önceden belirlenmiş bilimsel kriterler temelinde, demokratik bir şekilde gerçekleştirilecek seçimlerle belirlenmelidir.

*      Eğitim işkolunda var olan sendikaların, veli ve öğrencilerin yönetim ve karar süreçlerine katılımı sağlanmalıdır.

*      MEB bünyesinde yönetim kademelerinin tümünde kadınların eşit temsiliyeti sağlanmalıdır.

*      Eğitim emekçilerinin hak alma mücadelesi sonucunda karşı karşıya bırakıldıkları sürgün, soruşturma, baskı gibi çağ dışı uygulamalara en kısa sürede son verilmelidir.

Güncelleme Tarihi: 18 Eylül 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER