BİR SÜRGÜNÜN HİKÂYESİ

BİR SÜRGÜNÜN HİKÂYESİ
 
Her zamanki gibi sabah öğretmenler odasında simitle kahvaltı yapıyordu. Bir öğrenci geldi. Mehmet’ in okul çantasını kendisine verip okuldan çıktığını söyledi. Son zamanlarda Mehmet’ te böyle davranışlar baş göstermişti, listeden annesinin numarasını buldu, telefonunu çıkardı, aradı bilgi verdi. Bu, birkaç gün daha böyle devam etti.
 
Aradan 10 gün geçmişti ki soruşturma açıldı. Sebep: Öğrenci velisini telefonla taciz etmek… Savcılık, GSM şirketinden konuşma dökümlerini istedi. Arka arkasına dört gün sabah görüşme yapılmış. Gençti, bekârdı, ne yaptıysa ispat edemedi. İtibarı iki paralık olarak yakın ilçelerden birine sürüldü.
 
* * *
 
Kolay değildi 2 sene çalışıp da iftirayla görev yeri değiştirilmek… Dava açmadı, her belge ve bilgi kendi aleyhineydi. Bunda da vardır bir hayır, dedi. Yeni okulunu sevmişti hani. Öğretmen arkadaşlar da iyiydi. Aradan 5 sene bir çırpıda geçiverdi.
 
Yine bir sabah gazete koltuğunda, simitler elinde öğretmenler odasına girdi. Kahvaltı yaparken manşetten verilen cinayet haberi gözüne ilişti. Eski ilçesinde cinnet geçiren koca, eşini ve sevgilisini öldürmüştü. Resimlere bakınca şoke oldu. Kadın, Mehmet’ in annesiydi. Haberi okuyunca nasıl bir entrikanın içine atılarak sürgün edildiğini anladı. Mehmet’ in annesi mahalledeki atari salonu sahibiyle aşk yaşıyordu. Mehmet de bunu bildiği için çantasını okula bırakıp sabahları atari salonuna gidiyor, öğlene kadar atari oynayıp eve geliyordu. Annesi; Mehmet’ i babasına şikâyet edemiyor, okuldan gelen şikâyetleri de örtbas edebildiği kadar örtbas ediyordu. Ama en sonunda sevgili atarici çözüm bulmuştu. Sabahları kendisini arayan öğretmen hakkında suç duyurusunda bulunup suyu bulandıracaklar böylelikle aşklarından kimse şüphelenmeyecekti. Plan ilk etapta tuttu. Öğretmen sürüldü. Ama Mehmet büyüyüp annesinin ne büyük yanlış içinde olduğunu anlayınca her şeyi babasına anlattı. Babasının gözü dönmüştü, eşini ve sevgilisini öldürdü. Aklına sürgünün iptaliyle ilgili dava açmak geldi ama heyhat 5 sene olmuştu yani zaman aşımı…
 
* * *
 
Yıllar birbirini kovaladı, yeni okulunda 10. yılıydı. Okula yeni gelen müdür yardımcısıyla ara ara tartışmaları da olmuyor değildi. Müdür yardımcısı farklı sendikanın üyesiydi, ayrım yapıyordu. Hafta sonu okulda yapılacak sınav için görevli öğretmenler kura çekilmeden belirlenmişti. Hemen itiraz etti. Müdür yardımcısı hakaret eder gibi konuştu, müdüre çıktı. O da tersledi. İşin içinde bir iş vardı. Müdür, müdür yardımcısını hiç sevmiyordu. Hemen ilçe millî eğitim müdürlüğüne bildirdi durumu. Sınav hafta sonu o gözetmenlerle yapılmıştı. Soruşturma açıldı. Görevli öğretmenler kura çektiklerini söylediler. Sonra birkaç tutanak çıktı ortaya. Güya bizimki, müdür yardımcısına küfredip saldırmış. Ne hikmetse müdür yardımcısını da o sınava kura çekmeden gözetmen olarak giren öğretmenler kurtarmış. Bizimkine yine yol göründü.
 
* * *
 
Bu kez çok uzak bir ilçeye gönderdiler. İki ay görev yaptıktan sonra öğrenci yetersizliğinden okulun kapatılacağına dair bir yazı geldi. İl içi yer değişikliği hakkı doğmuştu. Ancak tercihler dilekçe yoluyla alındı. Okuldaki 13 öğretmen ilk tercihlerine, birkaçı ikinci yerleşirken bizimki son tercihine atandı. 200 hizmet puanı vardı. 50 puanla tayin olunabilecek varoş okullardan birine verdiler. Bu okul kendisi için sürgünün sürgünün sürgünü idi. Orada başladı göreve. Artık kimseyle konuşmuyor, ders anlatıp evine gidiyordu. En doğrusu belki de buydu.
 
* * *
 
Meslekte 17. yılıydı. Bu süre zarfında en az 5 defa tayin isteme hakkı varken hep sürülmüştü. Tutanaklar, soruşturmalar, ifadeler, yalanlar dolanlar, iftiralar… Yaşadıkları film şeridi gibi gözünün önünden geçti. Tesadüf ki soyadı ’’Süngün’’ dü. Tarama Sözlüğü’ nden manasına baktı: Büzüşmüş, küçülmüş, deforme olmuş; anlamlarına geliyordu. Çok sinirlendi, mahkeme başvurdu, ’’Sürgün’’ olarak değiştirdi. Hayatındaki tek gerçek buydu…
 
Yazar notu:Bu olaylar silsilesi İç Anadolu’ da bir ilde yaşanmış olup mağdur öğretmen arkadaşımızla Isparta’ da bir çay bahçesinde tesadüfen tanıştım. Anlattıklarını hayretle dinledim, yazıya dökmek istediğimi belirttim. İsim ve yer adı kullanmadan yazabileceğimi söyledi. Mahkeme yoluyla değiştirdiği soyadı, birleşik sözcüktür. Mahkeme, mağdur öğretmenin talebi doğrultusunda soyadının sadece ilk sözcüğünde değişiklik yapmış olup soyadına ait ikinci sözcüğü değiştirmemiştir.
 
 
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı
Güncelleme Tarihi: 16 Temmuz 2014, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER