ÇANAKKALE RUHUNU EYLEM DÜNYAMIZDA DİK VE CANLI TUTMALIYIZ

ÇANAKKALE RUHUNU EYLEM DÜNYAMIZDA DİK VE CANLI TUTMALIYIZ
    Memur-Sen'in gençlik teşkilatı Genç Memur-Sen tarafından 81 ilde düzenlenen, "Direnişin Sembolü İstiklal, Destanın Adı Çanakkale" temalı mektup yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verildi. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ve MEB Bakan Yardımcısı Orhan Erdem'in katılımlarıyla düzenlenen programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, mektup yarışmasına katılanlara, dereceye girenlere, juri heyetine ve Genç Memur-Sen'e teşekkür etti.

"Genç Memur-Sen’imizin en büyük özelliği faaliyetlerinde istikrara önem vermesi, faydalı olanı devam ettirmesidir" diyen Yalçın, "Genç Memur-Sen’imiz, geçen yıl Cumhurbaşkanımızın da katılımlarıyla onurlandırdığı “Ülkemiz İçin, Birliğimiz İçin, Türkiye İçin Yeniden Çanakkale Ruhu ve Gençlik “Programıyla bizleri bir araya getirmişti. Bu yıl da yine anlamlı bir etkinlikle, Çanakkale Ruhuyla, dirilişe ve şahlanışa uyanan Türkiye’yi Ankara’da buluşturdu" dedi.

BU MEKTUPLAR GELECEK ADINA UMUTLARIMIZI YEŞERTİYOR

Yarışmaya katılan tüm gençleri kutlayan Yalçın, "Memur-Sen yayınları arasında daha şimdiden yerini alan 'Direnişin Sembolü İstiklal, Destanın Adı Çanakkale' eserinde yer alan gerek il birincileri gerekse yarışmaya katılan diğer eserlerde gelecek adına umutlarımızı bir kez daha arttıran anlamlı bir tabloyu görüyorsunuz. Gençlerimizin büyük bir tefekkürle kaleme aldığı eserleri okuduğumuzda, yüksek bir vatan sevgisi,  derin bir tarih bilinci, şehitlere saygı ve minnet duygusunu; atalarını dille değil, gönülle ve gönülden sevdiklerini görüyoruz.  Emanete sahip çıkma, emaneti yerde bırakmama şuurunu görürsünüz. Bu yazılarda, kökünün ve özünün sağlam olduğunun farkında olan bir gençlik var. Türkiye’nin dört bir köşesinden yazılan bu mektupların; Her birinin gönül anayasamız olduğuna şahitlik edersiniz. Birlik ve kardeşlik alfabemizle yazıldığına şahitlik edersiniz.  Kars’tan Muğla’ya, Edirne’den Diyarbakır’a ortak bir kimlik oluştuğunu görürsünüz. Yazıların aynı ruh ve inançla yazıldığını görürsünüz. Milli ve yerli bir ruh ve anlayışla yazıldığını görürsünüz. Bu ortak kimliği temsil eden gençlerin kadim medeniyetimizle güçlü bağlarına şahitlik edersiniz.  Böyle genç ve yazan bir neslin var olması, ümitlerimizi artırıyor. Peygamberin ümmeti olmak, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta olmak, Abdülhamit’in torunu ve Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, İbni Haldun’un mirasçısı olmak, bir övünme gerekçesi değil, çağı ve insanı değerlerimizle kuşatma sorumluğunu yüklenme gerekçesidir. Onlarla aramızdaki bağ, taşınması zor bir sorumluluk yüklüyor hepimize. Bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirmek zor ama imkânsız değil. 1915’in Seyit Onbaşısı 250 kiloluk top mermisini yüklenmişse, Bugünün Seyit Onbaşıları dünyanın farklı yerlerindeki 250 gençle, 250 yazarla, 250 bilim insanıyla tanışmalı, konuşmalı, okumalı ve fikirlerini paylaşmalıdır. 250 buluş, dünya çapında 250 marka, 250 patent üretmelidir" şeklinde konuştu.

BU TABLO EMEKLERİN BOŞA GİTMEDİĞİNİ GÖSTERİYOR

Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yarışmaya katılanlarda da, dereceye girenlerde de genç kızlarımız ağırlıkta. Şerife Bacıların, Kara Fatmaların, Halide Edip Adıvarların, Gevher Nesibelerin ve Samiha Ayverdilerin 21. Yüzyıldaki mirasçılarını burada görmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu tablo, “At üstünde fethe uçan cihangirlerin”, “Bir kolunu kaybedip diğer kolum sağlam” diyerek cepheye koşanların, Gazilerin, cephede düşmana insanlık öğreten komutanların emeklerinin boşa gitmediğini gösteriyor. Mehmet Akif İnan’ın diktiği fidanların, ektiği tohumların boşa gitmediğini görüyoruz. 1992’de Eğitim-Bir-Sen’le, 1995’de Memur-Sen’le erdemli bir hareket başlatan, Genç Memur-Sen’lilerin yetişmesinin zemini oluşturan merhum kurucu genel başkanımızı rahmet ve minnetle anıyorum."

GÜNÜN ERDEMLİLERİ, İHTİYAÇ BÖLGELERİNE HASTANELER AÇIYOR

Gençlere seslenen Yalçın, "Üzerinizde ağır ve tarihi bir sorumluluk var. Çanakkale Savaşı’nı ruhsuz, fikirsiz, yüzeysel turist bakışıyla okuyamayız. Çanakkale anıtlarını görüp Çanakkale Ruhunu göremeyenlerin düştüğü durum ortada. Çukur siyasetinin içine düştüler, çukurlarda yok olup gidecekler. Erdemliler okulundan mezun olanlar, dün, Tıbbiyeli olarak Çanakkale’de cephede savaşıyorlardı, bugün ise Somali’de, Kosova’da, Sudan’da hastane açıyorlar, ameliyat yapıyorlar. Çünkü onların pusulaları, vicdanları ve medeniyet değerleridir. Çünkü onlar turistik bir okuma değil, Anadolu’nun manasını bilenler olarak derin okumalar yapıyorlar" dedi.

YALÇIN'DAN GENÇLİĞE TAVSİYELER

Konuşmasına, "İnsanın ilk işi öğrenmek, İslam’ın ilk emri 'oku' " diyerek devam eden Yalçın, "Genç Memur-Sen’in hazırladığı program ve etkinliklerle sistemli dünya okumaları yapacaksınız,  geleceğe hazırlayıcı Türkiye okumaları yapacaksınız. Büyük bir tefekkürle ve analitik düşünceyle dünya coğrafyasının tuzaklarını önceden görecek, fırsatlarını önceden keşfedeceksiniz. Gelecek odaklı strateji okumaları yapacaksınız. Tabiî ki bu derin okuma eylemini yalın bir okumayla bırakmayacaksınız. Bu okumalardan teklifler üreterek, teklifler hazırlayarak dünya gençliğine, İslam ülkeleri gençlerine, Türkiye gençliğine ikna edici bir üslupla sunacaksınız. Bu tekliflerinizi insanlığın hizmetine vereceksiniz. Maziden güç alarak atiye güç katacak bu tekliflerin hayata geçmesiyle birlikte; Çanakkale ruhuyla geleceğe mektup yazmış, geleceğin medeniyetine imzanızı atmış olacaksınız. Bu anlayışla,  buluşların, icatların, patentlerin altına mührünüzü vuracaksınız. Öğrenme ve okumalarla başlattığınız süreci, tekliflerle sürdürecek, okunacak işler ortaya koyarak tamamlayacaksınız. Entelektüel ve münevver, ideali ortaya koyar, itiraz ve isyan eder. Aktüel olan,  gündemi takip eder ve taklit eder. Siz bu duruşunuzla, her zaman en iyileri ve en faydalıları yapacaksınız. Dünya slikon vadisinde akıllı telefon üretiyor, ancak aynı zamanda sömürü düzenini devam ettiriyor. Siz hem teknoloji üretecek hem de sömürü düzenini elinin tersiyle itecek, ahlak ve adalet medeniyeti kuracak nesiller olacaksınız. TEOG, YGS, LYS, KPSS sınavlarını kazandığınızda değil, insanlık için faydalı işler yaptığınız, ahlaklı ve kişilikli bir kimlik ürettiğinizde kazandığınızı bütün dünyaya ilan edeceksiniz. Soru çözdüğünüzde değil, insanlığın sorunlarını çözdüğünüzde kendinizi başarılı sayacaksınız. Matematik, fizik, kimya, biyoloji, astronomi alanlarında teori geliştirebiliyor muyuz? Yeteri kadar geliştiremiyoruz. O zaman başkalarının teorileri üzerinde pratik yapmaktan başka işe yaramazsınız" şeklinde konuştu.

SORUMLULUK BİLİNCİYLE HAREKET ETMELİSİNİZ

Atalarımızın gençliğe bağımsız bir vatan emanet ettiğini ifade eden Yalçın, "Sizler şehitlerimize, gazilerimize ve atalarımıza seslenirken “Emanetiniz emanetimizdir” demişsiniz. Bu büyük bir sorumluluk duygusudur. Bu sorumluluk duygusuyla atalarımızın emanet ettiği bağımsız topraklar üzerinde zihniyet bağımsızlığı mücadelesi vermeliyiz. Ekonomik bağımsızlık mücadelesi başlatmalı, dünyanın en büyük 10 ekonomisinin arasında yerimizi almalıyız. Bilim, sanat, kültür ve edebiyat alanlarında milli ve yerli direnişleri başlatmalı, bu alanlarda dünyaya rehberlik ve öncülük etme noktasına gelmeliyiz. Teknolojide bağımlılıktan kurtulmalı, teknolojinin üretim merkezi olmalıyız. 21. Yüzyılın en büyük belası terörü bitirmeli, insanlığa barışı ve kardeşliği armağan etmeliyiz. Haçlı anlayışıyla, milletimizi, devletimizi ve vatanımızı ameliyat etmek isteyenlere, operasyon yapma planları yapanlara izin vermemeliyiz" dedi.

ERDEMLİ BİR GENÇLİK SİZİN ELLERİNİZDE

"Çanakkale Savaşı büyük bir destandı. İstiklal destanıydı" diyen Yalçın, "Bugün sizler istikbalin destanını yazmak için görevi sürdürüyorsunuz. Çanakkale Ruhunu akıl, ruh ve eylem dünyamızda hep dik ve canlı tutmalıyız. Genç bir kız, bilge bir adamı test etmek istiyor, biraz da halkın içinde zor duruma düşürmek istiyor. İki elinin arasına bir kelebek koyuyor ve bilge adama ‘avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölümü’ diye soruyor. Ölü derse kelebeği salıverecek, canlı derse avucunu bastırıp kelebeği öldürecek. Bilge adam, her ne derse tersini ispat etmiş olacak. Kız, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatıyor: ‘Avucumun içinde bir kelebek var: Canlı mı, ölümü?” Bilge adam cevap veriyor: “Canlı olması da, ölü  olması da senin ellerinde kızım, senin ellerinde.." Daha huzurlu bir dünya sizin ellerinizde. Daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye sizin ellerinizde. Yarınların teminatı olacak daha erdemli gençlik sizin ellerinizde. İnsanlığa daha faydalı Memur-Sen ve Genç Memur-Sen sizin ellerinizde. Bu duygu ve düşüncelerle 101 yıl önce Çanakkale’de yazılan destan ve o destanın tüm kahramanlarını bir kez daha hürmetle, muhabbetle, şükran ve minnetle yad ediyor,  siz mirasçıları için de Allah’a dua ediyorum" şeklinde konuştu.
 
 
 
 

 
Güncelleme Tarihi: 23 Mart 2016, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER