DİSK Kadın Komisyonu'nun, 8 Mart mesajı:

Emeğimizin,bedenimizin,kimliğimizin özgürleşmesi için örgütleniyoruz

DİSK Kadın Komisyonu'nun, 8 Mart mesajı:

“Dans edemediğim devrim, benim devrimim değildir” demiş Emma Goldman. Oysa ki yüzyıllardır kadınlar dans edemedikleri bir devrimi sahipleniyorlar, birgün dans edebilmek için, birgün dünyadaki herkesin birlikte dans edebilmesi için.

Bundan tam 150 yıl önce 8 Mart 1857 yılında, kadınlar bilinen, günümüze kadar anısı mücadelemize ışık olan ilk danslarını yaptılar, müziklerinin adı isyan çığlıkları, danslarının adı grevdi. Bizlere bıraktıkları mirasın adı ise kadınlar günüydü. Kadınlar sadece sömürü koşullarındaki çalışma koşullarına değil ama aynı zamanda kadın oldukları için uğradıkları ayrımcılığa da isyan ettiler.

Çünkü biz kadınlar erkeklerle eşit doğuyoruz ama eşit yaşamıyoruz. Çünkü erkeklerin erkek oldukları için kazanılmış hakları var, ama biz kadınlar tıpkı köşe yazarı bir kadın arkadaşımızın dediği gibi o kazanılmış haklar sonuncu verilen kararlarla hayatı kararanlarız..

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hayatları kararan kadınların sayısı gün geçtikte artıyor, erkek patronlar tarafından işten çıkarılıyoruz, yok sayılıyoruz, etek boyumuzu uzatmamız söyleniyor, yaşamımızdaki en yakın erkek tarafından sokak ortasında katlediliyoruz, tanıdığımız tanımadığımız erkekler tarafından cinsel tacize uğruyoruz, erkek polis tarafından karnımızdaki bebeğimiz düşürülüyor, erkek yargı tarafından haklarımız çiğneniyor, erkek devlet tarafından ise tamamen gözden çıkarılıyoruz.

Binlerce kez söyledik; kadın cinayetleri münferit değildir, çünkü ayda yılda bir olan, düşünülmeden tasarlanmadan, istisnai bir şekilde gerçekleşmiyor, kadın cinayetleri sistematik ve politiktir. Kadın cinayetleri; kadınların bedenleri üzerinde erkek hâkimiyetini sürdürmenin en acımasız halidir. Kadın cinayetlerinde, kadını öldüren erkek kadar, cinayetlere ortam hazırlayan, meşru gören, korumayan devlet sistemi ve şiddete göz yuman herkes sorumludur. Çünkü erkek egemen devlet yapısı; kadın cinayetlerini cezalandırmayan hatta ödüllendiren, haksız tahrik indirimi uygulan bir ceza hukukunu korumakta, kadınların şikayetlerini dikkate almamakta, göz göre göre ölüme davetiye göndermekte, kadın sığınma evlerini kapatmaktadır. Kapitalist devlet; kadınları işlenen cinayetlere karşı korumada rol oynayan sosyal sistemleri kurmamakla, kurulu olanları kapatmakla ve işlevsiz hale getirmekle suçludur. Bu suç kadının ekonomik, sosyal, siyasal alanda yok sayılmasıyla da önlenemez duruma sürüklenmektedir. Ancak biz DİSK’li kadınlar biliyoruz ki bu sistemle yalnızca bedenlerimize karşı değil aynı zamanda emeğimize ve kimliğimize karşı da suç işlenmektedir.

Bugün Ankara’da Türk Patent Enstitüsü’nde çalışan Sosyal-İş’te örgütlenen 64’ü kadın 110 taşeron işçinin işlerine son verildi. Kocaeli Gebze’de sendikalaştıkları için işten atıldı Bericap işçileri. 74 gündür direnişte olan işçilerin arasından kadınlar ön saflarda. Bunlar sadece birer örnek, kadınlar her yerde direnmeye, örgütlenmeye devam edecekler çünkü onlar kazanırsa bütün emekçilerin, bütün kadınların kazanacaklarını biliyorlar. Biz DİSK’li kadınlar, direnişte olan tüm emekçi kadınlarla dayanışma göstereceğimizi, onların mücadelesini her koşulda destekleyeceğimizi burdan ilan ediyoruz.

Biz DİSK’li kadınlar biliyoruz ki kadın emeğine, bedenine ve kimliğine dönük en büyük saldırılar bizzat AKP eliyle yapılmaktadır. Bu nedenle erkek egemen muhafazakar kapitalist zihniyetin sahibi AKP hükümeti suçludur, kadın erkek eşitliğine inanmadığını söyleyen başbakan suçludur, tacizin nedeni dekolte diyen profesöre örtülü destek veren kadın ve aileden sorumlu devlet bakanı suçludur, kadınları esnek, güvencesiz, düşük ücretli çalışmaya mahkum eden çalışma ve sosyal güvenlik bakanı suçludur, Kürt kadınlarının anadilinde konuşmasına ket vuran milli eğitim bakanı suçludur, kadın cinayetlerinde üç maymunu oynayan adalet bakanı suçludur, 12 yaşındaki N.Ç. için “isteseydi tecavüzü engellerdi” diyen hakim ve savcılar suçludur. Tüm bunlara göz yuman herkes suçludur!

Bu nedenle biz DİSK’li kadınlar, hayatı yaratan biz kadınların ayrımcılığa uğramadığı, erkek egemen zihniyetin tarihe karıştığı, kapitalist sistemin yıkıldığı günü görene kadar mücadele etmeye, 8 Mart’larda alanlarda, sokaklarda var olmaya devam edeceğiz.

Biz DİSK’li kadınlar Venezuella’nın başkenti Caracas’ta toplanan Dünya Kadın Konferansına katılan yüzlerce kadına selamlarımızı gönderiyoruz.

Yaşasın 8 Mart!

Yaşasın kadın dayanışması!.




Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER