Dokuz Eylül'de üniversite yönetimi Eğitim İş'in ofisini boşalttı

Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesi’nde Eğitim İş Sendikası’nın ofisinin kapısı, mescit yapılacağı gerekçesi ile kırıldı.

Dokuz Eylül'de üniversite yönetimi Eğitim İş'in ofisini boşalttı

Eğitim İş Sendikasının iddiasına göre; Dokuz Eylül Üniversitesi Tınaztepe Yerleşkesi’nde bulunan ve yetkili sendikanın kullanımına tahsisli olan sendika ofisi, Eğitim İş Sendikası yetkiyi alınca, üniversite yönetimi tarafından mescit yapılacağı gerekçesiyle boşaltılmak istendi.

Eğitim İş Sendikası duruma tepki gösterdi, Tınaztepe Yerleşkesi'ndeki sendika ofisinin kapısının kırılıp, odalarına el konulmasına ilişkin açıklamada bulundu. Eğitim İş'in açıklamasında "Üst üste yaşanan bu iki skandal, bilimin, sorgulamanın, çağdaşlığın kalesi olması beklenen üniversitelerin nasıl bir anlayışla yönetildiğini ve bu zihniyetten neden kurtulmak gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur." ifadeleri kullanıldı.

Yaşanan olaylarla ilgili olarak Eğitim İş Genel Merkezi tarafından yapılan basın açıklaması:

ÜNİVERSİTE YÖNETİCİLERİ, İKTİDARIN DEĞİL BİLİMİN NEFERİ OLMALIDIR!

16 yıllık AKP iktidarı boyunca bilimsellikten, demokratiklikten uzaklaştırılmaya çalışılan üniversitelerin, geldiği son durumu gösteren 2 vahim olay art arda yaşanmıştır.

Bilindiği üzere, mantıktan uzak bölünme kararının ardından haklı protestoların merkezi haline gelen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni cumhurbaşkanı adayı sayın Muharrem İnce ziyaret etmiş, bu ziyaretin ardından fakülte dekanı Prof. Dr. Alaattin Duran ve yardımcıları YÖK'ün talimatıyla rektörlük tarafından 'istifaya zorlanmak' metoduyla görevden alınmıştır.

ÖNCE CERRAHPAŞA SONRA 9 EYLÜL

Dekan Duran, istifasının ardından “Sayın Muharrem İnce’ yi okula almamam gerektiği konusunda talimat verdiler. Ancak ben bunu kabullenemedim. Böyle bir şey mümkün değildi. Açıkça söylemek gerekirse bu olay ipimizi çekti” açıklaması yaptı.

Bu açıklama, üniversite rektörlerini akademi dünyasının listesinde sonlarda olmasına rağmen yandaşlık kriteriyle atayan zihniyetin kendisinden olmayanlara tutumunu, bir darbe kurumu olan YÖK’ün yandaşlıkta ne kadar sınır tanımayacağını bir kez daha göstermiştir.

İlerici kamuoyu bu olayı konuşurken, 9 Eylül Üniversitesi’nde sendikamıza ve üyelerimize yapılan bir haksızlık, bu saldırgan tutumun sistematik ve yaygın olduğunu ispat etmiştir.

Yetki kazandığı için Üniversitenin Tınaztepe Yerleşkesi’nde yetkili sendikalara ayrılan odaya yerleşen üyelerimiz, dün sabah yönetimin akıl almaz bir saygısızlığına maruz kalmıştır.

ODA GASP EDEN BİR YÖNETİM

Hükümete yakın sendikanın değil, Cumhuriyet ilkelerinin savunucusu olan Eğitim İş’in yetki almasını hazmedemeyen üniversite yönetimi, üyelerimizi arayarak odanın boşaltılmasını istemiş, odayı mescit yapacaklarını söylemiştir. Üyelerimiz ise sendikamızın yetki kazandığını ve bir çalışma ofisi hakları olduğunu hatırlatıp, kendilerine bir yer göstermeden hak edilmiş odayı terk etmeyeceklerini bildirmiştir.

Üniversite yönetimi, yer göstermek bir yana dursun, akademi camiasına yakışmayacak bir vandallığa girişmiştir. Söz konusu odanın kapısını kırmış, kilidi değiştirmiş ve içeride üyelerimizin eşyaları olduğu halde oda gasp edilmiştir.

YILMADIK, YILMAYACAĞIZ

Üst üste yaşanan bu iki skandal, bilimin, sorgulamanın, çağdaşlığın kalesi olması beklenen üniversitelerin nasıl bir anlayışla yönetildiğini ve bu zihniyetten neden kurtulmak gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur.

Eğitim-İş olarak; akademide ilerici akademisyenlerin tırpanlanmasına, bilim yuvalarının cehaletin temsilcisi niteliğinde yöneticilerle dağıtılmasına, kazanılmış hakların iktidar yandaşlarınca gasp edilmesine karşı verdiğimiz mücadelemizi sonuna kadar ve yılmadan sürdüreceğimizi ilan ediyoruz.

Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2018, 19:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER