Türkiye’nin eğitimde yaygınlık ve ulaşılabilirlik alanlarında başarılı bir ülke olduğunu fakat eğitimin kalitesiyle ilgili istenilen yere gelemediğini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Türkiye, bilgi ve teknolojideki değişimin çok hızlı ve çok boyutlu bir şekilde yaşandığı küreselleşmenin bu yepyeni evresinde, bölgesel sarsıntılar nedeniyle önemli bir dönemeçte bulunmaktadır. Türkiye’nin heyecan verici hedeflere ulaşması kaliteli bir eğitim sistemi ve bilgi temelli bir milletle mümkün olur” dedi.
Çağdaş, demokratik ve kaliteli eğitim sistemlerinin temel hak ve özgürlükleri, toplumsal sivilleşmeyi merkeze aldığını söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, DESAM’ın düzenlediği haftalık toplantısında yaptığı konuşmada “Ülkemiz eğitim sisteminde birtakım otoriter tabu ve zihniyetler yıkılıyor fakat yerini özgürlükçü, demokratik ve bilimsel anlayışlar alamıyor. Okullarımızı akıllı tahtalarla, tablet ve bilgisayarlarla donatıyoruz fakat bilim ve teknoloji üretemiyoruz” eleştirisinde bulundu.
KALİTELİ EĞİTİM OLMADAN ASLA!...
Eğitim reformlarına dönük tepki ve güvensizliklerin temelinde, toplumsal kapsayıcılık ve uzlaşma eksikliği bulunduğunu söyleyen Avcı, “Fatih projesiyle çağın en önemli bilgi ve iletişim teknolojisi bilgisayar ve internetin ulaşmadığı okulun kalmaması, okul ve derslik sayısındaki artış, ücretsiz ders kitabı, , müfredatın yapılandırmacı bir anlayışla yeniden düzenlenmesi, e-devlet uygulaması kapsamında MEBBİS, e-okul ve daha ileri uzaktan eğitim çalışmalarına geçilmesi, öğrenci annelerine ödenen şartlı eğitim yardımları gibi… bütün bunlar elbette çok başarılı çalışmalar. Ancak yapılan ortak sınav sonuçlarına baktığımızda görüyoruz ki demografik göstergeler yoksul semt okullarında okuyan çocukların aleyhine işlemeye hızla devam ediyor” diye konuştu.
YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE DEMEK CİDDİ BİR MEYDAN OKUMADIR!
Özellikle ekonomik ve politik olarak 2023, 2053, 2071 gibi hedefler ortaya koyan Türkiye’nin aslında eğitim alanında böylesine uzun vadeli ve derinlikli hedefler ortaya koyması lazım geldiğini ifade eden Avcı, “Türkiye, kaliteli insan kaynağına dayalı yüksek katma değer üreten bir eğitim sistemiyle yeniden büyük Türkiye olur. Yeniden büyük Türkiye demek bir meydan okumadır. Yeniden büyük Türkiye’nin güç kaynağı da çağdaş ve nitelikli eğitim sistemi olacaktır. Bu hedeflerin başarısı iç ve dış politika önceliklerine uygun biçimde hedeflenen çok boyutlu eğitim sistem yapıları inşa edilebilmesiyle mümkündür. Türkiye yumuşak ve sert güç kapasitesini de tam olarak eğitimli bir gençlikle harekete geçirebilir. Bir eğitim sistemi inşası plan ve programı olmadan üretilecek büyük politikalar ve dillendirilen hedefler kalıcı sonuç vermez. Türkiye’nin önündeki en önemli zihinsel eşiği; eğitim sisteminde sektörel, finansal ve stratejik derinleşmesidir” dedi.
BAŞBAKAN, BAKAN VE MÜSTEŞARA TASVİYELER…
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin’in eğitim sisteminin böylesi sorunlarına dair vizyon ve entellektüel birikime sahip kişiler olmalarına rağmen henüz bu seviyeye yönelik çözüm yol haritalarını işletme aşamasına ulaşamadıklarının altını çizen Gürkan Avcı, “Başbakan Ahmet Davutoğlu’da bu hususlarda eleştirel düşünce kapasitesine sahip bir siyasetçi ancak eğitimi, diğer tüm sorunların bir adım önünde tutması gerekiyor. Özetle hükümet ve eğitim bürokrasisi büyük ölçüde eğitim sistemini yenilemesi, özgün bir anlayışla çağdaşlaştırması ve altyapısını dönüştürülmesi gerekiyor. Hükümetin eğitimde hızla insan kaynağının dönüşümünü sağlayarak, teknoloji ve medeniyet üretecek bir eğitim sistemi revize etmesi elzem. Türkiye’de eşitlikçi, adaletli ve demokratik bir hayat alanı inşasında temel referans güçlü, çağdaş, özgün bir eğitim sistemi olacaktır” dedi.
2015 EĞİTİM BÜTÇESİ EN BÜYÜK BÜTÇE OLSA DA YETMİYOR!
2015 Bütçe Kanunu Tasarısı’na göre 472 milyar 943 milyon TL olarak öngörülen Türkiye bütçesinin, geçen yıla oranla yüzde 11 artarak 62 milyarla en büyük bölümünü oluşturan eğitim bütçesinin de hükümetin eğitime verdiği önemin bir göstergesi olduğunu söyleyen Avcı, “Ancak, 2015 eğitim bütçesi 62 milyar lirayla Cumhuriyet tarihinin en yüksek bütçesi olmasına rağmen OECD ve AB ortalamasının altındadır. En büyük bütçenin eğitime ayrılıyor olmasından memnuniyet duyuyoruz fakat bu miktarın eğitimin temel ihtiyaçlarını ve zorunlu harcamalarını karşılamaya yeterli olmadığını ve eğitimde yakalamamız gereken hedefe bizi taşıyamayacağını ifade etmek isterim” diyerek sözlerine son verdi.
Çağdaş, demokratik ve kaliteli eğitim sistemlerinin temel hak ve özgürlükleri, toplumsal sivilleşmeyi merkeze aldığını söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, DESAM’ın düzenlediği haftalık toplantısında yaptığı konuşmada “Ülkemiz eğitim sisteminde birtakım otoriter tabu ve zihniyetler yıkılıyor fakat yerini özgürlükçü, demokratik ve bilimsel anlayışlar alamıyor. Okullarımızı akıllı tahtalarla, tablet ve bilgisayarlarla donatıyoruz fakat bilim ve teknoloji üretemiyoruz” eleştirisinde bulundu.
KALİTELİ EĞİTİM OLMADAN ASLA!...
Eğitim reformlarına dönük tepki ve güvensizliklerin temelinde, toplumsal kapsayıcılık ve uzlaşma eksikliği bulunduğunu söyleyen Avcı, “Fatih projesiyle çağın en önemli bilgi ve iletişim teknolojisi bilgisayar ve internetin ulaşmadığı okulun kalmaması, okul ve derslik sayısındaki artış, ücretsiz ders kitabı, , müfredatın yapılandırmacı bir anlayışla yeniden düzenlenmesi, e-devlet uygulaması kapsamında MEBBİS, e-okul ve daha ileri uzaktan eğitim çalışmalarına geçilmesi, öğrenci annelerine ödenen şartlı eğitim yardımları gibi… bütün bunlar elbette çok başarılı çalışmalar. Ancak yapılan ortak sınav sonuçlarına baktığımızda görüyoruz ki demografik göstergeler yoksul semt okullarında okuyan çocukların aleyhine işlemeye hızla devam ediyor” diye konuştu.
YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE DEMEK CİDDİ BİR MEYDAN OKUMADIR!
Özellikle ekonomik ve politik olarak 2023, 2053, 2071 gibi hedefler ortaya koyan Türkiye’nin aslında eğitim alanında böylesine uzun vadeli ve derinlikli hedefler ortaya koyması lazım geldiğini ifade eden Avcı, “Türkiye, kaliteli insan kaynağına dayalı yüksek katma değer üreten bir eğitim sistemiyle yeniden büyük Türkiye olur. Yeniden büyük Türkiye demek bir meydan okumadır. Yeniden büyük Türkiye’nin güç kaynağı da çağdaş ve nitelikli eğitim sistemi olacaktır. Bu hedeflerin başarısı iç ve dış politika önceliklerine uygun biçimde hedeflenen çok boyutlu eğitim sistem yapıları inşa edilebilmesiyle mümkündür. Türkiye yumuşak ve sert güç kapasitesini de tam olarak eğitimli bir gençlikle harekete geçirebilir. Bir eğitim sistemi inşası plan ve programı olmadan üretilecek büyük politikalar ve dillendirilen hedefler kalıcı sonuç vermez. Türkiye’nin önündeki en önemli zihinsel eşiği; eğitim sisteminde sektörel, finansal ve stratejik derinleşmesidir” dedi.
BAŞBAKAN, BAKAN VE MÜSTEŞARA TASVİYELER…
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin’in eğitim sisteminin böylesi sorunlarına dair vizyon ve entellektüel birikime sahip kişiler olmalarına rağmen henüz bu seviyeye yönelik çözüm yol haritalarını işletme aşamasına ulaşamadıklarının altını çizen Gürkan Avcı, “Başbakan Ahmet Davutoğlu’da bu hususlarda eleştirel düşünce kapasitesine sahip bir siyasetçi ancak eğitimi, diğer tüm sorunların bir adım önünde tutması gerekiyor. Özetle hükümet ve eğitim bürokrasisi büyük ölçüde eğitim sistemini yenilemesi, özgün bir anlayışla çağdaşlaştırması ve altyapısını dönüştürülmesi gerekiyor. Hükümetin eğitimde hızla insan kaynağının dönüşümünü sağlayarak, teknoloji ve medeniyet üretecek bir eğitim sistemi revize etmesi elzem. Türkiye’de eşitlikçi, adaletli ve demokratik bir hayat alanı inşasında temel referans güçlü, çağdaş, özgün bir eğitim sistemi olacaktır” dedi.
2015 EĞİTİM BÜTÇESİ EN BÜYÜK BÜTÇE OLSA DA YETMİYOR!
2015 Bütçe Kanunu Tasarısı’na göre 472 milyar 943 milyon TL olarak öngörülen Türkiye bütçesinin, geçen yıla oranla yüzde 11 artarak 62 milyarla en büyük bölümünü oluşturan eğitim bütçesinin de hükümetin eğitime verdiği önemin bir göstergesi olduğunu söyleyen Avcı, “Ancak, 2015 eğitim bütçesi 62 milyar lirayla Cumhuriyet tarihinin en yüksek bütçesi olmasına rağmen OECD ve AB ortalamasının altındadır. En büyük bütçenin eğitime ayrılıyor olmasından memnuniyet duyuyoruz fakat bu miktarın eğitimin temel ihtiyaçlarını ve zorunlu harcamalarını karşılamaya yeterli olmadığını ve eğitimde yakalamamız gereken hedefe bizi taşıyamayacağını ifade etmek isterim” diyerek sözlerine son verdi.