FEN-EDEBİYAT FAKÜLTELERİ SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan “Fen-Edebiyat Fakülteleri Sorunu Çözülmelidir ”dedi.

FEN-EDEBİYAT FAKÜLTELERİ SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTELERİ SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan “Fen-Edebiyat Fakülteleri Sorunu Çözülmelidir ”dedi.

Fen-Edebiyat Fakültelerinde okuyan öğrencilere öğretmenlik formasyonu verilmeyeceği haberi haklı olarak büyük bir infiale sebep oldu. Birçok kişi öğretmenliğe kaynak olarak Eğitim Fakültelerini kabul etmektedir. Bu kanaat, bu okullara giren öğrencilerin, öğretmen olmak ve bu hedefle, buraları tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Eğitim Fakültesi mezunlarının, öğretmen olmaktan başkaca bir şansı da bulunmamaktadır. Siyasi iktidar, on yıl önce, 72 bin olan ataması yapılmayan öğretmen sayısını, yanlış öğretmen istihdam politikası yüzünden, göz göre göre, bugün 350 bin’lere çıkmasını seyretmiştir. Yıldan yıla artan, atama bekleyen öğretmen sayısı, duruma çözüm bulamayan İktidarı, öğretmenliğe kaynak okulları azaltmaya yönlendirmiştir. Adam gibi öğretmen atama politikası oluşturmayı beceremeyenler, en kolay yolu bulmuş ve Fen- Edebiyat Fakültelerini oyun dışı bırakmayı tercih etmiştir. Aldıkları kararın, hangi sonuçları doğuracağını düşünmekten aciz bir anlayışla, kazanılmış haklar ilkesini göz ardı ederek, 200 bin öğrencinin umutlarını tükettiklerini fark edemeyenler, bir çırpıda Fen- Edebiyat Fakültelerini gözden çıkarmayı geçerli bir yol sanmaktadırlar. KESK’e bağlı Eğitim Sen’in açtığı davayla, yargının Fen-Edebiyat fakültelerine formasyonu engelleyen kararını, dört gözle bekliyor gibi, jet hızıyla Fen-Edebiyatları şok eden kararı aldılar. Mahkemenin kararı Eğitim Fakültelerinde 5 yıl, Fen Edebiyat Fakültelerinde okuyanların 4 yılda öğretmen olmaları kararını bozmuştur. Mahkeme kararının ne anlama geldiğini fark edemeyenler sorunu bir çıkmaza sürüklemişlerdir. Fen-Edebiyatlarla ilgili olumsuz kararın tek sorumluları YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığıdır. Bugüne kadar, işlerine gelmeyen, birçok yargı kararının arkasından dolananlar, şimdi çıkıp ta, bu kararı bahane etmesinler. Çünkü bu karar eşitsizliğin düzeltilmesine yöneliktir. Bugüne kadar hukuk tanımayanlar, şimdi hukukun ardına saklanmasınlar ve hukuki kararları yanlış tefsir etmesinler. Eğitim Fakültesi mezunlarının öğretmen olarak, öncelikli atanmasına kimsenin itirazı yoktur. Ancak, bugüne kadar Fen-Edebiyat mezunlarını öğretmen olarak atayanlar sizler değil miydiniz? Bugün bu okulları tercih edenler, size güvenerek Fen-Edebiyat Fakültelerini tercih ettiler. Bugün, sadece, 11 üniversiteye bağlı Eğitim Fakültesinde, lise branş öğretmeni yetiştirilmektedir. Bu kararınız, önümüzdeki yıllarda lise branş öğretmeni ihtiyacı yaratmayacak mıdır? Yeni ihdas ettiğiniz 4+4+4 sisteminin branş öğretmeni ihtiyacını artıracağını da söyleyen, aynı Milli Eğitim Bakanlığı değil mi? Eğitim Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi kavgası oluşturmanın doğru olmadığına inanıyoruz. Kavga ve ben haklıyım yerine bir çözüm arayışına girilmelidir. Eğitim Fakültesi mezunları da mağdurdur, ataması yapılmayan mezun sayısı 350 binlere ulaşmıştır. Ancak bu durum, Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencilerini tamamen umutsuzluğa sürüklemek sonucunu doğurmamalıdır. Çünkü, öğretmen ataması konusunda yaşanan kaosun sebebi, Fen-Edebiyat Fakültelerini tercih eden öğrenciler değildir. Bu öğrenciler, Fen-Edebiyat tercihlerini mevcut sisteme güvenerek yapmışlardır. Şu anda görev yapan, on binlerce Fen-Edebiyat Fakültesi mezunu öğretmen bulunmaktadır. Alınan bu karar, sadece, Fen-Edebiyat Fakültelerini değil, öğretmenliğe kaynaklık eden, İlahiyat, Spor Akademileri gibi okulları da, olumsuz etkileyecektir. Türk Eğitim-Sen olarak, acele ve sonuçlarının neler olacağı derinlemesine düşünülmeden alınan söz konusu kararın, kazanılmış haklar ilkesi ve 200 bin gencimiz açısından, yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı beraberce, Eğitim Fakülteleri, Fen-Edebiyat Fakültelerinin ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile en kısa sürede bir çalıştay düzenlemelidir. Çalıştay’da, hem Eğitim Fakültelerinin hem de Fen-Edebiyat Fakültelerinin içinde bulunduğu durum beraberce ele alınmalı, bundan sonra, Fen-Edebiyat Fakülteleri açısından nasıl bir yol takip edileceği, Eğitim Fakülteleri ile birleşip birleşemeyeceği gibi konular masaya yatırılmalı, ülke ve gençlerimizin geleceği yönünden kar, zarar analizleri yapılmalı ve en kısa zamanda uygulanacak bir yol haritası ortaya konulmalıdır. Yukarda açıkladığımız çalışmalar yapılana ve sonuçlanıncaya kadar, YÖK formasyon konusundaki kararını askıya aldığını açıklamalıdır. Aksi takdirde, 200 bin öğrencinin umutsuz bırakılmasının tarihi sorumluluğu YÖK ve Milli Eğitim Bakanına ait olacaktır. Bundan sonra da, sayıları yüzü geçen Fen-Edebiyat Fakültelerinin bir anlamının kalmayacağı görülmelidir. Bu problemin aşılması için, Sayın Başbakan’da devreye girmeli ve söz konusu çalıştayın bir an önce yapılması için talimat vermelidir.
Güncelleme Tarihi: 27 Nisan 2012, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER