GÜNDOĞDU: Demokratikleşme Paketi değerlendirdi
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Demokratikleşme Paketi"ne ilişkin "Bütün bunları normalleşen, demokratikleşen, 'halkının beklentilerine cevap veren Türkiye' adımlarının güzel bir halkası olarak görüyorum" dedi.
Gündoğdu, yaptığı açıklamada, paketin kendilerini doğrudan ilgilendiren 5-6 yönünden birinin "kamuda başörtü özgürlüğü" olduğunu, bu özgürlüğün elde edilmesi hakkına, Memur-Sen olarak kuruldukları günden beri inandıklarını söyledi.
"Cinsiyet ayrımcılığının olmaması, kadınlar arası eşitsizliğin olmaması ve insanların seçmediği cinsiyetinden dolayı dışlanma ayıbının sona erdirilmesi gerektiğini" savunduklarını belirten Gündoğdu, "İnancı gereği başını örten, başını açanın bu haklardan yararlandığı halde başörtülü olduğu için yararlanmama ya da aynı inançtaki erkek bu haklardan yararlandığı halde o, kadın olduğu için yararlanmama gibi başörtülü kadını dışlayan, adeta 'Cumhurbaşkanı eşi bile olabilirsiniz ama birey olamazsınız' denen bu ayıp, bugün açıklanan paketle hukuki olarak da sona eriyor" diye konuştu.
-"Tarihi adım"
Konfederasyon olarak 2012'nin ilk aylarında "sivil itaatsizlik" eylemi başlatarak 12 milyon 300 bin imza topladıklarını dile getiren Gündoğdu, şöyle devam etti:
"Sivil itaatsizlik eylemlerimizde 'Kılık-kıyafet yasağını ve bu yönetmeliği tanımıyoruz' dedik ve Türkiye genelinde 15 Mart'tan beri kamuda başörtü yasağı meselesini fiili olarak çözdük. Şu anda zaten başörtülü görev yapılabiliyor. Fiili olarak bu sorunu çözmüştük. Bugün, hukuken de çözülmesi gerektiğine dair Sayın Başbakan paketi açıkladı. Bunu ben tarihi bir adım olarak görüyorum. Bu, 2010 referandumu ile başlayan sürecin devamında, müesses nizamın devleti kutsayarak vatandaşlarını 'öteki' ilan ettiği yapıya vurulmuş büyük bir darbedir. 2010 referandumunu, artık devletin değil milletin esas alındığı; bireyin, özgürlüklerin, millet iradesinin hakim olduğu bir anlayışa geçme miladı olarak algılamıştık. Şimdi bugün, 'evet' dediğimiz, istikameti millet olan yeni Türkiye, 'öteki' ilan edilenlerin büyük bir kısmıyla bugün kucaklaşmış oldu. Yani devlet-millet kaynaşmasının en önemli adımlarından biri daha atılmış oldu.
Bunu oldukça önemsiyorum."
Bunu oldukça önemsiyorum."
Paketle "inanç hürriyeti"nin de sağlandığını vurgulayan Gündoğdu, şunları kaydetti:
"Sadece başörtülü olmak değil başkaca ibadetler yapanlara getirilen fiili yasaklar, engeller vardı. Namaz kıldığı için ordudan atılmadan tutun da mescitlerin basılıp ibadet edenlerin dışlanması, horlanması... Zaman zaman Kur'an-ı Kerim'in bile 'yasak yayınlar' arasında toplanması gibi adeta tek parti zihniyetinin, ezanı Türkçe okutması gibi 12 Eylül, 28 Şubat kirli süreçlerinde uygulanan yasaklar vardı. Şimdi, inanç hürriyetinin kanunla teminat altına alınan bir yönü geliyor ve bunu engellemek, suç telakki ediliyor. Pakette, şiddete dönüşmeyen her düşüncenin varolması, inanç hürriyetinin, ibadetlerin önündeki engellerin kalkması gibi bir madde de bulunuyor. Yani doğuştan gelen hakkın kullanımının önü açılıyor ve hukuki bir dayanağa kavuşturuluyor."
-"Andımız" uygulamasının kaldırılması
Nefret suçlarının cezasının arttırıldığını hatırlatan Gündoğdu, "Aynı gemiden olduğumuzu unutarak, kendisinden olmayana hakaretlerle nefretini geçim kaynağı haline getiren anlayışlara da fırsat verilmeyecek. Hukuk devletiysek burada yaşayan, dünya görüşü ne olursa olsun aynı gemide olduğumuzun farkında olmalı ve buna zarar verecek yaklaşımda bulunulmamalı" dedi.
İlkokullardaki öğrenci andı uygulamasının kaldırılmasının da "son derece olumlu bir adım" olduğunu vurgulayan Ahmet Gündoğu, "80 yıldır çocuklara her sabah 'Bu pedagojik midir, bilimsel midir, okutmak doğru mudur? Türk çocuklarına okutuyoruz ama Türk olmayanların bu halde 'Türküm, doğruyum' demesi doğru mudur? diye eleştirdiğimiz, ritüel olarak da hizaya getirme ve daha çocukları okula girerken bir şablona tabi tutarak derse girmeden bir ön terbiye olarak, onları değersizleştirerek, bir kalıba sokarak okula alma anlayışı olan 'andımız' da sona ermiş oluyor" diye konuştu.
- "Çalışanların rahatsız edileceği paketlerin açılmasını da istemiyoruz"
Türk Hava Kurumunun (THK) yardım toplama yetkisinde yapılan değişikliğe işaret eden Gündoğdu, şöyle devam etti:
"Her yıl Ramazan'da okullara fitre, zekat zarfı gönderiliyor, Kurban Bayramı'nda da geçmişte THK, derileri gasbediyordu. Milletin derisini yüzüyordu. Geçen hafta bir genelgeyle bu kalkmıştı. Şimdi bu, yasal güvenceye kavuşuyor. Bu zamana kadar 'İlkokula giden çocuk fitre zekat vermekle yükümlü mü? Devlet neden zarf gönderiyor? diye eleştirdiğimiz, 'Vatandaş derisini istediği yere versin' dediğimiz tablodan kurtulmuş oluyoruz. Bütün bunları normalleşen, demokratikleşen, 'halkının beklentilerine cevap veren Türkiye' adımlarının güzel bir halkası olarak görüyorum. Referandumda bunun istikameti belli olmuştu. Bugün bunun içi biraz daha dolmuş oldu. Bundan sonra da milletin talepleri doğrultusunda cevap verilmeye devam edilsin istiyorum."
Milletin, çalışanların istediği paketlerin açılmasını önemsediklerini belirten Gündoğdu, "Çalışanların rahatsız edileceği paketlerin açılmasını istemiyoruz. Sayın Başbakan'ın (İşçi-memur birleşsin, 'çalışanlar' olsun) demesi gibi iş güvencemizi tartışmaya açacak paketler değil bugün olduğu gibi milleti, çalışanları memnun edecek paketlerin devamı gelsin inşallah" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 30 Eylül 2013, 00:00